birinci hatun hediye etmişti tokasını. uzun süre sakladım sonra üzerine işedim.
ikinci hatun evde unutmuştu. o da dursun dedim, sonra kayboldu ya da attım hatırlamıyorum.
esaslı olarak 2 hatun bulundu hayatımda. ikisi de tokalı hatıralı oldu.
edit: bak şimdi hatırladım biri siyah biri gri ama aynı tokadandı, enteresan.
Tebeşir, taso, çengelli iğne 2 tane taş bir tane eskiz defteri içinde bin tane not var belki... ve bir tane tesbih.sanırım artık hiç bir şey hissettirmiyorlar...
küçük kahverengi yeşil renklerde kalın cam parçaları.
küçükken kuzenim ve kardeşlerimle tepe gibi bir yere çıkmıştık. toprağı kazıp cam parçalarını buldukça "pahalı taşlar bunlar zengin olduk abanın" diyerek annemler eve çağırana kadar toplayabildiğimiz kadar topladık. bir de o dönem düğünden topladığım boş altın kutularından en havalı olanına koymuştum onları. hani değerli taş ya peçete içinde mi satmaya götürücem çok saçma olur diye düşünerek. Yıllar geçtikçe birer ikişer kayboldu ama hala şu an 8 tane var. nasıl fütursuzca abanmışımsam artık bir avuç toplamışımdr rahat. şimdi dönüp onlara baktıkça asıl zenginliğin masum zamanlarımız olduğunu anlıyoşaka şaka nfsjnfj. daha o yaştan hep bir zengin olma çabaları akla bak. insan her orta halli aile evladı gibi okuyup "bir şey" olarak çok para kazanma hayalleri kurar benimse net hamurumda yokmuş. işte her o cam parçalarına baktığımda tam olarak bunları düşünüyorum allah affetsin.
sanırım 5 yıldır dolabımın derinliklerinde diğer sakladığım eşyalarla birlikte duruyor. uzun zamandır ilişkmi kestiğim bir zamanların en yakın arkadaşımdan yadigar.
gittiğim her sahilden birer taş alırım. canım sıkılınca o taşları hangi sahilden aldığımı hatırlamaya çalışır kendi kendime hafıza oyunu oynarım. annem bana arda kural mısın oğlum sen deyip takılıyor ama olsun.
Bir eşyaya mana yüklemeye asla alışamayacağım. Ruhları olduğunu hissedip onlara nazik davranmamın çılgınca olduğunu kabul etmek bile daha manalı geliyor bana.