en büyük örneği kafka gibi vizyonsuz bir hergelenin milena'ya mektuplar yazıp geçmişini sikko böceklerden ve yarak-kürek davalardan temizlemesidir. bazen bir kadın gelir, eline bir kalem verir... işin özü bu sanırım.
sözlükte de bunu çokça görebiliyorum. bunların hepsi, basılan her tuş aslında bir kadınlan ilgili. misal zall'ı bilmeyeniniz yoktur. uzmanlık alanı tiyatro olduğu halde sürekli olarak din-iman konularında yazan biridir. geçenlerde bir aleviye aşık olmak diye bir şey yazdı. zall'ın onca boş-beleş-tıynıyetsiz yazısının arasında ışıldayarak parladı bu yazı. demek ki bir alevi kızı çalmış bizim hınzırın gönlünü diye düşündüm. sonra biz true'i ilk kez kerhaneye götürdüğümüzde dönüp en beğenilen eserlerin olan (bkz: ilk sevgili) yazdı. o da bir kadına yazılmış harflerin dansıydı...
güzel bir kadın çirkin satırları yanak kıvrımındaki kırılışlarıyla düzeltebilendir. sonra gözlerindeki gelgitlerle ilham perisi tecavüze uğramış bir erkeğe ilham verebilendir. sert ve tokmakçı bir erkeği sevgi kelebeği yapabilendir zaman zaman. o değil de ne yazıyorum lan ben? provokatif bir başlık açacaktım. vaaaaayyyy demek ki bende de bir şeyler var. ihihihi çok utandım bak şimdi.