Gerekliligi tartisilabilir olan buna ragmen ataturkun esas devrimini zihniyet devrimini temellendiren devrim. Ataturk ne yapmistir biliyormusunuz alfabesi olmayan halka alfabe armagan etmistir. Yuzde 5 i 10 u asmayan okuryazarlik oranina sahip bir halkin alfabesi yoktur zaten. Dinleme oku, izleme yap. Gerekliligi su konuda tartisilabilir bunu eski alfabeyle yapabilirmiydi pektabi ama budurumda dogu referansli bi devrim batiyi tanima yakalama konusunda yetersiz kalabilirdi. Dinleri isimiz gib i isleri dinimiz gibi, bilmem anlatabildim mi?
türkçeyi doğru düzgün konuşup yazamayan güruhun osmanlıca gibi daha zor daha komplike yapıda bir dilin kalmasının daha iyi olacağını üstün zekalarıyla tespit edip klavye başında eleştirdiği devrim. oysa hiyerogliften vazgeçmemeliydik.
ulan allah belanızı vermesin hala latin alfabesi kullanmayan ülkeler de gelişmiş diye örnek veriyosunuz. güldürmeyin lan adamı, her haltı bi tarafınızdan anlamayın.
bakın sevgili akitcanlılar, ya size nası başlasam konu da çok ağır. gecenin dördü. neyse anlatmak lazım. şimdi o saydığın ülkelerin hiçbiri (iran istisna), sırf din uğruna diline uyumsuz olan bir alfabeyi kullanmıyor. sen bu yüzyılda hala türkçeye gram uymayan arap alfabesini kullanıcam diye diretirsen üstüne gülerler. japonların, çinlilerin ne bilem yunanların hepsinin özel alfabesi var. biz de geliştirsek, kendimiz için bir alfabe yapabilirdik ama zaten savaş yılları fazla atraksiyona gerek yok latin varmış almışız.
latin alfabesi harbiden türkçeyle uyumlu bir alfabe. diğer uyumlu alfabe de kiril alfabesi, ikisi de türkçeye çok iyi uyuyor. ama arap alfabesi bilen biri olarak söylüyorum, seni üzecek ama bükümlü dil arapçanın alfabesi, eklemeli dil türkçe ile neredeyse tamamen zıttır.
şimdi diyeceksiniz ki e zıttı da osmanlı 600 yıl kullandı. cancağızım, osmanlının kullandığı şu an bizim türkçemiz değildi zaten, kendi aralarında yarattıkları arapça-farsça ağırlıklı, sadece fiilleri türkçe olan bir dil kullanıyorlardı.
halk cahil bırakıldı olayına gelince, ulan o zamanlarda ne kadar kitap basılıyor zaten okuyacak ? sen sokaktaki insanların şu anki gibi okur yazar olduğunu mu sanıyorsun ? sadece osmanlıda değil, o zaman tüm dünyada okuma yazma bilmek çok elit, asil mevkilerin işiydi. o mevkilerdeki insanlar da zaten fransızca biliyorlardı yani latin alfabesini bilmekteyidiler. bu durum osmanlı dönemi okur- yazar resmi oranlarıyla kanıtlıdır.
son olarak, latin alfabesine geçiş çalışmaları atatürkten önce başlamıştır.
lan varya siz tam türkiye'nin niye gelişmediğinin özetisiniz. on yıllar olmuş adamlar hala arap alfabesini savunuyor. böyle bir saçmalığı tartışmak bile abesle iştigal zaten. bak mesela hafızam yanıtmasın, özbekistan 2008-2009 yılları arasında kirilden latine geçti, ülkede gık çıkmadı. kimse de sizin gibi ''dedemin mezarını okuyamıyorum'' demedi. ''halkı cahil bırakıyorsunuz !!11birbir'' demedi. siz neredeyse 100 yıl önce olan bir şeyi tartışmaktan bıkmadınız.
bu arkadaşları güçlü tavsiyem gidip üşenmesinler arap alfabesini öğrensinler sonra laf etsinler bir zahmet. dedelerinizin mezarlarını da okursunuz hem.
Mantığını bir türlü anlayamadığımdır. Yahu madem arap alfabesini kaldırıyorsun bari Uygur alfabesine falan dön. Batıda bok var sanki. illa latini istiyorsan da arap harfleriyle beraber vereydin ya. Önemli ve mühim kelimelerini beraber kullanmak ancak gelişime katkı sağlar. Sonuçta düşüncenin temeli dildir, sözcüklerdir. Dilin zenginliği bu bağlamda çok daha hayırlı bir şey.
insanların bir gecede cahil olmasi değil tarihle bağlantılarının kopartilmasi asıl mesele olan devrimdir. yasakci zihniyetin bir ürünü olarak eski yazıyla olan her şey yasaklanmıştır(kur an dahil).ve hatta Osmanlı arşivlerinin satılmasıni bile buradan okuyabilirsiniz.
arap hayranlarının götüne girmiştir. medeniyeti attığımız ilk adımlardandır. zaten 1938 den sonra adım attığımızı görmedim. ay pardon ımfye borç veriyorduk, bide küresel güç olmuştuk. nasıl atladım?
insanların tarihle bağlarını falan koparmayan devrimdir, element uydurmayın.
türk tarih kurumu kurulduktan sonra türk insanının tarihle bağının yeniden kurulması için 5 senede gösterilen çaba, osmanlı'da 100 senede gösterilmemiştir. arşiv dediğin şeyleri osmanlı sarayının mahzeninde çürürken ortaya çıkarıp bilimsel şekilde sınıflandıran ve korumaya alan da yine bu kurum ve istanbul üniversitesi'dir. satılan ıvır zıvırın %90'ı ikinci abdulhamit zamanında saraya jurnal amacıyla gönderilen yazışmalardır.
piri reis'in haritasının kalan kısmı (bugüne ulaşan %30'luk kısmı) saray deposundaki hurdaların arasında, üstü leke içinde çöpe atılırken son anda görüldü lan, neyin osmanlı arşivi?
harflerle ilgili olan kısma gelirsek, latin harflerine geçiş sadece "resmi" olarak cumhuriyet döneminde yapılmıştır. zaten osmanlı'nın son dönemlerinde, özellikle jön türkler ve ittihatçılar defalarca latin harfiyle yazılan türkçe üzerinde çalışmalar yapmışlardır. dileyen genç kalemler mecmuasının ilk sayılarını bir yerlerden edinip kurcalayabilir. arap harfleriyle türkçe yazmak imkansıza yakındır, sesli harfler yetersizdir. daha birçok ses de arap harflerinde aslında olmayan, sonradan uydurulan harflerle türkçe'ye zorla yamanmıştır. arap harfleriyle farsça yazmak da bir çok soruna yol açar. ancak o dönem farslar ve maalesef ki türkler dini duygularla eski harflerini bırakıp, böyle alakasız ve yetersiz bir harf topluluğuna teslim olmuşlardır.
harf devrimi'nde yapılan şey, yüzyıllar önce düşülen bu hatayı düzeltmektir o kadar. osmanlı ve öncesinde tarihimizden, kültürümüzden koparılmamış olsak belki göktürk alfabesi de kullanıma alınırdı ancak ne anadolu türkleri, ne de orta asya türkleri arasında maalesef öz alfabemizi kullanan hiç bir topluluk kalmamıştır. latin alfabesi de en çok kullanılan ve ses türevlerini en rahat karşılayacak alfabe olarak seçilmiş ve zorunluluktan kullanıma alınmıştır.
son dönemlerde çok popüler oldu bu arap şakşakçılığı. osmanlıca okuyan ve yazan biri olarak açık ve net söylüyorum, bugün kullandığımız türkçe'yi arap harfleriyle yazmaya çalışmak salakça bir zorlamadan başka bir şey değildir.
Sanki dedelerinin mezar taşında cilt cilt dünya tarihi yazıyor, evrenin sırrı oradaymış. Hay amk salakları, bahanelerine bak. Dedenin mezarını kaç kez ziyaret ettin?
edit: bu entry dedemizin mezarını okuyamıyoruz diyen -silmiş şimdi- andavallara yöneliktir.
Eğer alfabemiz Arap alfabesi değil de Uzakdoğu dillerinin alfabesinden olsaydı Atatürk yine değiştirirdi alfabeyi. Neredeyse tüm dünyanın kullandığı ortak alfabeye sahip olmak her millete nasip olmaz. Ne büyük lütuf ki domain adresi alırken bile kendi alfabeni kullanıyorsun. Alfabe değişmeseydi sırf interneti kullanabilmek için bile yine Latin alfabesinin seslendirmelerini öğrenmek mecburiyetinde kalırdın, tıpkı diğer alfabeye sahip olan milletlerin bilmek zorunda olduğu gibi. Bu küçücük bir örnek sadece. Latin kökenlilere değil, medeniyete ayak uydurmak için yapılmıştır bu devrim. Uzun lafın kısası, geleceği okuyamamaktansa geçmişi okuyamamayı tercih ederim. Her Türk gencinin ideali bu olmalı, Mustafa Kemal Atatürk gibi ileri görüşlü bir lideri olduğu için övünmelidir.
daha hala "bir gecede cahil bırakıldık" ya da "tarihimizden koparıldık" şeklinde çamur atılan inkılap. şapka devrimini, fes devrimi kadar anlamsız, alakasız ve saçma bulurum. 1. cumhuriyet döneminin pek çok günahlarının olduğunu savunurum. ancak harf inkılabına gelince, bunu eleştiren genel kitlenin cehaleti de, savlarının tutarsızlıkları da ortadadır diye düşünüyorum.
"bir gecede cahil bırakıldık" miti: nasıl cahil bırakıldık? yani harf inkılabından önce milletimiz harıl harıl okuyordu, aydınlarımız oldukça özgün, türk düşün dünyasını temelinden sarsacak yüzlerce eser meydana getiriyordu da harf inkılabı mı buna engel oldu? osmanlının son dönemlerinde halkın okuma yazma oranının ne olduğu konusunda çok çeşitli iddialar var. şimdiye kadar duyduğum en yüksek oran yüzde 7. buna da gayrimüslimler dahil. ama mebuslar meclisine mebus aranırken "okuma bilmesi ve birazcık da yazabilmesi" şartı getirildiğine göre, toplumun okuma yazma oranının ne kadar düşük olduğu ortada. e o halde cahil bırakılan kim?
bir de peyami safanın meşhur "dedelerinin mezar taşını okuyamayan bir nesil yetiştirildi" diye yakınması durumu var. heh, tabi. ne kadar trajik değil mi? ulan yüzde 7 diyoruz yüzde 7. osmanlı zamanında millet okuyamazken aklınız neredeydi? ama kimse kusura bakmasın, tüm bunlar atatürk inkılaplarını topyekün eleştirebilmek için, art niyetli olarak ortaya atılmış safsatalardır. gerçeklerle uyuşmadıkları ortada. tanzimat döneminin, meşrutiyet döneminin aydınlarının en büyük derdi, halka bir şeyler öğretebilmek, halkı eğitebilmek. emin olun o adamlar da olmasaydı eğer, osmanlıda okuma yazma oranı hiç bir zaman yüzde birin üzerine bile çıkamazdı.
neden mi? hemen açıklayalım. osmanlıca nedir? bir dil midir? hayır. osmanlıca, osmanlı devleti elitlerinin kullandığı, bol miktarda arapça ve farsça kelimeler ve gramer kuralları içeren, ağır ve süslü estetik açıdan da kulağa hoş gelen (en azından bana ve daha pek çok insana göre) bir suni dildir. sunidir, çünkü halk dili değildir. bir karacaoğlan şiiri okuyun, bir de şeyh galib şiiri. bakın bakalım hangisini daha kolay anlıyorsunuz? peki harf inkılabı için "halkı cahil bıraktılar" diyen insanlar, osmanlıca gibi suni bir dili meydana getiren devlet eliti için neden aynı serzenişte bulunmuyorlar?
evet, osmanlıca dediğimiz dil, saray ve çevresiyle halkı birbirinden ayrıştırmak için geliştirilmiş ve ilerletilmişti. halk dilinden konuşmak, avamlık ve basitlik göstergesi oldu uzunca bir müddet. aslına bakarsanız bu sadece osmanlılara özgü bir şey değildir. tıp terimlerinin latince olmasından tutun da, günümüzde bazı aydınların sık sık ingilizce, fransızca veya kimi zaman da latince kelimeler kullanmalarının da arkasında benzer sebepler vardır. çünkü o konuyla ilgili bilgisi ve tecrübesi olmayan insanların işinize burnunu sokmasını istemiyorsanız, bunun için en iyi yol, o insanların sizi anlamamalarını sağlamaktır. osmanlıca da bu mantıkla ortaya çıkarılmış bir dildir. yani osmanlıca dediğimiz dil (öyle bir dil varsa eğer) daha en baştan milleti cahil bırakmayı göze almış ve bu maksatla geliştirilmiş bir dildir.
bir başka mesele de sanki harf inkılabı tamamen atatürkün ve arkadaşlarının aklından çıkmaymış gibi lanse edilmesi. aslında bunda inkılabları tamamen atatürke bağlama manyaklığına kapılmış olan atatürkçü kesimin de büyük suçu var. ama işin doğrusu şudur ki, osmanlıca harflerinden vazgeçip latin alfabesini adapte etme fikri, atatürkten önce de ortaya atılmıştı bazı aydınlar tarafından. hatta belki ittihat terakkinin bile programında vardı bu da uygulamada muvaffak olunamadı.
şimdi gelelim günümüze. hakikaten anlayamıyorum. eski alfabeyi öğrenmek o kadar zor bir şey değil. osmanlıca kursları da artık neredeyse her yerde var. madem bu kadar isteklisiniz, öğrenin kardeşim osmanlıcayı. sizi tutan nedir? hem memlekete de bir faydanız dokunmuş olur. daha hala bile arşivlerde olup günümüz türkçesine çevrilmemiş o kadar çok kaynak var ki.
şimdi bu entiden sonra da aynı safsatalar yazılmaya devam edilecek. neden? çünkü bizim insanımız okumayı, iş yapmayı, araştırmayı değil; konuşmayı seviyor. açıp iki sayfa bir şey okumaktan ölesiye korkan insanlar, burada "kamalistler bizi cahil bıraktıı, bizi tarihimizden kopardııı" diye ahkam kesmek konusunda birbirleriyle yarışacaklardır. şaşırtıcı mı? hiç değil.
türkiye'nin yaşadığı restorasyon döneminde başlatılan okuma yazma seferberliği, ancak 2000'lerin ortalarında tam meyvesini verdi. latin alfabesine geçilen ilk 30-40 sene köşe başında kurs varken, katılım had safhada iken, okuma yazma oranı yüzde 40'larda, 50'lerde geziniyordu. istatistiklere bakılabilir. latin alfabesine geçince insanların ''aa ne kadar kolay'' diyerek okuma yazmayı söktüğü iddiası, kafasında slogandan gayrı bir şey olmayan bir kemocan iddiasıdır.
osmanlıcanın ağdalı bir saray dili olduğunu söyleyenler olmuş. osmanlıca; türkçenin tarihî bir safhasıdır. bazı dönemler basit yazmak moda olmuş, bazı dönemler süslü... dönemin divan sahibi şairlerinde çok ağdalı dille yazılmış şiirler de bulursunuz, sade şiirler de. yazan da aynı şairdir. ee, yani bu şair bir seferinde ''türkçe'' öteki seferinde ''osmanlıca'' mı yazmış oluyor?
cevabı o dönemin şartları veriyor: şairler, yazdıkları sade şiirlere ''türkî basit'' demişler. basit türkçe yani... bunlar da zannediyorlar ki, osmanlıca başka, türkçe başka. bunu söyleyenler de umumiyetle atsız'cı kafası. göktürkçeye geçeceklermiş de, türkler özüne dönecekmiş.
çoban alfabesine geç kuzum, türkler eskiden göçebeydi. daha uygun olur özüne...