en unutulmaz ve en güzelidir. yürürken ona benzeyen birini görürsün aklına gelir. film izlersin aklına gelir. cafede bir şarkı çalar aklına gelir. içersin aklına gelir. ama kim ne derse desin en güzelidir. saf ve temizdir. yalansızdır. kavgaları bile güzeldir. acemilikdir. güzeldir işte.
kesik kesik görüntüler. eldeki kalem kutusunun fermuarı, sıranın üzerindeki tırtıkların dokusu, yanlış yazılan isimleri silerken oluşan silgi çöpleri. ama asla kesişmeyen bakışlar.
sonra azalmayan bir tutkuyla geçen onca senenin ardından yapılan hatalar, travmaların ardından insana kalan kabul edilemeyecek bir benlik, yarım yamalak anılar ve yabancılar. gerçek yabancılar.
lise döneminde özgüvenin dipte olduğu yıllarda ilk defa bi kıza tutulmuştum durun daha önceye gideyim
bi kız vardı o kadar şakirtti ki babadan kıza geçmiş bir olaydı ve kızın adını cemaatçilerin hocası fetullah gülen koymuş o derece şakirtti ve ben o kıza tutulmuştum ilk başlarda az çok muhabbet ediyorduk sonra biraz samimi olunca okuduğu kitaplardan okumaya başladım ( erzurumlu ibrahim hakkı hazretlerinin kitapları tarzı dan brown düşünmeyin ) sonra namaz kılmaya oruç tutmaya başladım ( ki ben kuran kursuna zorla gidip abdestsiz namaz kılan abdestsiz kuran okuyan biriyken )
o kadar çok kuran okuyordum ki 1 sene de 3 defa kuranı hatmetmiştim (2 defa türkçesini 1 defa arapçasını). o kadar çok namaz kılıyodum ki geceleri uykusuz kalıyordum ve gündüzleri hayattan zevk alamıyodum. umarım anlamışsınızdır bu kızın gözüne girmek için yaptıklarımı. tabi bunları yapmakla kalmayıp reklamını da yapıyodum.
plan yapıp bunu uzun vadeye yaymıştım bi acelem yoktu çünkü onla evlenecektim ( kafamı sikeyim ) ilk sene ortak yönlerimizin çok fazla olduğunu gösterip kızı hayran bırakmak, 2. sene hafiften hislerimi belli edecektim, 3. sene biraz nazını çekip çıkmaya başlayacaktım . özgüvenim eksik olmasına rağmen her zaman güvendiğim zekam beni yanıltmaz diye düşünürdüm. sonuçta çok fazla çalışmadan öğretmen lisesini kazanmıştım yaşadığım ilçede 5. olmuştum bu benim götümü kaldırdı açıkçası.
sonra artık planı uygulamada doğru adımlarla giderken hesaba katmadığım birşey oldu. ben bu şakirt kızı sevdiğimi bazı arkadaşlarıma söylediğim için kulaktan kulağa yayılıp kızın kulağına da gitti. tabi kız bunu öğrendikten sonra bile benimle konuşacaktı ama özgüvenim berbat olduğu için ve planlarım bozulduğu için ben bi daha kızın yanına gidip konuşamadım asla ve asla. ilk zamanlar biraz konuşmayı denedikten sonra benim yüzümden artık aynı sınıfta yaşayan 2 yabancıydık sadece ben sapık gibi izliyordum 1 senem öyle geçti.
artık lise 3 e gelmiştik ve benim duygularımdan hiç birşey eksilmemişti hala her gece onu düşünüyor ve allah'a dua ediyodum. tabi artık namaz ve kuran okuma işini çok sık yapmıyodum hatta o kadar azaltmıştım ki cumalara bile 3 haftada 1 gidiyordum. ( 3. hafta sonunda kalbin kararacağını düşündüğüm dönemler) uzaktan öylece izlerdim. iyi kötü 1 senem daha geçmişti ta ki bir gerçeği öğrenene kadar
benim yıllarca peşinde dolandığım bakmaya kıyamadığım kız kötü bir anadolu lisesinden bi apaçi ile çıkıyordu.(belki apaçi değildi ama benim gözümde apaçi) bunu öğrendiğim anda dünyam başıma yıkılmıştı aylarca süren depresyon uykusuzluk az yemek yeme gibi sorunları atlatamamışken bi duydum ki kızın babasının tayini mersine çıkmış. tabi bu da beni daha da üzdü ve depresyonun süresi uzadı psikologa gitmem fayda getirmemişti yakın olan akrabalarımın konuşması bi işe yaramamıştı ama yine de tavsiyelerini dinliyordum (basketbol oynuyor, spor yapıyordum)
sonra 3-4 ay geçti ve ben sorunları atlatmış özgüveni yerine gelmiş yeni bi bireydim. artık sınıf içinde espri yapmaya başlamış ve özgüvenim yerine gelmişti.
nedenini anlamadığım bi şekilde benim evlilik planları yaptığım o zarif kız mesaj atmıştı: istersen deneyebiliriz gibisinden birşey uzun süre oldu ama işin özü bu. ve ben dedim ki : artık çok geç her şey için benim için bittin . işte bu sözleri söylediğim anda kendimle gurur duydum
Şimdi ben oldum yeniden
Kaçıncı kez yitirdiğim bulduğum
Kardeşim kadar eski bir sokakta seni gördüm
Anladım artık beyaz bir vapurdur aşk
Makine dairesinde söylemediğimiz sözler
Uyutmaz yolcuları sabaha kadar
Seni mi gördüm, çözüldüm geçmiş gibi
Bir karanfil açmış gibi yakamda
Kokladım yalnızlığımı, acıdım kendime sana
Zamanın üzümleri hep şarap olmuş
ilk aşkım deli aşkım bana çare bul, kendine çare bul
Bağlandı elim kolum neyleyim
ilk aşkım deli aşkım bana çare bul, kendine çare bul
Gel çöz beni azat et benden
Bu dünya naylon, anlamak güç
Bırak yıkasın içimizi geçmiş.
unutulmayandır. hele ki büyüyüp de üstünden yıllar geçtiğinde yine de görüşebiliyorsanız, arkadaş olabiliyorsanız hayata gülümsemeniz için bir nedeniniz daha var demektir. *
En masum, en saf, en heyecanli, en dusunmeden, en plansiz... o gidince; en caresiz, en unutulmaz, en yeri doldurulamaz, en zor, en saskin, en canini yakan asktir.
karsi bina da oturuyordu. antalya ya tasindilar ve ayrildik.
sonra yillar gecti birgun yolda yururken birde baktim o. inanamadim. sevinc, heyecan, burukluk bir arada duygu seli sanki.
o da sasirdi. napcagimi bilemedim konuscakmiyiz derken, yanimdaydi.. nasilsin, napiyorsun derken, kahve icelim mi dedi. oturduk yarim saat falan gecmisti ki icimden sunlar geciyordu; ben buna mi asik olmusum ne kadar siradan bir insan dogru duzgun bisey bile konusamiyoruz.
donus yolunda dusundum. ben eskiden nasil anlasiyordum bununla diye. sanki senelerdir hayalimdeki aklimdaki aski calmislardi benden. buyuk bir bosluk hissettim icimde. diger yandan da icimde kalmiycakti ama zaten kac sene gecmisti artik. yani diycegim o ki uzun sure gecmisse uzerinden birakin oyle kalsin.
şimdi düşünün birine aşıksınız ayrılıyorsunuz, diyorsunuz ki demekki aşık değilmişim, sonra başka birisi çıkıyor karşınıza deli divane oluyorsunuz onun için sonra bir anda her şey bitiyor, yani ilk aşk hangisi oluyor ben anlayamadım.
bir de filmi çekilmiş bunun 2006 yapımı. dün gece televizyonda ilk defa izledim ve çok beğendim. zaten çetin tekindor'un oynadığı ve kötü olan bir film hatırlamıyorum.
genelde hatırlamakta güçlük çekilen "kreşteki murtaza mıydı, anaokulundaki haydar mı?" diye kişiyi düşündüren, son aşktan daha kıymetli olamayacak olan aşk türü.
halbuki sona varmak için ilkler sadece bir basamaktır, ilk aşk da bu anlamda abartılmamalıdır.
4 yıl sonra mahallenize gelir, sizi çağırır, sizde "ne söyleyecek acaba?" diyerek salak salak gidersiniz, kıstırıp öpmeye kalkar. daha sonra nedense kaşı patlar. yaşanmıştır.
bir kız için en acayip ve aslına bakılırsa en şapşiko durumdur. yani benim için öyleydi. bi kere baya bağlanmıştım çocuğa yalvarıyodum resmen la. baya bi düşürmüştüm değerimi ama öyle cinsel bişey olmamıştı yani. o kadar da düşmedimdi ayol hıhıhıh