--spoiler--
bir hüzün şehri ayırdı bizi ve bu son olmayacak
gözyaşıyla beslediği her aşk ölümü tadacak...
--spoiler--
nakaratı sonrasında;
siz insan mısınız?
siz insansanız, biz neyiz?
$eklinde soru sordurtan maNga $arkısı. dinle dinle diğer $arkılara sıra gelmiyor. bıkmıyor insan, usanmıyor, kıyıp elini sonraki $arkı butonuna basamıyor.
yanlış zamanda ya da haddinden fazla doğru zamanda karşıma çıkmış şarkı.
"...
ne dualar kurtarır bizi artık ne de zaman
unutabilmek gerek bazen ağlamadan
ne yeni bir aşk avutur bizi ne de geçmişimizi
kabullenmek gerek bazen yenilgiyi
..."
ve belki de şarkılar yanılıyordur.
hayatın bir gerçeğidir. çok azı dışında yaşanan her aşkın illaki bir sonu olacaktır. ama bunun bilmek aşktan kaçmayı gerektirmez.
doğduğumuzdan beri biliyoruz. bir gün gelecek öleceğiz. ama bir gün nasıl olsa öleceğiz diyerek yaşamaktan vazgeçiyor muyuz? üstelik en berbat zamanlarında bile yaşamaya devam ediyoruz.
aşkta da böyle olmalı. nasıl olsa biter, nasıl olsa sürmez diyerek kaçmamalı insan. yaşamalı, o yaşadığı her anın tadını çıkarabilmeli. varsın olsun ölsün bir gün ölsün , ölene kadar yaşattıkları size yeter.
aşkın bir sonu olabilir doğrudur... aşk seri üretim haline dönüşürse çabuk paslanır, sağı solu dökülür... el emeği göz nuruyla büyütülür aşk.... tıpkı MAKiNALARIN OLMADIĞI ZAMAN GiBi..... gün gelir biter belki fiziksel bir ölüm şart koşulabilir aşk' a unutulmamalıdır ki "ayrılık da aşk' a dair", bitmiş gözükse de bazen, sürer yıllarca kanayan yaralarla....
"bir hüzün şehri ayırdı bizi ve bu son olmayacak
gözyaşıyla beslediği her aşk ölümü tadacak."
nefis şarkı. hele ki "gözyaşıyla beslediği her aşk ölümü tadacak." kısmı. nasıl bir acı çeker insan biten aşkın ardından, nasıl acı çektirilir dinleyene. bu kadar mı hissettirilir bi şarkı. aklı almıyor insanın.
bir de nedense bir ayna, bir erhan güleryüz esintisi var şarkıda. bana mı öyle geldi bilmiyorum; ama var.
ruhumun çıplak sesiyle, inleme tınısında, cenaze marşı melodileri dökülmüştü bu aşkın içine ve biz dümenimizi gitme rotasına çevirmiştik. saat zamanın gitmesi, aşk bitişin gitmesiydi. tadı damağımızdayken öpüşmelerin, biliyorduk aslında ipimizi kendi ellerimizle çekeceğimizi ve bu aşkın her aşk gibi biteceğini. kısa günlerden bize kalan, seviyesi insan gücünü aşan bir sızıydı. sızlıyor hala sol yanım ama ben seni unutuyorum. unutmam lazım biliyorum. tedavisi zor, yatalak bir hastadır aşk; her saniyesinde aşkın doruklarında olsak da sevgilim bizim aşkımız gibi her aşk ölümü tadacak. tadmadığı an aşk olmayacak.