mazoşist miyim neyim bilmiyorum ama beni benden alan anlardır. önce boğazda düğümlenen sözcükler ardından derin bi sessizlik ve fırtına. sessiz ama haşin dalgalar gibi birbiri ardına olanlardan bir dizi gözyaşı sürüklenirken yüzümün kumsalında ben neye ağladığımı unutup kendi ağlayışımı izlerim. ve sonra bitap düşüp eğince başımı yavaşça öne kirpiğimin ucundan usulca yuvarlananlar olur aşağı. hırsını zaptedemeyip yeniden harlandığında yüreğim hızlıca kırpışan kirpiklerimden saçılır milyonlarcası. sayıp sövmeler. ve yine sakin sessiz sitemkar ağlamalar. neye ağladığını unutmuş şişmiş kızarmış kömür karası gözleri izlemekte olan bir çift göz, benimmiş gibi tanıdık üstelik..
Acı veren zaman kesitleridir.
Sözlüğü genelde okumam, sadece yazarım ama bir hataya düşüp okuduğum anda acıklı haline ağlıyorum çocuklar. Ne kadar tırt yazıyorsunuz yaa.