geçen sezondan bi sahnesi vardı. hatırladığım kadarıyla bahsedeyim.
cevahire sulanan hayat adında bi kadın var:
hayat: bu akşam bende kalabilirsin.
cevahir ulviye: bu gece hayatta kaldığımı kimseye söyleme.
ulvi: öldü mü diyim ceva.
türkiye'nin gelmiş geçmiş en marjinal en komik dizisidir. beğenmeyenler çocuklar duymasın gibi akasya durağı gibi seyirciyi mal yerine koyan dizileri izlesinler, gülme efektine gülsünler.
koyu bilal kopardı beni, tükkanda yeyip içtikten sonar hacet giderme ihtiyacı duyar ama tükkanda WC yok. dışarı çıkmak da istemez, salgın vardır. mimiklere gülmekten öldüm, hele şu cümlesi:
-geliyor, amanın baş verdi, hem de ters geliyor.
*demir abiyi silahla vururken çalan müzik de coşturmuştur ayrıca...
espri beklentisinin had safhada olduğu dizidir. her an bombastik bi espri çıkacak umuduyla yüz kaslarınızı gevşetiyorsunuz lakin beklenti çıtası da bu kadar yükselince bazen ortaya konan espriler de vasat kalıyor; çıtaya erişmekte güçlük çekiyor. özellikle her bölümün ortalarına doğru durum komedileri, kelime esprileri, lâf oyunları bir bir sıralanmaya başlıyor; bir nev-i artçı deprem gibi düşünün ve mevcut durumdan mütevellit siz de asıl depremi, sarsıcı olanı bekliyorsunuz ama bölüm sonlarına doğru espriler lise düzeyine geriliyor ve vasat düzeyi de aşamıyor. ama bu haliyle bile 'benim' diyen bir çok mizahi ağırlıklı dizinin eline verir her türlü (bkz: yahşi cazibe, akasya durağı ve sit-com furyası dizileri). avrupa yakasının boşluğunu doldurabilen yegane dizidir de ayrıca...
ulvi'nin bu akşam "dershaneye giden öğrenci" kamuflajıyla yardığı dizi.
--spoiler--
ortağım bari dershaneye bırak ya, klasör dağıtıcaklarmış.
--spoiler--
eski tadı olmayan ama kütüğün ''kütük aq'' sahne ismi ile yardırdığı şarkı isimleri ile çığır açtığı dizidir. devamını bekliyoruz.
--spoiler--
severek sarsılanlar
zamanında dedeme şu arsayı al dediler
sevdiceğimi istemeden erkek tuvaletine girdi ama çaktırmadı çatır çatır
lise önünde incir ağacı
gün güneşli insanlar çok eşli
at pazarına gittik beraber sivas caddesinde de yaşadık
kaldırımdan yürü yarim ardından lamba takarlar
on liraya tamah etmem yirmi ye sabahı sabah etmem
--spoiler--
şu an tv'lerde yayınlanmakta olan dizilerin en iyisidir. dizi aslında her hafta vizyona giren film gibidir, birbirinden bağımsız konular işlenir ve seyircilerin zevkinine sunulur. bu filmin içinde iki ayrı olaylar gelişmektedir birincisi "cevahir"in etrafında geçen olaylar diğeri ise "zekai kirişçi" nin etrafında geçen olaylardır. yani dizi, dizi değil film gibidir bu filmde de iki filmdir.
senaristliğini ünlü mizah yazarlarından cüneyt inay'ın yapması nedeniyle sağlam esprilerin ve zeka ürünlerinin ortaya çıktığı dizi. yaran replikler sağda solda dolaşmaktadır.
dizideki tek sorun, her dizide olduğu gibi yeni bir kanala geçmesiyle birlikte değişmesidir. mesela şu bilal karakteri bu kadar koyu değildi. hapse falan girmiş, olmamış. biz, cevahir'le bilal araındaki tatlı atışmaları seviyorduk. olsun, en azından diğer diziler kadar evrim geçirmemiş, kalitesinden fazla bir şey kaybetmemiştir.
edit2: iyi ki edit'i koymuşum; şimdi geldi aklıma. hacı bu dizide niye baştan beri rojda demirel oynamıyor allah aşkına? bir sezon zuhal topuz'u izledik ekranda.