her baharda önce heyacanla çiçek açan ağaçlar, sonra soğu yiyince dona çeken çiçekler ama ne olursa olsun her yaz 1-2 tane bile olsa o ağaçtan yediğimiz meyveler...
annem altı aylıktan beri* komşumuzun küçük kızına bakıcılık yapıyor. kadın sabah battaniye ile getirip prensesi bize bırakıyor ve akşam beşte gelip alıyor.
biraz önce okuldan geldim koşup sarıldı bana "abacım, abacımm" diye. ben de oturup oynadım biraz.
anneme "anne sen de bunu al" dedi oyuncakları paylaştırırken.
"senin annen mi kız o? benim annem ya" dedim ben de gülerek.
o da farkında kendi annesi olmadığının. "yaaa, ama ya. bana ne!" dedi.
azıcık mıncırıp odama geçtim. biraz önce içeriden gülme sesleri geliyor. annem bunu ayağında sallayacak. yatırmış ayaklarına, oyun yapıyor. bizimkinin de keyfi yerinde. sevecek öpecek uyutacak sonra da. "hadi" dedi annem "yeter bu kadar. şimdi uyucan sen."
tam çay almaya çıktım salonun kapısından geçerken "ade"* dedi bu. "sen anne gibisin."
"tabi, ben çok çok seviyorum çünkü kuzumu." dedi annem de.
ah dedim sözlük vallahi annem diye demiyorum, şahsen ben de çok severim çocukları ama bu kadarını yapamazdım. en azından dört yıl boyunca haftada beş gün başka birinin çocuğu için yapamazdım. ah dedim ilerde benim de evladım olursa inşallah ya annem bakar ya da annem gibi birini bulurum.
Sabah karanlığında ağzımda sigara yolda yürürken kendinden büyük çantası pembiş montu ve renkli atkısıyla okula giden sevimli bir kız çocuğunun birden yanıma gelip abi üşürsün önünü kapa elini de cebine sok sigarada içme diyerek uzaklaşması
Not: "r" harflerinin yerine "y" harfi koyarsanız yaşanan dumuru ve yanak sıkma isteğini daha net anlarsınız teşekkür ederim minik şey bana bir avuç gülümseme verdiğin için.
dün gece yardımcı kaptan pilotluğunu yaptığım istanbul uçağında seyir esnasında insanın içini ısıtan bir olay yaşadım.
uçuş esnasında (tabi bana sonradan anlattılar) uçağın motoruna bir kuş girmiş ve sıkışmış. tabi bunu gören yolculardan bir kaç tanesi hosteslere söylediler. ve hostes geldi bana söyledi. ben de kalkıp yolcuların arasına gelmişken bir de ne göreyim? yaşlı bir amca uçağın penceresini açmış, sarkmış ve sıkışan kuşu motordan almış. ayy canım benim. tonton yanaklarıyla, o emekçi elleriyle kuşun kanadını sardı ve onu tekrar pencereyi açıp özgürlüğüne uğurladı. ne iyi insanlar var ya *
Parklarda bazen kuşlara ekmek atan belediye işçileri görüyorum. Uzaktan izliyorum öyle. Her defasında bu sefer yanlarına gidicem muhabbet edicem desemde yapamadım henüz. Bana verdikleri duyguyu bilmelerini isterdm. Var olsunlar.
tıp öğrencisiyim, bu sene stajyerim. biraz önce yemek yedim, hastane koridorunda ayaküstü arkadaşımla sohbet ederken bi adam geldi. önce arkadaşımın sonra benim elimi sıktı. dedim heralde bizimkinin akrabası falan.
"biraz önce sonucumun iyi olduğunu öğrendim, ilk gördüğüme sarılıcam dedim." dedi.
sarıldı ikimize birden. geçmiş olsun dedik. gitti.