Daha 4. sezonunda olduğum ama büyük bir zevkle izlemeye devam ettiğim, kelimenin tam anlamıyla "Awesome" diyebileceğim dizi. Özellikle Neil Patrick Harris canlandırdığı Barney Stinson karakteriyle idolümdür.
8 sezon boyunca hiç bir bölümü kaçırmayıp, o çocukların annesini her bölüm görme heyecanıyla izlediğim ve sezon finalinde uğradığım hayal kırıklığı nedeniyle 9. sezona isteksiz başlayacağım dizidir. ama belirtmeliyim ki barney için ne olursa olsun izlenecektir.
dürüst olmak gerekirse cristin miliotinin dizide "anne" karakterini canlandıracağını öğrendiğimde ben de hayal kırıklığına uğramıştım. taa ki internette şu yorumu görene kadar;
She is good looking! Don't understand why so many people are hating. In any case, it's called 'How I Met Your Mother' not 'How I Met Your HAS TO BE THE HOTTEST CHICK I'VE EVER SEEN FOR IT NOT TO BE A WASTE OF TIME Mother'.
bölümlerinin 20 dakika olması en avantajlı yönlerindendir. kopukluk falan olmuyor, 20 dolu dolu ve kaliteli dakika, bizde d smart da akşam bi dizi aç kalan süre 210 dakika diyor, kalite farkından bahsetmiyorum bile.
iyi bir dizidir. Ama bu 20 dk olması sinir bozucudur. insana gecenin 4üne kadar dizi izletir şu bölümüde izleyeyim zaten 20 dk dersiniz bakmışsınız saat dört olmuş.
sürekli biletçiden bilet alan kadının ne kadar tipsiz olduğundan bahsediliyor. kızı açtım , ona baktım , kız gayet de tatlı biri. ted'in bugüne kadar çıktığı kızlar victoria's secret mankeni değillerdi , ki zaten olmamalı da. neden mi? Ted'in aradığı şey başka şey , o yuva kurup , mutlu olabileceği , ortak zevklere sahip olduğu , diğer kızlar gibi kezbanımsı tavırlara sahip olmayan , özel bir kızdı. bu herhangi bir saçı sarı boyalı , açık seçik giyinen , seksi olmaktan başka bir şey düşünmeyen tipik new york kızı olamazdı zaten. bu kız özel , surat yapısı değişik , masumane bir kız olmalıydı. aynen de o tarzda bir kız bulmuşlar. kıza bakınca , yüzünden nur yağıyor ya , ben erkek olsam , böyle masum yüzlü çıtı pıtı bir kız isterdim. herkes nedense ted'in aradığı yada başka birisinin aradığı kişinin özel olmasını tipe bağlamış. sokucam ha!
eskiden hiç yabancı dizi izlemezdim yaklaşık 2 ay önce bu dizinin espirileri dönüyordu ilkokul seviyesinde. bende girdim araştırdım. tabii dizimag çıktı. işte 8.sezondan bir bölüm izledim tabi bir şey anlamadım ama gocunmadım. bir müddet sonra ne var lan bunda deyip 1. sezondan başladım. şimdi 8.daki izlediğim bölüme geldim. aslında çok tuhaf bir film. bana deseniz ki bir hangi tür diye ben pek net bir şey söyleyemem eminim bunu izleyenlerde öyle der. yani biraz komedi, biraz dram, gerilim pek yok ama heyacan yeri geldiğinde aksiyon var yani. şimdi o geçen 2 ay içinde gerek günde 10 bölüm izlemeler pişman olacağımı düşünmeler geçti. güzel gidiyor hani sonu olmasın denen kitaplar var ya o gibi. kimisi diyor friendsin çakması diye o diziyi hiç izlemedim. sırf etkide kalmamak için ama o anneyi görünce bir düşünürüm. barney karakteri filmi izlenir yapıyor ama tabi ben kendimi nedense hep ted'e benzetmişimdir. ne gider ne kalır bakalım.
Ted'in evleneceği kadının, yani anne'nin bu kadar çirkin olmasıyla beni hüsrana uğratan, ayrıca dünyanın en kaliteli dizilerinden biridir bence. Yıllardır izlerim, hala sıkılmadım. Yanlış bilmiyorsam bu sezon, final sezonu olacak.
inanmayacaksınız ama yeni izlemeye başladığım dizi*. milletin sekiz sene önce güldüğü esprilere yeni gülüyorum ama eğlenceli dizi. izle izle bitmez şimdi oh.