bugün

ayağını yorganına göre uzatmayı öğrenmek ya da uygulamak. yani varolan değerlerin farkında olup, maddi manevi ulaşılamayacak idealler uğruna hayal kırıklığına uğramamak için bazen azla ya da varolanla yetinmeyi bilmek gerekir.
gabriyal garcia marque demiş ki;

olmuyorsa zorlama, ya hayallerin kırılır ya kalbin. unutmuş gibi yap. çünkü güzel şeyler onları hiç beklemediğinde gerçekleşir.
Yeis (ümitsizlik) öyle bir bataktır ki düşersen boğulursun.
Azmine sarıl sımsıkı, bak ne olursun!
Yaşayanlar hep ümitle yaşar,
Me’yus (karamsar) olan ruhunu vicdanını bağlar. (mehmet akif ersoy)
'to perceive is to suffer'* cümlesinin türkçeye yansımasıdır. kırılıp yansımış biraz daha ama genel hatlarıyla aynı yere çıkıyor.
isyanın ilk aşamasıdır. daha sonraki aşamalarda kabulleniş başlar. bunun sonucunda da insan olgunlaşır.
farklı şeyler denemenin, değişme açık olmanın gerekliliğini anlamaktır. bu sebebten hayatta b planı olmalıdır hep. hayal kırıklığıdır üstelik.
gerçeklerin arefesi.
artık alternatif hayallere gitmek gerektiğini anlamaktır. buradan sonrası hayal kırıklığı ile devam eder ve her yapacağın işte insanın üstünde eziklik yaşatır, güven kırmıştır.*
işte tam o anda hayal ettiğin hayata sahip olmak için yeniden çalışmaya başlamanın tam zamanıdır.
hayal ettiğinizin daha da ötesine geçtiğinizin kanıtı olabilir.
bir atasözü der ki;

Demir tava gelir kömür biter; akıl başa gelir ömür biter.
bir umutla hayallerinin peşinden koşmak için hırs yapmayı beraberinde getirebilecek durumdur. lakin bir zaman sonra hayallerinin imkansız olduğunu anladığın zaman hayallerinin peşinden koşmayı bırakıp yürümeye başlarsın. çünkü yorulmuşsundur gerçekleşmesi imkansız olan hayaller kurmaktan. ama yinede bir umut vardır içinde ..

(bkz: hayallerim vardı keşkelerde kalan)
erkekler için askerlik hizmetinden sonra anlaşılmaya başlanan acı gerçek.
tecrübe sahibi olmaktır. yapılmaması gerekenler öğrenildiği için, kurulan hayaller makul düzeyde tutulur ve yaşama kalındığı yerden devam edilir. edilmezse hüsran beraberinde gelir ki bu daha da vahimdir.
insallahta kimse yasamasin ben yasamiyosam demektir.
Bu yolda giderken önümüze konan bir takım engellerdir. Bunları aşamazsak hayatta hiçbir zaman mutlu olmayı başaramayız.
sonra intihar etme planları yapmaktır.*
dünyanın en boktan durumudur sonrası intihara kadar gider yaşamaktayım.
kötü sonuçlar doğuracak durumdur. sonrasında her şeyden sıkılmak, sürekli uyuma isteği, "koy göte rahvan gitsin" kafasını yaratır.
genelde 22-23 yaslarinda baslayan duygu.
daha farklı hayallere başvurmaktır. pollyanna gibi hissettim. uçan kelebeklere bakın!
yıkılmaya sebeptir, boyut değiştirebilirsiniz.
büyük bir yıkımın eşiğinden dönmek bazen de dönememektir.

yeni hayaller kurmak onları gerçekleştirmeye çalışmak uzun zaman alır.
neyi değiştirebilir ki kafa aynı olduktan sonra daha büyük bi yıkım olmadan yılamaz insanoğlu ve içinde hep bi umut besler.
Nazım hikmetin mısralarını hatırlatır.
''mektebe gitsem'' diye düşündü
10 yaşında.
''babamın bıçakçı dükkanından akşam ezanından önce çıksam'' diye düşündü
11 yaşında.
''sarı iskarpinlerim olsa, kızlar bana baksalar'' diye düşündü
15 yaşında.
''babam neden kapattı dükkanını?
Ve fabrika benzemiyor babamın dükkanına''
diye düşündü 16 yaşında.
''gündeliğim artar mı?'' diye düşündü
20 yaşında.
''babam ellisinde öldü,
ben de böyle tez mi öleceğim?'' diye düşündü
21 yaşındayken.
''işsiz kalırsam'' diye düşündü 22 yaşında.
''işsiz kalırsam'' diye düşündü 23 yaşında.
''işsiz kalırsam'' diye düşündü 24 yaşında.
Ve zaman zaman işsiz kalarak ''işsiz kalırsam'' diye düşündü 50 yaşına kadar.
51 yaşında ''ihtiyarladım'' dedi.
Şimdi 52 yaşındadır.
işsizdir.
şimdi merdivenlerde durup kaptırmış kafasını düşüncelerin en tuhafına:
''kaç yaşında öleceğim?
Ölürken üzerimde yorganım olacak mı?
diye düşünüyor.