bugün

Sözle, bakışla telkinle sağlanan bir çeşit uyku durumu. *
(bkz: hypnos)
(bkz: hypnotize)
Hipnoz, yapay hareketlerle meydana getirilen bir ruh halidir. Başlıca karakteri, sadece, bu hal sırasında arzu edilen herhangi bir telkinin yerine getirilmesidir. Bu fikir yavaş yavaş hazırlanıp ortaya çıkmıştır. Dupau, Durand (de Gros), Joly gibi araştırıcılar, deneklerin uykudaki görünen irade azlığını, taklit ve baş eğmeyi ve kendilerinde oluşturulmuş fikirlere göre hareket eden denekleri tanımladılar. Diğer taraftan, kelime anlamının uyku olması sebebiyle hipnoz, genelde uyku ile özdeşleştirilmiştir. Aslında uyku, şuurumuzun nasıl değişik bir hali ise hipnoz da şuurumuzun daha değişik başka bir halidir.

Uyanık halde, herkesin bildiği ve farkında olduğumuzu sandığımız bir şuur hali yaşamaktayız. Uykuda geçirdiğimiz zaman içinde ise pek farkına varmamakla beraber değişik şuur hali yaşadığımızı hissederiz. En azından rüyalarını hatırlayanlar, rüyaların, gerçek olarak kabul ettiğimiz kavramlardan hiç de farklı olmadığını kolaylıkla kavrayabilirler. Uyanık yaşam ile rüya arasında gerçeklik açısından hiçbir fark yoktur. Hipnoz, uyku hali olmadığı gibi bir uyanıklık hali de değildir. Ancak, her iki hali de kapsayan komple bir kavramdır.
Hipnozun Şartları

1- Yetenek ve durum: Uyutulmak istenen kişinin sinir sistemi ve düşünme yetisinin özel bir haline, deneğin ani yetenek ve durumuna bağlıdır. Ani yetenek ve durumlara ters olan nevrastenikler, ruhsal çöküntüye uğramışlar, sararlılar, hipnotize edilemezler.

2- Yorgunluk: Ruhsal gerilimin düşmesi ile beliren bu hal, dikkatin devamlılığından doğar. Parlak noktalara baktırmak, derin dalma halleri, monoton sesler gibi uzun bir dinleme, dikkat çabasını sağlar. Dikkatin bir noktada toplanması ve devamlı oluşu ani zihin yorgunluklarını doğurur.

3- Heyecan: Heyecan çok defa büyük bir karışıklığı meydana getiren aksaklıklardan doğmuş doğal uyurgezer hallerinin çoğuna karışır. Başı şiddetle geriye çevirmek, enseye tokat atmak, başı sertçe sağa sola döndürmek suretiyle sersemletmek, bilinen heyecanlandırma ve zihinsel dengeyi bozma yollarıdır.

4- Eğilimlerin gelişmesi: Hipnozun meydana gelmesi için çökme anında, hipnotizmle terslik oluşturmayacak olan, her şeyi konuşmakta rahat bırakan ve kendisini hipnotize eden kişiyi dinleyen ve onunla konuşmaya izin veren eğilimlerin olması gereklidir. Önceden hipnotize edilmiş deneğin sonraki hipnozlarının kolay olması, bu durumun gelişmesiyle sıkı sıkıya bağlıdır.

5- Çökme: Hipnotik halin en gerçek nedeni çökmedir, bu ise normal kişisel şuurun, yani uyanıklıkta göz önüne aldığımız ama bu deneklerde kararsız dengeler halinde çökebilen ve heyecanla yorgunluğun etkisi altında kaybolan özel zihin halinin durması demektir.

Hipnozda önemli üç yöntem vardır: Bakış, Söz ve Düşünce

Bakış: Hipnotik etkilerin çok önemli bir yardımcısı ve birçok ünlü hipnozcunun deneklerinde uykuyu oluşturabilmek için kullandıkları bir yöntemdir. Bakışın gerçek amacı, gözlerden çıkan manyetik etkileri düzenli, sürekli ve uzun süre devam ettirmektir.

Söz: Hipnotizmde gerçekten bir güçtür. Hipnoz yapan kişi, bu yolla deneğin beynine sokmak istediği fikirleri yollar. Bu bir fikir ya da hareket olabilir. Telkinde göz önünde tutulacak iki şey vardır; sözlerin seçilmesi ve konuşma tarzı.

Düşünce: Hipnotik deneylerde bakış, söz kadar önemli olan düşünce, arzu edilen bir olayın olması için o yöne doğru yönelmesi ve ısrarla o nokta üzerinde tutulması anlaşılmalıdır. insanın zihin gücünün devamlı olarak bir fikir ya da davranış üzerinde durması, yoğunlaşması ve bunu şiddetle arzu etmesi, diğer zihinlere etki ettiği, bugün deneylerle açıklanmış ve müspet sonuçlar elde edilmiştir.

Etkili bir düşünce gücü için ilk şart, konsantrasyondur. Konsantrasyon yoluyla meydana getirilen güç o kadar kuvvetli ve o kadar şaşılacak olaylar ve etkiler meydana getirir ki, bugün bile insanlık bunları keramet veya birtakım mucizeler diye adlandırır. Hint fakirleri, islam aleminin derviş ve şeyhleri, Tibetin lamaları güçlerini konsantrasyondan ve psişik güçlerin yardımlarından almaktadır. Telepati, psikokinezi gibi psişik fenomenlerin, kendi kendine telkin ve hipnoz gibi kişisel çalışmaların dayandığı temel, konsantrasyon olayıdır.
Hiçbir gerçek yoktur ki, tam karşıtı da en az onun kadar gerçek olmasın. Bu açıdan bakıldığında her şey gerçektir. Gerçekler arasındaki fark insanların bakış açılarıdır. Önemli olan hangi pencereden ve nasıl baktığınızdır. Görüntüler, duygular, hisler bakış açılarına göre değişikler arz eder. insanlar aynı ortamlarda, aynı şartlara sahip etkilerde bile algılarına göre değişik tepkiler verir. Mesela, aynı şiddette verilen bir acı her insanda aynı şiddette hissedildiği halde, kişinin algılama farklılığından dolayı tepkisi farklıdır. Kimi insan hiç sesini çıkarmaz, kimi sadece inler, kimi bağırır. işte burada, acı aynı olmasına rağmen tepkiler farklı olduğundan izleyenler kendi algılarına göre farklı acılar yaşandığı ve hepsinin farklı şekilde acı çektiği kanısına varırlar.

Aslında, acıyı yaşayan kişiler de acının aynı olduğunu bilseler dahi kendi algıları çerçevesinde o acıyı daha az veya daha çok yaşadıkları kanısındadırlar. Her halükarda ortadaki acı herkes tarafından farklı algılanmaktadır. Ancak bu durum acının tek olduğu gerçeğini değiştirmez.

Hipnoz fenomenlerinin gerçekliğini daha iyi anlayabilmek için bu kavrama bir örnek: Karşımızda hipnoz olabilecek on kişi olduğunu varsayalım. 1. Kişiyi uyutuyoruz. Uyandıktan sonra sağ eline bir ateş değdireceğimizi söylüyoruz ve uyandırıyoruz. Denek tamamen uyandıktan, uyanıklık haline geçtikten sonra sağ eline herhangi bir şey değdiriyoruz.

O anda denek, gerçek bir ateş değmiş gibi acıyla kıvranacaktır. Deneğin yaşadıkları, hissettikleri gerçek bir ateşle sol elini yaktığımızda yaşayacakları ve hissedecekleri ile kesinlikle aynı olacaktır. Onun için sol elinin gerçek dediğimiz ateşle yakılması veya sağ elinin hayali olarak yakılması arasında gerçeklik bakımından hiçbir fark olmayacaktır. Seyreden 9 kişi için ise algılamaları farklı olduğundan durum daha farklı değerlendirilecek ve hayali olarak kabul edilecektir. Ancak 9 kişide uyutulup 1. kişinin yaşayacağı deney onlara da aynı şekilde telkin edilirse, hepsi birden 1. kişinin elinin yandığını görürler. Herkes elin yandığını gördüğüne göre el gerçekten yanmış mıdır, yoksa yanma olayı sadece bir hayal midir? Sözü geçen 10 kişi için olayın gerçek olduğundan kesinlikle emin olabilirsiniz. Hatta yanma olayı o derece etkili olabilir ki, yanan sol eldeki kızarıklık, yandığı düşünülen sağ elde de oluşabilir.

Bu durum için şöyle söyleyebiliriz; ilk gurup için gerçek olan algılar, ikinci gurup için sadece bir hayaldir. Ancak ikinci gurubun hayal kabul ettiği bütün o algılar, ilk gurup için tartışmaya bile mahal vermeyecek kadar gerçektir.
psikolojide kişinin bilinçaltında kalmış sorunların bilinç yüzeyine çıkması için kullanılan yarı trans durumudur.
(bkz: mesmerizm)
Hyp-no-sis / isim (çoğulu-ses) Bir şahıs tarafından diğer bir şahsın hareketlerini kontrol edebilir şekilde derin uykuya benzer bir duruma sokulması halidir.(Hornby)

Hypnos: Yunan mitolojisinde uyku tanrısı. Erebas ile Nyx'in (gece) oğlu, Thanatos ile birlikte, Memnon'u, Sarpedon'u veya destan kahramanlarını mezara yerleştirirken görür; Bazen ciddi ve tatlı, şakak ve omuzlarında kanatları olan bir delikanlıdır. (Helenistik bir heykel, Hypnosu uyutucu bir sıvıyı bir boynuzdan boşaltırken gösterir.) (Madrid Müzesi)

Hipnoz: i. Fr. Hypnose Yun.

1. Psik: Sözle, bakışla telkin yapılarak meydana getirilen bir çeşit uyku hali . Bu halde uyuyan kimse (denek) uyutanın etki ve telkinlerine açık, fakat dış dünyanın başka etkilerine karşı kapalıdır. (Osmanlıcası Nevm-i Sınai; ingilizcesi Hypnosis)

2. Tıp: Mekanik, fiziksel veya ruhsal yollarla yahut kimyasal maddelerle sağlanan suni uyku. (Kimyasal maddelerle yapılan hypnosa genellikle narkoz adı verilir.)

Eşanlamlı : ipnoz.(Tuğlacı)

Hipnoz yanlış inanç, mistisizm ve ihmal tarafından sıklıkla gölgelenen ve tahrip edilen büyüleyici bir konudur. Eğlence ve zevk için yapılan hipnozun; hipnoterapiyle olan ilgisi, astroloji ya da astronomiyle olan ilgisinden daha fazla değildir. Hipnoz kelimesi pekçok kişinin aklına modası geçmiş önyargılar, tabular ve yanlış inanışlar getirir. Bazı hekimler özellikle az tecrübeli ya da tecrübesiz olanlar bunu hemen ayıplarlar.

Hipnoz çok eski bir sanattır, ilk defa hristiyanlığın ortaya çıkışından evvelki zamanlarda büyücülük, din ve tıp bir arada uygulanıyorken kullanılmıştır. Hipnozun bazı teorik yönleri hâlâ tartışmalıdır ve izah edilememiştir. Ancak hipnoz tıpta bu durumda olan tek konu değildir.

Hipnoterapi, psikoterapiye yön ve hız veren etkili bir multifonksiyonel tekniktir. Geçen yirmi yıl içerisinde hipnozun tıpta kıymetli bir tedavi yöntemi olduğu görüşü oldukça taratfar toplamıştır.

Hem sadece destekleyici ya da şikayetlerin giderilmesi (semptomatik) amaçla, hem de hastalık sebebleri olan (etiyolojik faktör olan) bilinçaltı güdülerinin ve sorunlarının ortaya çıkarılması amacıyla kullanılan psikoterapide hipnoz, hekime hızlı ve etkili sonuçlar elde etmede çok kıymetli fayda sağlar.

Akıl ve vücut öylesine içiçe ilişkili ünitelerdir ki, emosyonel bir refleks reaksiyon olmaksızın psişik bir değişiklik olmaz, bunun tersi, vücudu etkilemeden hiçbir psişik değişme meydana gelemez. Bundan dolayı organik ve fonksiyonel hastalıklar önemli ölçüde birbirinin üstüne biner.
Şiddetli ruhsal ve fiziksel unsurlar taşıyan kombine hastalıklarda en akılcı tedavi formu tıbbi veya cerahhi tedaviyle birlikte psikoterapidir.

Hekimler sadece organik problem ortadan kaldırıldı diye hastanın iyileştiğini düşünmemeli, mevcut olabilecek ilgili psikolojik semptomları da ortadan kaldırmaya gayret etmelidir. Hasta bir bütün olarak tedavi edilmelidir. Ayrı ayrı tedavi etmek için organik ve psişik kısımlara ayrılamaz. Ayrı değil tek bir yapı gibi tedavi edilmelidir. Fiziksel hastalığı ihmal ederek, psikoterapi yapmanın affedilmez bir hat a olduğunda da herkes birleşiyor. Fakat, hastalığın sadece fiziksel özellikleriyle ilgilenip emosyonel yönlerini ihmal etmek de aynı derecede hatalıdır. Böyle yapmak sıklıkla psikonevrozu derinleştirir.

Psikosomatik kavramı, şikayetlerin meydana gelmesinde ruh ve vücut fonksiyonları arasındaki ilişki demektir. Bazı hastalıklar, hastanın dıştan ve içten maruz kaldığı baskı ve gerginliklere karşı dinamik, sürekli değişen adaptasyonlar gibi incelenmeli ve tedavi edilmelidir.
bu isimle bir de ispanyol filmi vardr gereksiz ve saçmadır aynı zamnda
yok canım bu kadarı da olmaz dedirten olay.

http://www.youtube.com/watch?v=VF2SKyOwISQ
hipnoz kelimesi eski yunancada hypnos=uyku anlamına gelir. ancak hipnoz bir uyku hali olmayıp, aksine uyanıklık halidir. elektroensefalografi (eeg) kullanılan modern araştırmalarda elde edilen beyin ritm örnekleri, hipnotize edilmiş bir kişinin, uyku ile uyanıklık arasında olduğunu göstermektedir. hipnotizma ise; hipnoz yaparken kullanılan tekniklerin tümüdür. türk dil kurumu`nun türkçe sözlüğünde hipnoz, "sözle, bakışla, telkin yapılarak meydana getirilen bir çeşit uyku hali ki, bu halde uyuyan kimse (denek), uyutanın etki ve telkinlerine açık, fakat dış dünyanın başka etkilerine karşı kapalıdır. şeklinde tarif edilmektedir.
eksi limon, bronx ve pulp'tan sonra şu sıralar taksim'de taxi adlı hoş bir barda sahne alan,özellikle gitarlardaki perfomansı ve kukla adlı şarkıları dinlenesi grup.

--spoiler--

http://www.myspace.com/hipnoz

--spoiler--
insanları telkinle uyutma sanatı.
Freud'un önceleri hastalarında sıklıkla kullandığı fakat çoğu bayan olan hastaların hipnoz seanslarından sonra kendisine aşık(!) olarak uyanmaları ve hemen hepsinin hipnoz esnasında, geçmiş yaşantılarına dair bir taciz/tecavüz hikayesi anlatmaları üzerine kullanmayı bıraktığı tedavi yöntemidir.*
ilaçlı Hipnoz, ilaç Yardımlı Hipnoz

Psikiyatrik görüşmelerde daha fazla bilgi alabilmek için bazı psikiyaristler ilaç yardımlı görüşmeler yapmayı savunurlar. Amobarbital'in intravenöz enjeksiyonu ile görüşme kendisine popüler adıyla "Amital Görüşmesi" adının verilmesine neden olmuştur. Narkoterapi veya Narkoanaliz ile ilaç Yardımlı psikoterapi seansları kastedilmektedir. Hem sedatifler (Örneğin Barbituratlar ve Benzodiazepinler) hem de uyarıcı ilaçlar (Örneğin Metilfenidat) kullanılabilir. Narkoterapi'nin katharsisis sağlayarak, baskılanmış hafızayı kaldırarak, ya da bilinçli farkında olmayı arttırarak yararlı olduğu düşünlmüştür. Narkoterapi'nin modern psikiyatride nadir olarak kullanılmasına rağmen yenilenmiş haline ilgi devam etmektedir. Bazı psikiyatristler 3-4 Metilendioksimetamfetamin'in (MMDA, Ecstasy) ilaç yardımlı görüşme ajanı olarak kullanıldığında yararlı olabaileceğini belirtmektedir. Fakat bu öneri tartışmaya çok açıktır.

Endikasyonları:

ilaç yardımlı görüşmelerle ilgili çok yazılmasına rağmen, literatürde anektodal yayınların ve kontrollü olmayan çalışmaların varolması endikasyonların kesin olmamasına neden olmuştur. Bir kaç kontrollü çalışma, Amobarbital'in "Gerçeklik Serumu" olarak olarak aslında yanlış olarak isimlendirilmesine rağmen, hastaların ilaç kullanımı ile doğruyu söyleyebileceğinin garantisi olmadığını göstermiştir. Bir kaç çalışma da ilaçla kolaylaştırılmış bir görüşmenin, empatik bir görüşmeciden, hipnoz veya plasebo uygulamasından daha iyi olmadığını göstermiştir. Bu tekniğin modern uygulamadaki yeri, bilgi vermeyen, suskun, konuşmayan, katatonik hastalar ve konversiyon bozukluğudur. ilaçsız görüşmeye göre, görüşmeyi kolaylaştırır, ancak terapotik sonuçlara olumlu etkisi olduğuna dair kanıt yoktur. Hasta travmatik olayı tekrar tekrar yaşadığı için anksiyetesi fazladır ve bu nedenle sessizdir (Örneğin; tecavüz, kaza), ilaç yardımlı görüşme bu gibi olgularda başarıyla kullanılabilir. Ama hipnoz, günlük (daytime) sedasyon, empatik ve destekleyici yaklaşımlar ve zaman da bilgi almayı ilaç yardımlı görümeye göre risksiz olarak kolaylaştırır. Mental bozukluğu olan sessiz hastalar katatonik şizofreni veya konversiyon bozukluğu olabilir, ya da hasta numarası yapan olgulardır. Barbituratl'ar ya da Benzodiazepin'ler katatonik hastalarda geçici aktivite sağlanmasına neden olabilir. Bu nedenle katatonik şizofrenide bu yöntemle görüşme endkiasyonu olabilir. Konversiyon bozukluğu ya da hastalık numarası yapanlarda da bu yöntemle bazen düzelme sağlanabilir. ilaç yardımlı görüşmelerin fonksiyonel veya psikolojik bozuklukları düzelttiği yaygın ancak tartışmalı bir düşünce olmakla birlikte organik veya medikal hastalıklar bu yöntemle düzelmezler hatta daha da kötüleşirler. Eğer hasta düzelirse, ilaç yardımlı görüşmenin bunu yaptığına dair bir endikasyon yoktur, eğer hasta düzelmez ya da daha kötüleşirse bu görüşmeden alınana bilginin hastanın tedavisinin yönlendirilmesinde çok az katkısı vardır.

ilaç yardımlı görüşmenin bir başka endikasyonu konfüzyonun ayırıcı tanısıdır ki fonksiyonel konfüzyonun bu uygulama sırasında kaybolacağı, organik konfüzyonun kaybolmayacağı varsayamına dayanır. Yalancı-pozitif sonuçlar alkol veya barbiturat yoksunluğunda veya epileptik bozukluk nedeniyle hasta konfüze olduğunda görülür. Yalancı-negatif sonuçlar ise görüşmeci çok fazla ilaç kullandığında ve hasta konversif olduğunda ya da hastalık numarası yaptığında görülür. ilaç yardımlı görüşmenin bir diğer endikasyonu da Şizofreni ve depresif bozukluğun ayrılmasındaıdr. Amobarbital şizofreni hastasına verildiğinde şifozreni hastası bizar materyal, depresif hasta ise depresif materyali hatırlar. Kontrollü çalışmalarda hipotez doğrulanmamıştır. Amobarbitalin destek tedavide kullanılabileceği düşünülmekte ve ilaç terapotik öneriyi güçlendirmektedir (Örneğin; sigarayı bırakma). Ayrıca kas gevşetme ek davranış terapisi olarak Na-Amobarbital'den daha güçlü etkiye sahiptir.

Klinik kullanma yöntemleri:

Amobarbital'in % 10 luk solüsyonu 0,5-1 ml/dak hızla uygulanır. hız ve total doz hastaya göre ayarlanır. Total doz 0,25-5 gr. arasında değişir. Bazı hastalar 1 gr. a gereksinim duyarlar Sonuç orta derecede sedasyondu, uyku değildir. Benzodiazepin'ler - örneğin Diazepam (Valium)- Barbiturat'lar kadar efektiftir ve daha az tehlikelidir. Barbiturat'lar karaciğer, böbrek, kardiopulmoner hastalıkları, porfirisi, ve sedatif kötüye kullanımı olan hastalara verilmemelidir. Barbiturat görüşmesi sırasında hastada allerjik reaksiyonlar ya da respiretuar supresyon gelişebilir. Klinisyen bu iki olasılığı hep akılda bulundurmalıdır. Hasta terapotik çalışmalardan geçmediği halde, bir çok klinisyen bunların etkili olduğunu bildirmiştir. Bunların çoğu tehlikeli ve istenmeyen etkilere sahip olduğu için farmakoterapi bunların yerini almıştır.

Kaynak: B J Sadock, Kaplan H I: Other Biological Therapies, In Comprehensive Textbook of Psychiatry, ed 6, H I Kaplan, Sadock B J, editors, p Williams & Wilkins, Baltimore, 1995
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=232795
hipnozistin verdiği telkinlerle transa geçme durumudur.

--spoiler--
-hipnozist: şimdi bir ormandasın.
-transa geçen kişi:evet ormandayım hissediyorum.
-hipnozist:şimdi senin ders çalışmanı engelleyen tarafınla bağlarını koparacaksın.
-ha s.ktir len nasıl olcak o iş.
--spoiler--

(bkz: hipnozla ders çalışma alışkanlığı) *
vokalde melis balcılar, gitarda ulaş oral, davulda anıl emre gümüş ve bas gitarda mert ertunç'tan oluşan grup. 2004 yılında kurulmuş. kukla ve anafor adlarını taşıyan iki tane de demoları bulunmakta.
hande yener'in 23 mayıs'ta çıkaracak olduğu 6. kariyer albümü.
içerisinde ''ip'' gibi şahane mi şahane bir şarkı barındıran türkiye standartlarının üzerinde bir hande yener albümü. tabii arabesk dinlemeye alışmış 3. dünya ülkesi yurttaşlarımız sevmeyeceklerdir, varsın sevmesinler, onlar sevse kendimde sorun arardım zaten.
kesinlikle olmuş albümdür, kim ne derse desin ulan ben bu kadını beğeniyorum, yaptığı her işinde arkasındayım.
hande yener'in son albümü.

şarkı listesi;

1.hipnoz
2.pinokyo
3.iyi günler
4.yarasa
5.kumar(putlar)
6.yaban gülü
7.burdayım
8.sanma
9.gece gündüz
10.ip
hande yener şarkısıdır. sözleri de aynen şu şekiledir;

aşkın kollarında zamanı unutmuşum
hayalmiş herşey
bu olmayan bir oyunmuş
aklın yollarında gidip gelmişim
kolaymış herşey
bu olmayan bi oyunmuş
iyi değil miyim neyim?
adeta aşka hipnozum
{sılarımı sorma
beni konuşturma}
kalan yine ben miyim?
kendime dış vurmuşum
gerisini sorma beni karıştırma
kim ne derse yalan
zamanı değilse duman
kaderim nerede bilen var mı?
dayanamam yalan
Dayanırım inan
eceli nerde bilen var mı?
kim ne derse yalan...
dayanamam yalan
aşkın kollarında dengemi bulmuşum
değermiş herşey
bir tipsizden kurtulmuşum
aşkın yollarında kayıp olmuşum
tutkuymuş herşey
bu bitmeyen bir duyguymuş
iyi değil miyim neyim?
Adeta aşka hipnozum
{sılarımı sorma
beni konuşturma}
kalan yine ben miyim?
kendime dış vurmuşum
gerisini sorma beni karıştırma...
klibinde hande yener'in g.tüyle araba kullandığı şarkı.

- bak bak ben araba kullanabiliyorum!!
- ben bunu g.tümle yaparım bee.
mtv türkiye'nin internet sitesinde videosu izlenirken alttaki yorumara bakınca yarım yarım yardıran şarkı. özlem tekin ve aylin aslımı hande yener'e örnek gösterenlerse ayrı bir komedi. şarkı içinse söyleyecek bir şey yok. ülkemizde pek yapılmayan şeyi yapmış. bence güzel olmuş.

http://www.mtv.com.tr/mpl...px?clipid=4386&page=3
Muhteşem bir hande yener parçası daha.Klibinin rtük onayından geçmediği de yalandır.Hande yener elektronik müzik altyapısıyla git gide kendini aşıyor.

iyi değil miyim neyim
adeta aşka hipnozum
sırlarımı sorma beni konuşturma
kalan yine ben miyim
kendime düş bulmuşum
gerisini sorma beni karıştırma
kim ne derse yalan
zamanı değilse duman
kaderim nerde bilen var mı?
da-ya-na-mam yalan
dayanarım inan
ecelim nerde bilen var mı?