'gök yüzünde yalnız gezen yıldızlar
yer yüzünde sizin kadar yalnızım
bir haykırsam belki duyulur sesim,'
hikmet münir böyle demiş,
söz sırası bekleyen
meclisi terk etmiş.
ama hisset
yıldızın olsun.
Varım diyorsan eğer elindekilerin değil hayal ettiklerinin toplamını biriktir.Eğer hissedemiyorsan kendini bir ortama o zaman, zamanda yolculuğa çık ve son noktaya vardığında yok ol.
yalnızlıkla özgürlüğün yoğrulmuş halidir. aitlik bağımlılık getirir, bağımlılık ise kanatlarınızı kırar. birlikte uçamayan kuşlar gibidir bir şeylere ait insanlar. ya da kanatları birbirine bağlanmış kuşlar gibi. sonuç olarak tek değilsinizdir ama. ait olmamak cesaret gerektirir. tek başına ölebilme korkusunu göze almak demektir. dünyayı kendi dünyandan ibaret kılmak demektir, yapamadığında dünyanın yanında kendi küçüklüğünden çıldırırsın yoksa. en ufak bir kararsızlık, en ufak bir korku seni özgürlük yolundan alıkoyacaktır. ait olmamak güç, hırs, enerji gerektirir. aksi takdirde bıraktığın yerde kalırsın, zamana kilitlenmek gibi, ne ileri, ne geri.. hissiz, ilgisiz, donmuş bir cisim gibi.. ne yapacağını, nerede olduğunu, kim olduğunu, ne işe yaradığını ya da ne işe yaramadığını bilmeyen bir varlık gibi..
ait olamayan insanlar.. sizin sırtınızda kanatlarınız var mı? yoksa dipsiz bir kuyuya düşmektesiniz, ama o sonsuzluğun içinde her şey hiç olmuş, zaman donmuş farkında bile değilsiniz.. değiliz, belki de..
sürekli söylendirir insanı kendine bu durum; ''ben buraya ait değilim, gitmeliyim.''
okul, iş, aile ilişkileri, sevgili, arkadaşlıklar yani kısacası her şey kötü gidiyordur. hem yürek, hem aklın dibe vurmuştur, yılmıştır. ve bunun sonucunda insan çok uzaklara gitmek ister, tek başına. kendini ait olarak sadece doğayı beller. hiçbir şeyi olmayıp hiçlikle başbaşa kalmayı yeğler.
ama farkında yine, gittiği dörtyol ağzında onu bekleyen yine aynı şey; mutsuzluk... şimdi üzerinde aitsizliğin ve kaçmanın hafifliğini taşıyor. omuzları daha dik yürüyor sanki. bir deniz kenarında, elinde sigara oturuyor bir bankta. aramıyor artık kendini. o da biliyor. hiçbir yerde
aidiyet duygusundan yoksun olmak. parçalanmış bir ailede büyümek, yatılı okul gibi etkenlerin tetiklediği durum. insan, özlemeyi, kaybetmeyi bilmez bu durumlarda. kötü olan ise bu kişi anne ya da baba olduğunda başlar. kendini tekrar eder. çocuklarına aidiyet duygusunu veremez, çünkü o da bilmiyordur. acı.
içine can yücel kaçmıştır. bağlanmayacaksın demiş üstad haksız da değil hani. ait hissettiklerin sahibi oluverir hayatının, farketmeden sen. kendi bedenine bile sahip değilken (ki ölüm denen bilinmeze gittiğinde kara toprağa bıraktığın elbisendir bedenin) bu dünyada ne sahipsindir sahip olduğunu sandığın şeye, ne de aitsindir. bunu anlamış ama henüz sindirememiştir. bu yolda ilerlesin keyfini bulacaktır sahipsiz ve aidiyetsiz yaşamın.
ben de çok sık olur bu duygu. Hiç bir yere ait hissetmediğim gibi yeni yerlere hemen adapte olma gibi saçma bir huyumda vardır. Ama orasıda dar gelir bir süre sonra. Sonra yeni planlar.