insan hayret ediyor. feste şapkaydı ama takmayan kimseye zorunlu kılınmadı. şu fotoğraf darıca da çekilmiş ayakkabıları yok hepsinde şapka var. 4 tanesinde yok onlardanda haber alamamışlar.
bunu rte yapsa ayy derler. aç millete şapka diretmek, giyemeyenleri asmak, çocuğuna pantolon alamayan babadan farkı yok. timarli diyince kızıyorlar. olaya sadece kendi açınızdan bakıyorsunuz.
gerçektir. halk açlıktan kırılıyor, yoksul halk pazarlardan bahçelerden yere dokulen ezik ürünleri topluyor okuma yok yazma yok köylü adama şapka takın deniyor. çok komik.
müslümanların, ermenilerin, rumların ne giyecekleri, hangi renkleri kullanabilecekleri tek tek belirlenirdi. denilene uymayanın vay haline!
misal, 2. mahmut han efendimiz hazretleri cezayirli kalyoncuların başlarına sardıkları ve döneminde moda olan şala takmıştı kafayı. şal sarmayı kalyoncular dışında herkese yasak etmişti. kafasına şal sarılı kimi görse, söyletmeden hemen oracıkta boğduruveriyordu. osmanlı torunu geçinen eblehler hayatlarında bir sayfa osmanlı kroniği okumadıkları için bilmezler. aç cabi tarihini de oku len armut!
hoş, bunu cabi tarihi okumaya çalışırken düşünüyorum da bana bir gülme geliyor. latin harfleriyle basılı metnini bulur musun? evet, bulursun. aha da şurada:
sorun şu ki latin harfleri kullanılmış da olsa, orjinal metin, dili sadeleştirmeye gitmeden, olduğu gibi basılmıştır. ver bunu osmanlı torununun eline, geç karşısında eğlen!... lafa gelince osmanlı torunudurlar ama bizim gibi cumhuriyet çocukları kadar bile gayret edip, osmanlıca metin anlayacak seviyeye gelemezler.
"ah ah! alayımız osmanlı torunuyuz ama keşke şu osmanlı arkasında bir sayfa yazılı kağıt bırakmadan yok olsaydı. o zaman birileri bunları götümüze sokamazdı, kafamıza göre söyler, her söylediğimizi doğru kabul ettirirdik herkese" diye düşünüyorsunuz değil mi? sizi gidi sefiller sizi!
ayrıca bu metni ve daha nice osmanlıca metinleri dil devrimine laf eden herkese tavsiye ederim. bir okuyun da sonra muhalefet edin dil devrimine...
son olarak, japonya'da meiji devrimi, rusya'da büyük petro'nun devrimi de hep kıyafetten başladı. cahil cühelaya duyurulur.
şapka kanunu; sadece ve sadece "devlet memuru" statüsündekileri ve mesai saatlerini kapsayan ve "ayırt edilme" fonksiyonu getiren bir kurumdu.
atatürk dönemi türkiyesi ise 15 yılda (pek çok yetkin ismin ortak görüş birliğince) gerçekleştiği süre zarfı açısından bakıldığında bir dünya ülkesinin gördüğü en büyük ekonomik zaferlarden birini yaşamıştı. (ekonomik anlamda da enkazdan devralınmış bir ülkeden bahsediyoruz.) bu devletin görevlisinden de bir şapka parası çıksın çok mu ?
halkı soğana çevirenlerin şakşakçıları; sizin o fesli püsküllü şoparın beyninden farksız beyninize giren çıkan ne ?
Şapka devrimi hakkında konuşurken her şeyden önce bu devrimin ilk kez Cumhuriyet zamanında yapılmadığını bilmek zorundayız. ilk şapka devrimi 2. Mahmut zamanında 1828 yılında çıkarılan elbise nizamnamesiyle resmi başlık olarak kabul edilmiştir. Fesin Osmanlıya geçişi de biraz ilginçtir. 2. Mahmut döneminde Kaptan-ı Derya olan Koca Hüsrev Paşa Tunus’tan getirdiği fesleri gemilerdeki askerlere giydirmiştir. 1828 yılında Serasker olan Hüsrev Paşa bu kez de izmir’de bir taburun er ve subaylarına fes giydirerek istanbul’a getirerek eski Bab-ı Seraskeri meydanında (Bugünkü istanbul Üniversitesi meydanı) padişahın huzurunda talim yaptırmıştır. Fesin Osmanlı ordusuna girişi bu şekilde olmuştur. Eğer o gün 2 . Mahmud’un huzurundaki askerler fes yerine şapka giymiş olsaydı bugün tarih yalancıları ”Atatürk şapka devrimi yüzünden binlerce alimi astı” diyemeyeceklerdi.
halk sıtmadan kırılırken, bebek ölüm oranı %56 iken dış borç alıp saray yaptıran padişah dayatmış olmuyor mu yani?
yanlıştır, fakat bu eksik yapıldığı için yanlıştır.
gazi, bu eylem ile eskiden sadece ağaların vs. giyebildiği şapkanın herkes tarafından giyilebileceğini, yani feodal yapının sona erdiğini maddi olarak halka yansıtmak istemiştir.
kibar feyzo filmindeki bir sahnede değinildi buna.
fakat eğer bir devrim arkasına halk desteği alamaz ise karşıdevrime dönüşür, öyle de olmuştur zira bugün bu dayatma çok yanlış anlaşılmaktadır.
bunun bir de dini yönü vardır, kıyafetlerin dini inancı yansıtmaması ile alakalı olarak kökeni Tanzimat devrine dayanır.
tabii niyet olarak oldukça mükemmel, fakat uygulama olarak eksik olan inkılaplardan birisidir.
şöyle geçmişe bakınca hayretler ettiğim durum. savaştan çıkmış yoksul bir millete giyecek don da bulamasanız şapka takacaksınız denilmiş. ve ortaya şöyle içler acısı görüntüler çıkmış.