sanki devlet sosyalmiş gibi düşünülerek yapılan hata. her şey devletten beklenmez. yeri gelir bir komşu, yeri gelir bir manav, bir züccaciyeci, bir berber, bir kedi, bir kuş koşar yardıma. bu devlette doğmuş olmak senin sorunundur. devlet zorla çiftleşitirmemiştir ebevenleri. seni sınır dışı etmiyor olması bile lütuftur.
lan dur ama birde şu var bak şimdi
(bkz: ananı da al git)
çelişirim ben hep kendimle...
tercih meselesidir, kimi devletler vatandaslarinin barinma sorununu cozmek icin ev dahi verirken, kimi devletlerde butun varliklarini ozellestirip, kamu hizmeti tanimini iyice daraltip isi piyasaya birakmayi tercih ederler. fakat nedense vatandas herseyi devletten bekleyemezken ; sanayiciler, is adamlari vb. herseyi devletten beklemeye devam ederler, sifir faizli krediler, ssk prim aflari,bedava araziler , vergi aflari vb. alarak devletten gecinmeye devam ederler. sonucta devletin verdigi hizmetin finansmaninin ana kaynagi toplanan vergiler oldugu icin ki, turkiye'de vergi toplamadaki adaletsizlik de ayri bir tartisma konusudur, vatandasin odedigi vergilerin karsiligini almasi en dogal hakkidir, en azindan guneydogu'daki yedi cocuklu babaya biz yardim edemeyebiliriz ama devlet yardim edebilir. eger devlet, adama bak yedi cocuk yapmis o zaman acliktan gebersin, diye bir politika uygularsa o zaman onunda sosyal sonuclarina butun vatandaslar olarak katlaniriz.
"bir şey beklemeyin" cümlesini çağrıştıran fakat arkasında çok şeylerin yüklü olduğu bir niteleme sözü.
daha çok özelleştirmelerin geri planında kullanıldı. Ana sorumluluk alanlarında yeterince çalışmayıp kaynakları çar çur eden ve birilerine peşkeş çeken devlet görevlilerinin ve sözcülerinin geliştirdiği kuram da denilebilir.
bir taraftan ormanların çıkar amaçlı yakılmasına seyirci kalacaksın, göz yumacaksın ,öte tarafta ağaç dikme kampanyaları örgütleyecek ve teşvik edeceksin.
bir taraftan silah sanayine bütçeni sonuna kadar açacak, öbür tarafta vergiden kaçırma, muaf tutma sözleriyle özel derslik yapılmasını teşvik edeceksin.
bunca silahın satılmasına göz yumacaksın, silahlar konuşunca da maganda suçlamasında bulunacaksın.
devletten bir şey bekleme dönemi evet ne yazıkki bitirilmiştir. Artık ne eğitimde, ne sağlıkta, ne sosyal hakların ve temel insan haklarının korunmasında, ne hukukun ve yargının bağımsız kalabilmesinde, ne güvenliği sağlayan kurumların tarafsız olabilmesinde ve ne de geleceğimizle ilgili hayal ve beklentilerimizde devletten bekleyeceğimiz bir şey kalmamış gibi gözüküyor.
ama problem, devletin hala vatandaşından vergisini vermesini, askerliğini yapmasını beklemesinde yatıyor gibi.
geleceğini göremeyenin, geleceği hakkında umudunu yitirenlerin devletide görmemesi ve istenilenlere uymaması gibi hazin bir sonuç bizi, daha doğrusu ne menem bir şey olduğu henüz anlaşılamamış, idrak edilememiş devleti ve devletçilerimizi bekliyor.
devlet adına hemen her şey yapıldı gibi. devlete ne gerek kaldı?
asıl kıyamet, devletin vatandaş etiketli fakat vatandaş olamamış kölelerinin bu durumu farkettiklerinde kopacaktır. Kıyamete 2 yıldan az kaldı biline.
devlet insanlar tarafından kurulmuş soyut bir kavramdır. herkesin emeği ve vergisi vardır. devlette insanlardan aldığı güçle ayakta durmaktadır ve kendisini yaratan insanlara karşı sorumluluğu vardır. bunları yerine getirmek onun görevidir. yoksa beni ilgilendirmez siz hastane kurun yok zengin iş adamları okul yapsın mantığı bizi bu hale getirdi zaten başkaları elini taşın altına sokmuyor diye devlet beni ilgilendirmez diyemez dememeli. tam tersine ilk önce kendisi ilgilenmeli başkalarını teşvik etmeli. hiçbir vatandaş okul veya hastane yapmak zorunda değildir. bunu vatandaş yapacaksa devlete gerek yoktur zaten.bu yüzden devletten yardım beklemek en olağan şeydir. burda devletin herkese eşit davranması gerekir. diyarbakır a deniz gibi sözler saçma diyarbakır a yapılmayan deniz başkentte de yapılmıyor daha reel şeyler yapılabilir ama yeter ki istensin ama gerçekten istensin.
Emperyalizme darbe anayasaları ile eklemlenmiş tüsiad altında örgütlenmiş sabancı , koç gibi kapitalist ulusal taşeronların sermaye birikimlerini yoğun bir şekilde topladığı batı bölgesine bakıldığı taktirde ve doğu bölgesindeki ekonomik kalkınmanın aşiret ağalarına ve özelleştirmeler yoluyla popülist yöntemlerle yabancı sermayedarların inisiyatifine terkedildiği idrak edildiği taktirde aklı kıtların oturup üzerinde biraz düşündükten sonra yorum yapması gereken durumdur. Mevzu bahis konu koyunları dağdan atlayıp intihar eden çobana verilecek devlet yardımı değil ülkenin genelinde geçerli olacak tarımsal üretim için gerekli kooperatif sübvansiyonların ve coğrafi şartlardan kaynaklı yatırım sorunlarının mevcut terör sorunu ve bölge halkının kimlik ve kültürel baskılanma süreciyle birlikte incelenmesidir.
devleti yönetme makamında olanların kendilerinden izinsiz birşeyler yapılmasına çok fazla müdahale etmesinin de katkısı bulunan zihniyet. devler herşeyi tek başına yapmaya soyunursa da ortaya çıkar, vatandaş herşeyi bir başkası yapsın ben sonucundan faydalanayım derse de. bizde her ikisinin de katkısı olan bir durumdur.
üzerine düşen sosyal görevleri (anayasanın 2. maddesi) yerine getirmiyorsa; adalet anlayışı kurum,zümre ve sınıf ayrımı gözetiyorsa; kamu düzenini sağlayamıyor tam tersine ikilik çıkarıyorsa; bireylerin yaşam kalitesini arttırma yolunda bir adım atmıyorsa; eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlar için cebinize bakıyorsa;
ve siz bunlara rağmen hala devletinizden birşeyler bekliyorsanız ya koyunsunuz ya da salaksınız.
ekonomik durumu berbat olasına rağmen, daha kendi geleceğinin ne olacağını düşünemeyen bilinçsiz ailelerin,dünya kadar çocuk yapıp daha sonra da devlet baba bize yardım etsin şeklinde yakarışlarıdır.bunun yanında devletin bir numarasının olmadığı günümüzde hiçbişey ifade etmeyecek durumdur.
herşeyi devlet'ten beklemenin bir anlamı yok devlet kimseye yardım etmez. en basite indirirsek boğaz köprüsü yapıldığında parası çıkarılınca boğazlardan geçiş bedava olcaktı. aradan kaç yıl geçmesine rahmen köprüler parasını çıkaramdımı hala para düyor? biz devlet'ten bişey beklemiyoruz herşeyi devlet bizden bekliyor.
ekonomik durumu berbat olasına rağmen, daha kendi geleceğinin ne olacağını düşünemeyen bilinçsiz ailelerin,dünya kadar çocuk yapıp daha sonra da devlet baba bize yardım etsin şeklinde yakarışlarıdır.bunun yanında devletin bi numarasının olmadığı günümüzde hiçbişey ifade etmeyecek durumdur.
haberleri açınca görülen manzaradır. halk fiş alması gereken yerlerden fiş almaz , ''ulan herkes de vergi kaçırıyor. bu devlet de çok gevşek davranıyor canım. olmaz böyle şey!'' demek. devlet dairesinde akşama kadar msn'de konuşan memur , ''şerefsiz bu devlet! bi gıdım maaş veriyorlar! tüüü size!'' diyip , msn'de okşan ile konuşmaya devam eder. bilmemnerde bilmemkim bilmemne yapar , devlete kaydırır. tamam arkadaşım kaydır da , sen bi sırtını sağlam bir yere daya. ondan sonra kaydır kaydıracaksan. devlet her zaman 18 yaşında arkadaş! sen bunu göremezsen o senin sorunun...
kolaycı insanın en buyuk davranısıdır, yanlıstır, oyle ki devlette sistemde bizden olusmaktadır. bu egilimde olan insanlar surekli sikayet halinde olduklarından cozum onerilerine kafa patlatmaz onun yerine apolitik olmayı tercih ederler. boylece durum paradoks haline gelir. olmamalıdır, eger ortada bir sorun bulunuyorsa cozum aranmalıdır, sikayet etmek bir cozum degildir...
süper memur yaratmakta ve kendi yakınlarına kıytırık görevler verip iş yapma edasındaki bu devlete hak olan davranıştır. eh en tabii hali de onlar sömürüyorsa neden biz yapmayalım politikasıdır .