bugün

özellikle mimarı alanında en göze çarpan sanat akımı.
Bütün binaları siyah,mor ve ekose desenli tasarlayan mimarların yaptığı sanat
tüm istanbul genelindeki salak ergen kızların, file eldiven takmak, siyah kalem çekmek, kaşları çeyrek milimetrekare kalana kadar almak, ota boka ağlamak, msn avatarı olarak kanlı surat kullanmak, metal dinliyor diye övünmek, 14 yaşından itibaren çıktığı erkeklerle yatmak, sigara ve içki içmek olarak algıladığı sanattır. hal böyle olduğu için, bakırköy, levent, ataköy, florya gibi semtler de haliyle "sanatçı" dolmuştur...
orta çağ avrupasında özellikle kilise, katedral gibi yapılarda uygulanmış, mimÂri sanat akımı. *
dini açıdan bakılırsa zekice yapılmış sanat anlayışı. şehir meydanlarına yapılan görkemli binaları her daim göze çarpar ve 18.yy insanı telefon faturasını yatırmak için meydandan geçerken göze çarpan kiliseye girer ve ibadetini yapar. aynı şekilde insanı ezen yapısıyla içindeyken insan ilişkilendirerek dininin büyüklüğüne inandırılmıştır.
bunun tam tersi olan roman sanatı ise şehir dışlarına kurulan bizdeki kervansaraylara eşdeğer uckarakol niteliğindeki yapıtları ile tüm şehir hayatından kopup kapanılan yapıtlar arasından günahlardan uzak durulması sağlanmıştır.
gothic art; yaklaşık olarak 1140 dolaylarında gelişmeye başlayan 13. yüzyılda tüm avrupa ya yayılan bir üslup. 1200 - 1250 arasındaki dönemine yüksek gotik ve 1250 den sonrasına geç gotik denilir. italya da rönesans'ın başlamasıyla 15. yüzyılda, diğer avrupa ülkelerinde 16. yüzyılda ortadan kalkmıştır. tüm sanatlara yayıldığı halde, en önemli başarılarını mimarlık ve onunla bütünleşen sanatlarda (heykel vitary vb) ortaya koyar. resim ve heykel sanatlarında ise gotik'in ekspresyonist bir anlayışa sahip olduğu görülür.
örnegine viyanada bolca rastlayabilecegimiz mimari yapi cesididir.
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel

Gotik Sanatın Yeniden Yorumlanması

Barselona'da bulunan Sagrada Familia (Kutsal Aile) Katedrali 1882 yılında yapılmaya başlanmış bugün hala yapımı devam etmektedir. 2026 yılında tamamlanacağı tahmin ediliyor.

1883 yılında yani yapımına başladıktan bir yıl sonra Antoni Gaudi devralmış ve Neo Gotik tarzında ve Art Nouveau (yeni sanat) özelliklerinde tasarımıyla inşaatı devam etmiştir. 1926 yılında henüz kulelerinden birkaçı ve apsisi (ibadet yönü) tamamlandığında eserine uzaktan bakmak isteyen mimar Gaudi trafik kazasında ölmüş, mezarı da yine bu yapının alt kripta bölümüne alınmıştır. Gaudi dahi bir mimar olması, katolik kişiliği gibi özellikleriyle Tanrının Mimari olarak anılmıştır.

Gelelim yapıdaki iki ozel sanat akımına birincisi Yeni Gotik kısaca (Neo Gotik): ortaçağın mimarisinin yeniden yorumlanmasıdır. Ortaçağın dini karakterinin korkutucu ve anıtsal özelliklerini bu yapıda kuleleri, sivri kemerleri, dışındaki Heykelli süslemeleri, içerisindeki vitray ile renk özellikleriyle gotigin dunya da olmayan ilahi özelliği vardır. Yapının devasa ve göğe yükselmesi de yine ortaçağ anlayışının, gotik sanatın yansımasıdır.

Yapının Yeni Sanat (Art Nouveau) anlayışında yeni özellikleri yine tanrısallık adınadır ve doğa yaratıcının eseri olduğu için doğaya yer verilmiştir. Sarmal merdivenleri deniz kabuğundan, dış ve içte çiçek suslemeleri, okaliptüs dallarına benzeyen sütunları, yüsükotundan esinlenen kuleleri... Gerek detaylarda çoğunlukla birebir doğanın en yoğun olduğu bölüm doğu cephesidir ve Gaudi'nin imzasını taşır.

"Geleceğin mimarları doğayı taklit edecekler, bu mimarinin en doğru, rasyonel ve ekonomik kullanımı olacaktır " ve " Gotik'i taklit ya da tekrar etmemeli sadece devam ettirmeliyiz" sözleriyle eserinin vizyonunu anlatmıştır.

Gaudi'nin orijinal tasarimi, çizimlerinin kaybolmasıyla yapımına devam edilen katedral mimarın gotik, katalan sanatı yansımaları ve doğa örgüsündeki eşsiz yapısı 1984 yılında Antoni Gaudi eserleri arasında UNESCO tarafından dünya mirası olarak kabul edilmiştir.

https://www.facebook.com/...3/posts/1571809569873755/