sorumlusu olduğu topkapı sarayının perperişan halini görünce kendisine duyduğum sempati büyük ölçüde sarsılan tarihçi. sergilenen hiç bir şeyin bir hikayesi yok, bakımsızlığı bir yana. bir de, çok beğeniyor kendini bu gelişimine engel, her anlamda.
mazur görülecek şekilde aptallığa zerre tahammülü olmayan bir huyu vardır. evet elitisttir ama bence bazı dehaların böyle de olması gerekiyor. bu tavırlarının karşıda yani muhattabında uyandırdığı etki çok kuvvetli olur bu şekilde. türkiyenin sahip olduğu ender dehalardan biridir.
Kendisinden ders alanların malum sunucudan çok daha beter muamelelere maruz kaldığı garip bir akademisyendir.**
Lakin bu muamelesi çok işe yarar. Bunu da görmezden gelmek olmaz. *
20 li yaşların başında ki kızcağızlara ettiği hakaretlere şahit olmayanlar kendisine hakir görmesinler. zira sunucuya teğet geçen bir ilber ortaylı söz konusu.
Onun nazarında salt bir uyarıydı yaşananlar.
ukalalığı, sevimsizliği, saygısızlığı vb özelliklerini değil insanlığa neler verdiğini göz önünde bulundurarak değerlendirmeli ilber hocayı. Topkapı'da yaptıkları değerlendirilmeli. Ortaya attığı iddiaların altını doldurup doldurmadığına bakmalı.
birebir muhatap olunmadan sevilecek bir adam değildir.
dersini alın sevin.
Çok çok zekidir. Büyük tarihçidir. Gerçek okur, gerçek düşünür ve gerçek araştırmacıdır. Ancak olumsuz yönleri de kuvvetli olan bu değerli şahsiyet, gerçekten küstahtır. Gerek derslerinde gerekse sosyal çevresinde bu gözlemlenmiştir. Öte yandan, sonuçta bir insandır ve subjektif görüşleri vardır. Din konusunda gerçek bir düşünür ve kaliteli bir hatip-tefsirci olmasına rağmen, kesinlikle hatalı gördüğüm yaklaşımları vardır; hayata bakış açılarımız farklı diyelim. Kendisi kayda değer bir elititsttir, bunun uzantısı olarak hayatı fazlasıyla ciddiye almaktadır, protokol bir insan olmaktadır. Halbuki hayatı bu derece ciddi yaşamak tek alternatif değildir.
rivayet şudur ki; bir gün hoca galatasaray da ders verirken fransızca bir metin okumaktadır.Öğrencilerden biri hocanın nispeten yavaş bir ritmde okumasından kelli, hocam benim fransızcam şöyle iyi böyle iyi diyerek metni kendisinin okumasını teklif eder, bu cahil cesaretli arkadaşın teklifini memnuniyetle karşılayan hoca elinde tuttuğu kitabı öğrenciye uzatır, bizim cesur yürek bir de ne görsün ilber ortaylı nın öğrecilere fransızca aktardığı metin esasında almanca bir metindir ve cesur yürek arkadaşımız göt gibi kalır sınıfın ortasında, ilber hoca hiç bişicik demez genç arkadaşı yerine yollar.
resim çekinme esnasında, anlam veremediğim halde tavşanın gözüne ışık tutmuşcasına malak bir ifadeyle kalan; o ana kadar sevdiğim sonradan da kıl olduğum insan.
tarihçiliğiyle kendini hem yurt içinde hemde yurt dışında kabul ettirmiş büyük tarihçidir.tarihi sevme sebebimdir kendisi.komiktir.espiriden anlar.yakın zamanda evi soyulmuştur.
yakın arkadaşımla kitap imzalatırken arkadaşımın ismini sorup ozan diye yanıt alınca
+haha ozan oyun bozan
esprisini yaptığında içimden ne olursun espri yapma fazla tarih kayışı sıyırmana neden olmuş diyip yüzüne karşı çok teşekkür ederiz dedikden sonra sorunuz varmı soracak dediğinde laf yemekten korkup teşekkürlerimi ilettiğimiz yazardır.
not:iyiki bana murat koyayımda tur at demedi..
bir keresinde bir kitapçıda imza gününe denk gelmiştim. kitap imzaladığı nişanlı bir çifte yüce ermiş kişi mertebesinden bir iki espri yaptı, o salaklar da kikirdedi filan. yani işte hayat böyle, insan bazen bu tür olaylarla karşılaşıyor ve hesapta olmayan anılar belleğine yazılıveriyor. ben de iyi edebiyat parçaladım hani.
az bulunur akıcılığa sahip konuşma uslubu ve alanındaki derin bilgisiyle kendini dinleten, ama buna karşılık aşırı özgüven kullanımıyla bu özelliklerini biraz gölgeleyen değerli tarihçi. bu ihtiyaç fazlası özgüven zırhı ne yazık ki belli bir yaşın üstündeki diğer bazı türk aydınlarına da musallat olmuştur ve hayli sevimsiz durmaktadır. biz artık aşmışız koçum, bunlar bize vız gelir edasında davranmanın da bir gün bıkkınlık verebileceğini bu büyüklerimiz düşünmek durumundadır. sanırım bu biraz da geri kalmış ülke aydını tavrı olmaktadır.
eminim ygs sonuçlarıyla içinin yağları erimiştir hocanın. gerçi batman çıkıntılık yaptı ama onundaçaresi var. batmanlı öğrenciler bir şey bilmiyor der olur biter.
tarih metodolojisine dair 20. yy'in son donemindeki gelismelerden uzak, bu anlamda da avrupali modern tarihcilerden farklidir. Ozellikle de felsefe, sosyoloji ve siyasal kuram l;iteraturlerinde son 50-60 yildaki gelismelerden haberdar olmamasina karsin tv programinda yaptigi sosyolojik tespitler, mesela entelektuellerin veya elitlerin toplumdaki yeri ve onemine dair fikirleri insanin tuylerini diken diken eder.
Ve fakat turk tarihciligi henuz arsivlerin derlenip incelenmesi asamasinda oldugundan, bu 'eksiklik' ulkemizde, deyimi yerindeyse 'yok hukmundedir'. zaten bizde bir konuda iyiyseniz, alaniniz olmayan konularda da iyi oldugunuz varsayilir. Bu nedenle kimya profesorleri "uluslarasi strateji" kitaplari yazar, ekonomistler spor yorumucusu olur...
Ancak haddimizi de asmayalim. Tarihe olan amator ilgimizle karsilastirilinca, hocanin bilgisi essizdir. kendi alanindaki calismalariyla, arsivlere hakimiyetiyle, kusaginin degerli tarihcilerindendir. Yine de buyutulup buyutullup, neredeyse hocalarin hocasi halil inalcik seviyesine cikarilmasini garip buluyorum.