kendine yer, taraf bulamamak. hiçbir yere ait hissedememek.
yaşadığı hayata anlam yükleyemeyen insanların çoğunda görülen bir durumdur. sonradan kronikleşme ihtimali yüksek bir rahatsızlık belirtisidir. ve bu şekilde ömrünü tüketen birinin yaşamı ziyandır.
ama sonun da; musalla taşında veya üzerine toprak dökülürken ait olduğu yeri anlaması da kaçınılmazdır.
devamlı değil ama zaman zaman hissedildiğinde rahatlama duygusu sarar insanı. çünkü insan birşeylere ait olmak, bir yerlere bağlı olmak durumu sebebiyle bir çok sıkıntılara saplanır, aşar, tekrar saplanır. bu arada o kadar devamlı bir döngü haline gelir ki bu insanı boğmaya başlar. özgürlük duygusu için gerçeklerden kaçmak da lazım insana, ama kısa süreli ve rahatlamak için.
hiçbir yere ait olamamış yabancıdır,içinde bulunduğu kent ya da konuşulan dil değildir uzak kılan bu yabancıyı.bu yabancılık başka bir yabancılıktır, kendi içinizde öldüremediğiniz birşeyler varsa bunun yolculukla, taşınmakla, uzaklaşmakla geçeceğini düşünür ve hesaplar yapmadan çıkarsınız yola...nitekim oradan da sıkılır başka bir şehire kaçarsınız,kaçarsınız,kaçarsınız ve bir süre sonra bir nakliye aracına yüklenmiş cansız bir eşyadan farkınız kalmaz, bunun adını da "gün olur alır başımı giderim"lerle özgürlük zırvalarıyla süslersiniz.fazla türksün diyeceksiniz ama önce gülerim kahkahahahha ile gülerim ve sonra -kim bir yere ait olmak istemez ki- derim ben...ben diye göğsünüze sıkı bir yumruk indirdiğinizi ve başınızı general görmüş asker gibi dik tuttuğunuzu görür gibiyim.ancak altını çiziyorum asker başını generali gördüğü için dik tutmak zorundadır, yoksa diskoya atarlar adamı...biz buna -dik başlılık- -başına buyrukluk- demiyoruz,buyruğa dikilen baş diyoruz.sorun yalnızca kendini hiçbir yere ait hissetmeyende midir,o kişini egosuna kalmış,kartlarını yalnızlığa oynuyor bunun adına tek olmak diyorsa özgürlük diyorsa ama bir yandan şikayetçiyse bu yalnızlıktan,ait olmak istiyor ait olmak istediği yer,kişi ya da zaman bu sahiplenmeye müsait değilse nasıl diyor siz? hmmm hatırladım "luuuzır" diye okunuyordu,ondan olursunuz işte.taşınmaya devam adını ne koyarsınız bilmem...yabancılıktır bu...taşınıyorum mütemadiyen diyeyim çal bi sözlük havası...
cok sık taşınan şehir şehir gezenin durumudur. bir türlü adapte olamamak ve gerek de duymamaktır. içinde bulunduğum durumdur. aslında kişi mutludur "heryer, herşey benim ama ben hiçbir yere/şeye ait değilim" modunda takılmaktır. Dünya onundur ama o dünyaya ait değildir. evrenle bütünleşen insanların hissettikleridir. uzaylı oldugunu bilir çünkü uzayda yaşamaktadır. güzeldir. herkes bu modda olsa dünyada mutlak barış olasıdır.
ölümle yaşam arasında pek bir fark göremeyen, hayatı,insanları, yaşanmışları bir tarafa bırakmış insan...kendine anlam veremezcesine, delirircesine, derin duygular arasına sıkışmıştır, hapsolmuştur bu insan.