How I wish, how I wish you were here
We're just two lost souls swimming in a fishbowl, year after year
Runnin' over the same old ground, what have we found?
The same old fears, wish you were here
Zindanlardan taşa taşa kar beni
Mamaklardan Metrislerden sor beni
Diyarbekir'e kanla bastım mührümü
Ceset ceset kefen kefen sar beni
Bu türkü mor dağların emanetidir
Firari mahpuslara bir avuç su
Bir türkü dilimi içerdekine
Çeyiz sandığına oyalı yazma
Memeye süt
Ve baharın toprağa bereketidir
Sığmaz dört duvarın yasına dikenli tele
Cesur mermidir mavzer yatağında bu
Önü kıtlık kıran zemheri
Ardı ateş külü kızılcık
Ve menekşedir
Bir teli asuri vurur bir keldani
Ve yeşile çalar her mevsim
Petrol mavisini
Kan kızılını
Kavruk dudakların tuzunda tadı
Fırat'ı
Dijle'yi vurur
Hey bre
Şahin gagasında
Can suretidir
Kara saçlım
Gül benizlim
Sevdiğim
Bu türkü
Mor dağların mor dağların emanetidir
Zindanlardan taşa taşa kar beni
Mamaklardan Metrislerden sor beni
Diyarbekir'e kanla bastım mührümü
Ceset ceset kefen kefen sar beni
Gün kar yanığı yüze vuranda
Debreşir gökçe yürek
Kasketi kederde gömleği kan
Sevdası bir uçurumdur
Gözleri kor tanesi, gözleri hançer
Gözleri cesarettir
Krizantem çiçegidir emeği gülüm
Elleri cesurdur ve de hünerli
Mor dağların ardında
Üç koca destan, üç koca dünya
Üç denklem
Üç şifre, üç atom çekirdeği
Ve bir çakmak, bir kıvılcım, bir de dinamit
Gün kar yanığı yüze vuranda
Mor dağların türküsü gelir
Onlar güneşin bağrında ateş
Yer yüzünde bir taze çiçektiler
Namluda namusun fişengi
isyanda yürek, kara düşte
Bembeyaz gerçektiler
Bin yılların sevdası nazlım
Sabır kıyısında
Kin köpüğü
Al almada
Başaklarda
Gül dudaklarda hasret
Zindanlardan taşa taşa kar beni
Mamaklardan Metrislerden sor beni
Diyarbekir'e kanla bastım mührümü
Ceset ceset kefen kefen sar beni
Söyle türkünü sen
Erinme nazlı bacım
Ağlamadan
Karalar bağlamadan
Kına gecelerinin sevincinde
Lurke'de, Govend'de
Temirağa'da.
Kafi geldi tek bir bakis atesler dindi
Kalan küller gözü yasli vedalarla silindi
Düsünceler önceye gidip geldi boyutlar degisti
Farkina vardim kurgularin karisikliginin
Milattan önce yasadik su bozgun kirik çarpismalari
Takvimler degisti güzellesti
Bir ben oldum sevgili
Coskular bir bir çogalirken
Egilimlerim dogrularla flört ediyor
Uzaniyorum alem-i diyarlara
Geçmis düsüyor kurdugum köprülerden
Yürüyorum uçurumlara, feryatlarim duyulmuyor
Los isikli ucuz mevkilerden
Kudretli baylar ve cazibeli kadinlar geçiyor
Gece vakti yorgun demlerimden...
Ayni bedendeydi beynimi dagitan tüm yanilsamalar
Içimde devlesen askin gözlerine baktigi yerdeydi
Düsünceler sonraya gidip geldi; sözcükler yeserdi
Farkina vardim oyunlarin sarmasikliginin
Milattan sonra yasadik su doygun aylik bulusmalari
Takvimler degisti, güzellesti
Bir sen oldun sevgili
Kuskular bir bir azalirken
Duygularim yanlislari vuruyor birer birer
Uzaniyorum alem-i diyarlara
bereket yagiyor çizdigim resimlerden
Kosuyorum taslara çiçeklerim dökülmüyor
Düslemli özlem limanlarima ait gemilerden
Istahli kalpler ve doygun gölgeler iniyor
Gündüz vakti ahsap merdivenlerimden
Kalbim duracak ve baskalasacak
Göçmen hüzünlerin göç alacagi zamanlar geldiginde
Demet demet gözyaslarimda yasadigim dünya
Ikimizi birden uyandiracak yenilenmis bir sabah vakti
Kafi gelecek artik hayat,
Kavusmalar gerçege dönüsünce...
...Güzel günler bizi bekler
Eyvallah dersin olur biter
Boyun büküp önünde ağlasam sessizce
Şu garip gönlüm affolur mu
Bu fırtına durulur mu, benden adam olur mu?
Korkarım aşka zararım dokunur mu?
...Bıraksam kendimi şöyle, oh ne rahat
Bu da geçer gülüm, yaşamana bak
Alınacak dersler var, sorulacak sorular
Bu da geçer gülüm, bizden bu kadar...
Belki bir şarkının her sesinde
Belki bir sahil meyhanesinde
Belki de içtiğim sigaranın dumanısın
Bir yıldız gökte kayıp giderken
Islak bir yolda yalnız yürürken
Bambaşka bir şeyi düşünürken aklımdasın….
Gözünden tanırım dertli insanı
Seni de benim gibi bir yakan olmuş
Hadi gel yanıma anlat her şeyi
Derdini söylemeden kim derman bulmuş
saçındaki aklar sevdadan mıdır?
gözündeki yaşlar bahtından mıdır?
bu perişan halin kahrından mıdır?
hayatın sillesi sana da vurmuş
bu derbeder halin kahrından mıdır?
hayatın sillesi sana da vurmuş...
"Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin; Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!"
aslında geri gelen mektup adlı şiirin sözü ama sonradan bestelenip şarkısı yapıldı. bilenler bilir.