sözlüğümüzün ulu değerleri de burada sürünürken ( ''sürünürken'' nin kastı şudur; belli bir kesime hitap edip göz önünde olmamak. daha çok insana hitap etmesi gereken ama edemeyen yazar. ) elin küçüğü köşe yazarı oluyor. Ah bu para...
dandik bir aile dergisinde olmasıyla içimize su serpmiş durumdur. kalkıp sağlam bir gazetede kaliteli köşe yazarlarının yanında incikli boncuklu gereksiz yazılar çiziktirseydi daha mı iyiydi?
benim de annemin dergisi olsa ben de köşe yazarı olurdum. kimse kıskançlık yapmasın burada. annesinin dergisi bir tarih dergisi, mesleki bir dergi olsaydı evet haklısınız küçük zehra'nın orada ne işi var. londra'ya gidiyorsa tatilde size ne. ben de hep ankara'ya gidiyorum, bana kimse kızmıyor. ankara'nın kıskanılacak bi yeri yok ama londra'nın var çünkü. ilk önce bir dönüp kendinize bakın. sonra da almayın kardeşim dergiyi.
--spoiler--
zehra: Mozart dinliyorum iç dünyama iyi geliyor. londraya da bayılıyorum.
ayağında çorabı olmayan zeliha: yok abla biz mozart yemedik hiç.
ben: adalet hay senin... neyse, susuyorum.
--spoiler--
anası sayesinde köşeyi dönmesinden ötürüdür.
muhtemel yazıları zaytung haberlerine konu olması kaçınılmazdır.
-ali artık ata bakmıyor karıya kıza bakıyor
-ışık artık ılık süt içmiyor barlarda diskolarda alkol esrar kullanıyor
-emel artık eve gelmiyor boyfriendi ile takılıyor
gibi.
Efendim şimdi bilirsiniz Hülya Avşar hanımefendi çok yeteneklidir.
Hemen her konuda !
Tenis oynar mesela.
Kendini çok harika bir tenisçi asla sanmaz, maria şarapova * havalarına içten içe girmez, hele hele çeşitli tuvalet kağıdı reklamlarında asla topuklu ayakkabıyla tenis oynamaz.
Oyunculuk yapar.
Şarkı söyler.
Fakat asla jüri olarak katıldığı yarışmalarda şarkıyı hakkıyla söyleyen birine sırf bilmişlik taslamak için "ben hayır diyorum, bla bla bla..." demez.
Kızı çok olgundur tabi efendim.
Diğer çocuklardan, yaşıtlarından ayrıcalıklıdır, zekidir.
Köşe yazarlığı yapabilir.
"Mozart dinliyorum, bik bik bik" diyerek üstün zekalı havalarına girebilir, sanki ondan başka çocuklar köşe yazarlığı yapamayacakmış, mozart dinleyemeyecekmiş gibi hep ön plana çıkarılıp poh pohlanır.
Bu da kısaca, milletin gözünün önünde olmak için her fırsatı bir sebep dolayısıyla, sanki o sebep sadece onlarda varmış gibi, hunharca kullanmaktır. işte ben bu insanlara sinir oluyorum da sözlük. Küfür ederdim de, neyse.
bizim de bi zamanlar olmuştu günlüklerimiz, heralde zehra da sabah kalktım, kitap okudum, bugün hava çok güzel, annemle istinye parka gittik, kameralara boy gösterdim, bebelerimle oynadım, sonra da yattım tarzında şeyler yazıyodur, herkesin annesinin dergisi yok tabi, başta gerçekten bu meslekte ilerlemek isteyen insalara * ve diğer herkese yuh be abi dedirtmiştir.
içimi acıtan acımasızlıktır.
doğumuzdaki zehraların çoğunun okuma yazma bilmezken parası olanın neler neler yaptığını akıllara getirir.
on beş yaşındaki çocuktan köşe yazarı mı olurmuş? bu işe yıllarını veren adamların, kadınların hakkı yenmiyor mu?
(bkz: para para para)
sen çalış didin. radyo televizyonculuk, gazetecilik oku. diksiyon kurslarına git, onlarca kitap oku. hayatını televizyoncu olmak için, gazeteci olmak için harca. 5 dakikalık bir mülakatla siktiri çekiversinler. mülakatın şartlarında da daha önce mülakatta elenmemiş olmak olsun. bir daha o sınavlara da gireme. senden de bir sikim olmasın. hülya avşarın kızı da hülya avşarın kızı olduğu için çişimi yapıyom çişimi yapıyom popom kuru kalıyo gibisinden birşeyler yazması için bugün anasının dergisinde, yarın en çok satan gazetelerde yazı yazsın. spiker olsun. sunucu olsun.
sigaram nerde lan.
anca anasının dergisinde yazar zaten. kızı yazar anası okur. sıkıyosa gelsin de uludağ'da yazsın, ekşi'de yazsın. lan hepsini geçtim. inci de yazsın amınakoyim. orda bile barındırmazlar. hahahaha sabah sabah ne güldüm lan sözlük. kıroluk böyle birşey. tebrikler hülya avşar.
edit: şimdi dank etti de ulan 2007'de yazmış vay arkadaş ya. şimdiye bir nazlı ılıcak olmuştur.
justin bieber, willow smith gibi amerikan bebelerinin şarkıcı olmasından sonra türk bebesi zehra'nın da köşe yazarı olması 'dünya nereye gidiyor lan' dememe de sebep oluyor.anlamadığım, bu işleri yapabilmek için bu bebelerin yaşları kadar okuyup, kafa patlattıktan sonra hak ettiği yerlere gelemeyenlere yapılan haksızlıktır.