virüs gibidir. değişik bir virüs. insanın kanına bir girdi mi..
orada bir kere yaşayan bir daha asla orada yaşadığı gibi olamaz sanki. ne kadar zengin ne kadar rahat olursa olsun, ne kadar harika bir yerde yaşarsa yaşasın görükle hep farklı kalır onun için.
içinde garip bir hava vardır, değişik bir huzur.. kanı kaynayanların, samimi dostlukların, gülüp eğlenmelerin, vize zamanı üç buçuk atmaların ama yine de sabahlara kadar rakı masasında geyik çevirmelerin yeridir.
bir ömür sönmeyen anıların ev sahibidir görükle. yaşanmışlıkların mutluluğu, yaşanmamışlıkların pişmanlığı, yerleşimde sevgiliyle buluşmanın heyecanıdır.
aynı zamanda eski sevgili gibidir görükle; gece gece akla gelip hüzünlendirendir.
hüznümdür , gol sevincımdır yerleşim boyunca halay çektiren , her köşe anıdır
yeni dikilen binalardan artık tırsmaktır , hiç tanımadığın komşunun horlamasıyla uyumaktır
polisler gelip kaldırana kadar amfinin bokunu çıkarmaktır , sonra gidip kokotaşyus amcada kokoreç yiyebilmektir , adada yer bulamamak ve git git bitmedi lan diyebilmektir
gece yarısı istasyondan aldiğın kuru simidi on kişi paylaşmaktır ,kapıtalizmin burnunda yaşamaktır , cesarettir , geceki hayatla sabaha karşı olan farkı görebilmektir , kendine direnmektir , kapılmamayı öğrenmektir
görükle bana Bursanın kattığı en güzel şeyleri bana veren yerdir.
ilk geldiğim zamanlar "küçük şirin bi yer çok sevdim" diye anlatmıştım herkese. bi kaç ay geçtikten sonra artık sıkmaya başlıyor.
kızlar için tavsiyem; tanıştığınız erkeklere dikkat edin. çünkü hepsi rahat kız peşinde oluyor ve emin olun tanıştıkları her kızla aralarında geçenleri birbirlerine anlatıyorlar. senin içinde art niyet yoktur belki ama öyle bi yorumlayarak anlatır ki hayret edersin. küçük de bi yer olduğu için kızların adının çıkması çok kolay oluyor.
eve çıktığınız zaman da marifet gibi herkese eve çıktım diye anlatmayın. hele bi de kolay kolay hayır diyemeyen bi insansanız eve bile çıkmayın bence. sonra eve gelen misafirlerin haddi hesabı olmuyor.2-3 kere merhabalaştığın insanlar gecenin bi yarısı gidecek yer bulamayıp seni arayabiliyor. ha ben kendimi kullandırmayı severim diyorsanız siz bilirsiniz tabi.
sevgilisi olan erkeklerden uzak durun. ellerine geçen ilk fırsatta sizi kullanıp sevgilisini üstünüze salıcaktır.
öğrencilik ot gibi geçmez. tabi ki eğlenmek sizinde hakkınız ama ailenizin size güvenip şehir dışına gönderdiğini de unutmayın.
sözlükler aracılığı ile keşfettiğim ütopya. okulumun yerleşkesidir. canım görüklem. seni adam akıllı yaşayamıyorum fakat yaşayacağım.
tikisi, taytlı kızı bol gözüküyor. tayt fetşti olan birisi için zor yer burası zoor.
1994 de ilk kaldığım köyden bozma kasabadır. köyün çıkışında siteler vardı, sitelere varmadan da tavuk çiftlikleri, yazın sinekler salonda tur atar dururdu. bir de darmştat belediyesinin hediyesi bir otobüsleri de vardı o zaman, kamyondan bozma birşeydi.
selanik göçmeni olan köydür. kadınlar kara çarşaflı olmasına rağmen, köy tam bir chp oy deposudur. her gördüğün sakallı deden değildir vecizesine tam örneklik bir yerdi. şimdi nasıl bilmem.
suyun sabahtan beri kesik olduğu yer. duş alamamak, bulaşıkları yıkayamamak, yemek yapamamak ve en önemlisi sıçamamak. sinirimden karıyı boşayacam birazdan.
yalnızlığımın başkenti demek yetmez, yalnızlığımın eyaleti.
biri şu üs kattaki karıları sustursun yada onlara susturmayan lavukları vursun! bu ne lan her gece her gece
bir antalya'lı olarak alışık olduğum havalar değil bunlar benim görükle. ne olur düzel bir kaç gün önceki güzel haline dön şortla dolaşmak istiyorum ben. yoksa dün ki gibi yağmur altında şortla dolaşırım kudurur kudurur böyle patlarsın, sevgilerimle.
kim kızdırdı lan seni. utanmasan başımıza taş yağdıracaksın görükle. hem ben daha yaz kafasından çıkamadım insan biraz alıştıra alıştıra gelir dimi. sen şimdi git 1 hafta sonra gel önce 1-2 gün şort giyelim sonra hırka filan ondan sonra deri ceket filan, oldu öptüm.