Cumhuriyet dönemi toplumcu şair ve yazarlarındandır. Şairliği hiçbir zaman Nazım Hikmet düzeyine ulaşamamış olsa da kendisinden sonraki toplumcu şairleri etkilemiştir. Edebiyat anıları okunursa görülecektir dönemin birçok şairiyle dosttur Dinamo. Sadece kuru bir toplumculuk değildir ardından gittiği anlayış. ikinci dünya savaşı yıllarını anlattığı anılarında Asaf Halet Çelebi ile diyalogları ilginçtir. Asaf Halet'in savaşa dışarıdan bakışı, bireyciliğinin sonucu da olsa ilginç gelir dinamo'ya. Bu bireyci sanat anlayışına bağlı şaire, savaşı ve getireceği yıkımları anlatmak için özel çaba harcadığından bahseder.
savaş ve açlar romanı esasen kendi hayat hikayesidir. okursanız gerçek yokluğun ne olduğunu görürsünüz. açlıktan ölen kardeşlerini, aylarca mezbahadan atılan hayvan bağırsaklarını yiyerek yaşamalarını, tıpkı bugün gibi zenginler askerden yırtarken garibanların cepheye sürülüp, ailelerinin toplum tarafından nasıl görmezden gelindiğini, aşağılandığını, yetimhanelerin şehit çocukları için nasıl kurtuluş olduğunu anlarsınız. okurken hırs basar insanı, sinirleri bozulur bu kadar da olmaz, olmamalı diye.
Devamı öksüz musa'dır. aynı sefaletin devam romanıdır. o sefaletten öğretmen çıkmayı başaran bir çocuğun hayat mücadelesidir. hayatta kalmayı başarmış, farklı yetimhanedeki kız kardeşleridir.
Velhasıl bu adamın kitapları okunmalıdır, okutulmalıdır.
Hadi diğer kitaplarını da yazalım son olarak.
romanları:
kutsal isyan (sekiz cilt, 1966-1968)
ateş yılları (1968)
savaş ve açlar (1968)
kutsal barış (yedi cilt, 1972-1976)
öksüz musa (1973)
musa'nın mapushanesi (1974)
koyun baba (1976)
musa'nın gecekondusu (1976)
açlık (1982)
türk kelebeği (1981)
adalet sıtması (1983)
anadolu'da bir yunan askeri (1988)
öykü:
savaşta çocuklar (1981)
anıları:
6-7 eylül kasırgası (1971)
2. dünya savaşı'ndan edebiyat anıları (1984)
tkp ve aydınlar (1989)
şiirleri:
adsız kitap (1931)
deniz feneri (1937)
karacaahmet senfonisi (1960)
özgürlük türküsü (1971)
mapushanemden şiirler (1974)
sürgün şiirleri (1975)
gecekondumdan şiirler (1976)
çoban şiirleri (1982)
nazım'dan meltemler (1989)
tuyuğlar (1990)
türkiye sovyet cumhuriyeti
aziz türk işçisi!
tütüncüm, tornacım, mensucatçım, ateşçim ve sair
dünyanın kurtuluş saati çalıyor.
biliyorum ki en kabadayınız
soğuk tütün depolarında
koca bir hafta harcadıktan sonra
ancak bir kefen parası alıyor,
karısını veya çocuğunu gömmek için.
aziz türk işçisi!
senin bahtın,
yaralı parmaklarınla ayıkladığın
malum tütünün zifiri kadar karadır.
haydi, sen de aslanlar gibi göster boyunu,
böyle süklüm püklüm durduğunu
gören kahpe vurguncular ve onların hükümeti,
bırakıp senin nasırlı ellerine
bu güzel memleketi,
savuşsunlar birer köşeye, çil yavrusu gibi.
öyle silkin ki aziz işçim,
benim tornacım, tütüncüm, mensucatçım ve işçim,
bütün türkiye’deki ağaçların
en üst dallarından en alt dallarına kadar
senin nasırlı ellerinle asılanlar
harikulade bir meyve zenginliği manzarası versin.
bu işe meşhur sultanahmet meydanı vakası
vaka-i vakvakiye bile imrensin.
çekip alalım ayaklarından
donlarına varıncaya kadar onların,
gömülelim koltuklarına o ılık salonların…
dışarıda yağarken buram buram kar,
aç ve soğuk günlerden kalma hatıralar,
karışıp halka halka bafra tütünü dumanına
bize göz kırpacak uzak yıldızlar.
hülasa, türkiye sovyet cumhuriyeti,
çalışmak, yaşamak, gezmek hürriyeti
için kurulacaktır.
ve bunlara karşı çıkan babamız bile olsa
insafsızca ve merhametsizce
tutulup çarmıha vurulacaktır.