--spoiler--
Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.
--spoiler--
Adı gibi Gül bahçesi.
Gönlümün tek eğlencesi.
Aşkın, sevgin en kıymetlisi.
Bu sevdanın tek çaresi;
Merhametli bir sevgi tanesi.
O çocuk ruhunla bana,
Tam da kalbimin ortasına,
Vereceğin yeşil bir çocuk bilyesi.
O çocuk ki sen,
Bilye de gözlerinin ta kendisi.
Cedidacer
Eşime yazmıştım. Yazdım, yazıyorum, yine yazarım! Ben bunu hep yaparım :-).
...kayıtsız bakışlar
-dökülen kanı kardeşimin
...ahmak tebessüm
işi var fahişe yüzlü devlerin
-birleşmiş milletler toplantıları
silahsızlanma konferansları
ve anlatmak barış masalları-
cücelerse kuyrukçusu devlerin.
sandılar yalnızlığımız
suskunluğumuz olacak
suskunluğumuzun bahanesi olacak
yalnızlık.
sandılar sesi soluğu çıkmaz
kolu kanadı kırık insanımın.
bilemediler dağın, taşın
açan tomurcuk, uçan kuşun
ak öfke kesileceğini...
bilemediler her inançlı
bir kıvılcım taşır
böyle günlere...
bilemediler yalnız "mutlak hakim"e
bağlılığımızı
-yalnız ona kul ona eğileceğimizi-
bilemediler oy
kadın, ihtiyar
genç, çocuk
her can bir siper olup
burç burç
direneceğimizi!..
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hain, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça…
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz uykusuz kaldım,
Terk etmedi sevdan beni…
nedir allahım, nedir, bu diyarın şu hali
bezginlikten ruhunu kaybetmiş bir ahâli;
ve bir mecnun idare, tam da hastahanelik...
öyle davranışlar ki, destanlık, efsanelik...
ne bilgi, ne düşünce, ne gelenek, ne nizam;
anladıkları tek şey zam ve zam üstüne zam.
binada mukavemet hesabı var, bilmezler;
önün uçurum dersin, eğil bak; eğilmezler.
resmî geliri dörtse, gideri kırk, aile...
ahlâkî-iktisadî, bu ne biçim hâile?
(...)
necip fazıl kısakürek - öfke ve hiciv
herşey uykuda şimdi - deniz bile
sakın zındanda denizin işi ne deme!
dinle dinle nasıl inliyor
kederliyim seninle esmer sefire
ve kendime bile kızıyorum senin uğruna
savaşçının işinde eşi ne
yufkalaşmak yakışmıyor bana.
döneceğim elbette döneceğim
ama tabutta ama dorukta
görevimin gereği bu benim
zındanda da olsam hep erim
hep böyle sürmeli duruşum
-duan
böyle olmalı senin!
tek başıma oturuyorum - doğru
ama ben burada sedasız otururken
eserim- balım yarıyordur birilerine
o tanır kendini tanıyan yürekleri
çoğalıyoruz daha derine - duyuyorum !
Ateşe atmazsın cevherini, korkmak da ummak da boşuna.
Sen bilirsin ben'i, yasına da varım şeksiz, dilersen de toyuna.
Bu alemi vâredensin, düşür bizi yoluna.
Ayırma ben'i sen'den, kavuştur ab-ı hayat suyuna.