sirhot'a yonca evcimik'in eşlik ettiği parça.
sözleri de anlamlıdır ve şöyledir:
Bu karanlık dünyada bi karga kadar alçakken kartal gibi gökyüzünde yükseklerde süzülemezsin uçurumlar tam hızla önüme dikey inerken geriye kalan gözyaşına artık üzülemezsin hayallerime çok yaklaşıyorum belki derken ölüme az kaldı yaşama ben veda ederken pes edemem ki ben olmaz ölüme daha çok erken güneşe doğru ben giderken gözyaşımı silerken
Nakarat:
Ağladım her gece gözyaşımı silerek ben sadece
Ağladım sadece gözyaşımı silerek ben her gece
Ağladım her gece gözyaşımı silerek ben sadece
Ağladım sadece gözyaşımı silerek ben her gece
Gözlerimi silerken Pasifik okyanusuna doğru açtım yelken rüzgar yüzüme doğru eserken kara bulutlar arasından güneşe inerlerken ölümüne savaşan mitolojik savaşçılar yolumu keserken olabilirdi mutlu uzaklarda ışık vardı ama görülen umut vardı üstünde kara bi bulut sardı dörtbir yanım kardı üzerime yağdı gözlerim umut arardı ama bütün umutlarım karardı.
hastane bahçesi... ellerimde ıslak bir mendil, gözlerimde artık hissedemediğim bir acı. birçok insan var, kalabalık, uğultu.
birisi geliyor, 'merak etme iyileşecek', öteki geliyor 'merak etme iyileşecek'. sonra oturuyorlar uzun uzun konuşuyorlar. anlamsızca bakıyorum suratlarına. ne kadar da boşlar. onların sözleriyle dinmez ki bu acı!
işte gözyaşı, o an ihtiyacım olan şeydi. iki damlasına bile razıydım. içimde kalan bu ateş, bağırmak istesemde kısılmış sesim... belki iki damla gözyaşı deva olacaktı bunlara.
ama artık akmıyorlardı gözyaşlarım. içimdeki o derin sıkıntıyı atamıyordum. sonrasında ağlamak zor oldu hep. ufacık birşeye gözleri dolan ben, ağlayamaz oldum...
özledim gözyaşlarımı ve doya doya ağlamayı. demek ki, insan bazen ağlamayı bile istiyor, ne hayatmış be...
gülmek ve aglamak kadar doğal bir vucut dili göstergesidir.gözden gelen tadı ılık hafif tuzlu su kıvamında olan cok döküldüğünde gözde şişme ve benzeri kızarıklıklar olusturur.asla tutulmaması gereken hapsırmak ve oksurmek kadar dogal bır tepkime olan vucut hal hareket ve benzeri bir durumdur.
içine neler sığıyor bir bilseniz. sanki göğüs kafesinizde kopan fırtınadan arta kalan yağmur damlaları gibi. bazen çok da siyah olsa bulutlar sadece bir kaç damla düşüyor yer yüzüne. rahatlamıyor gökyüzünüz. daha fazla aksa daha güzel olacakmış gibiyken gözleriniz tahammül edemiyor fazlasına artık.
akması da durması da zor olan gözyaşı. değerli. fakat bir noktadan sonra ağır geliyor insanın sırtına.
aksın varsın diyorsunuz.
entryleri tamamlayamıyorsunuz işte bu nedenle. şu an bende olduğu gibi.
bazen bir mutluluğun gözlerdeki yansıması,bazen bir insanın gözlere yansımasıdır.kimi zaman bir acının kalpten göze yanması,kimi zamansa bir kalbin gözlere yansımasıdır.