bugün

zihne imgelerle değil kokularla birdenbire gelir, keder de hissedilebilir o an neşe de ve bir an sonra birdenbire gider. ne hatırlamıştım? hayır, asıl soru; ne hissetmiştim o an?
büyük sözcük. bir insan hatırlanır, bir anı hatırlanır, bir şehir hatırlanır... bazen sevinç, bazen hüzün, bazen özlem, bazen de nefretle. yaş ilerledikçe daha da iyi yapılırmış.
Bilinip unutulan bir şeyi akla getirmek, anımsamak.
kaynak: tdk
eline bir resim aldığında yüzünde oluşan gülümsemedir. ve aslında tüm mutlu anların fotoğrafları ne yapsanızda ancak acı verir, tatlı gülümseme de silinir gider. o karmaşık koskocam arşivin içinde gezinmeye başlar, zihninizde herşeyi tarih sırasına koymaya çalışırsınız. anılar arasında dolaşırken biri size bir an' ına git ve hep orda kal dese; ben sadece birini seçerdim.

o zaman çok iyi biliyordum. şimdi çok iyi anlıyorum. o an hissettiğim duygu, bu gün yüzüme yerleşmiş.

şimdi karşımda ay ışığında yansıyan bir şehir, günlerden alacakaranlık, zihnimde çarpışan onlarca kelime, kendimi gerçeğin içinde sanarken aslında yaşadığım hayal, anılarım yalanmış. evet hatırlamak bu ve hiç güzel değilmiş.

edit: -Sevgili yazar bunun bir forum sitesi değil sözlük olduğunu hatırlatırım.
hatırlanacak olayın güzel olması ile insanda tebessüme yol açan, kötü olması ile kalpteki yarayı tazeleyen durumdur.
insanoğluna sunulan en büyük lütuftur hatırlamak. elbette ki unutmaktan sonra...
hatırlamak önemlidir. tarihi anlamayan onu tekrarlamaya mahkumdur.
acıdan başka hiçbir şeye yaramayan eylem.
geçirdiğin güzel günleri hatırlayıp gülümsemek.yada tam tersi olabilir.
bir başlığa birden fazla entry coşmaktır.
kadınların yemekten usanmadığı boktur.
bu boku yemeği daima hatırlarlar.
bir olayın bir nesnenin ya da bir ismin hafızaya gelmesidir.
unutul-a-mayanlar için, acıtır.
hatırlamak, unutamamak belki veya, öyle bir his ki, aşktan bile derinde bazen...
bazen can sıkıcı olan olaydır. Özellikle hatırladığınız şeyleri bir daha yaşayamayacak olmak insana büyük sıkıntı verir.
Kötü bir alışkanlıktır, hatırlamak.
tam unuttum dersin
görmezden gelirsin anıları
unuttum diye kendini avutursun bazen
ve sonra öyle bir an gelir ki
tek bir an herşeyi yeniden hatırlarsın
herşeyi yeniden yaşarsın hayalinde
ve üzülürsün kaybettiklerine, geride bıraktıklarına
yapmak isteyip yapamadıklarına
dahası yaşayamadıklarına
bazen kendine kızar kendini suçlarsın
kurduğun cümleleri keşkelere boğarsın
ve yine
gururun galip gelir söylediklerine
yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim dersin o an
haklı olduğuna inandırmaya çalışırsın kendini
ama söz geçiremezsin kalbine
dilin ne derse desin gerçeği yok edemezsin
gerçek ölümsüzdür arkadaş
ne kadar hesaplaşsan da kendi içinde
ne kadar hatırlasan da, unutamasanda
unuttum dersin dilinin ucuyla.

abdullah gül
gerceklestirmek icin once unutmayi, aklindan cikarmayi gerektiren eylem. onu sadece bir defa hatirladim, hatirlayis o hatirlayis bir daha da unutamadim.
"Bazen kadınlar,"doğum sancıları unutulmaz" der. Fakat hatırladığınız sancının kendisi değil, kötü ağrılarınızın olduğudur. Gerçek anımsama bir an, bir şimşek hızıyla da olsa yaşadıklarınızın tekrar içinde olmaktır. Acıyı acıyla, aşkı aşkla, iyi taraflarınızı iyilikle anımsarsınız."
Hepimiz yoruluyoruz her gün, her an. Hep bir şey olmaya çalışırken. Ama artık bir şey olmaya çalışmak yerine insan dönüp bir kendine bakmalı ama bu defa gerçekten ve çok derinlere bakmalı.
Zengin olmaya çalışmamalı, bu dünyadaki her şeyin kendi için olduğunu görüp,zaten zengin olduğunu bilmeli.
Güzel olmaya çalışmamalı,doğadaki her eşsiz ve mükemmel canlı gibi zaten güzel olduğunu bilmeli.
Değerli olmaya çalışmamalı, dokunduğu her şeyde fark yarattığını görüp, zaten ne kadar değerli olduğunu bilmeli.
Sevilmeye çalışmamalı, zaten tamamen sevgiden oluştuğunu bilmeli.
Güçlü olmaya çalışmamalı, yeneceği kimse olmadığı için, güce ihtiyacı olmadığını bilmeli.
Güvende olmaya çalışmamalı, dünya onun yuvası, orada güvende olduğunu bilmeli.
insan hep bir şey olmaya çalışır kendini unuttuğu için. Artık bir şey olmak yerine sadece kendini hatırlamalı!
tam unuttum derken aklına gelmesi. Bazı durumlar da iyi, bazı durumlar da cidden çok kötü bir durumdur.
Bir şeyin hatırına düşmesi.
eskiyi hatırlayıp "yahu eskiden ben çok salakmışım" demek... sonra dünü hatırlamak... susmak...
unutanlar içindir.
anı takmayan, zihnin kimi zaman anarşisti, kimi zaman kutsal bir savaşçısı, kimi zaman kralın soytarısı ve kimi zaman ruhunun tutsak edilmesi durumudur.

o hep vardır, sadece bir büyücü gibi şekil değiştirerek karşına çıkar, hepsi bu...
hatırlamanın kardeşi de olsa içinde biraz fluluk gizlidir. anımsamak gölgeli, flu hatırlamaktır; hatırlamanın o keskin eminliği yoktur. gözün ısırması gibidir. ama diğer yandan anımsanın insanda uyandırdığı duygular da fludur, keskin değildir. anımsanın getirdiği kötü hislere, kötü anılara dahi şüpheyle yaklaşılır, tabi iyi anılara yaklaşıldığı gibi.

zamanın ötesinden gelen edit: anımsamak başlığını kim hatırlamak'a taşıdı lan? ben bu entry'i anımsamak başlığına yazdım.