söyleşir evvelce biz bu tenhalarda ziyade gülüşürdük
pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
zamanlar değişti ayrılık girdi araya
hicrana düştük bugün
ah nerde gençliğimiz
sahilde savruluşları başıboş dalgaların
yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
elde var hüzün
o şehrâyin fakat çıkar mı akıldan
çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
sırılsıklam âşık incesaz
kadehlerin mehtaba kaldırılması adeta düğün
hayat zamanda iz bırakmaz
bir boşluğa düşersin bir boşluktan
birikip yeniden sıçramak için
elde var hüzün.
bir gün, sabah vakti kapıyı çalsam
uykudan uyandırsam seni,
ki sisler daha kalkmamıştır haliç'ten;
vapur düdükleri ötmektedir.
etraf alacakaranlık,
köprü açıktır henüz,
bir gün, sabah sabah kapıyı çalsam...
diye başlayıp da;
bir gün, sabah sabah kapıyı vursam,
"kim o" dersin o uykulu sesinle içeriden,
saçların dağınıktır, mahmursundur,
kimbilir ne güzel görünürsün sevgilim,
bir sabah vakti kapıyı çalsam,
uykudan uyandırsam seni,
ki daha sisler kalkmamıştır haliç'ten,
fabrika düdükleri ötmektedir.
diye biten bir şiirdir kendisi.
olabildiğince şiir olabilmiş bir şiirdir aynı zamanda.
saclarin gunah koksa
kirpiklerin ihanetten dokulse
tirnaklarindan yabanci ellerin soguklugu suzulse
rihtimda bekleyenin benim
yasarken bahcen
gocunce mezarin kalbimdir derdin
icine gommek icin mi kiydin bana
hic gelmesen de bekleyecegim
guvertelerde ucusan nice el var
bana da bir siyah mendil sallayan olur bir gun
yanlislikla
seni saadet kuslarinin kanadi getirmisti
leylek gagalarinda yaban ulkelere gocesin diye mi
ruhumun iklimine uysan ne olurdu
ben degistirirdim dunyami ya da isteseydin
dileseydin kutuplarda taze hurma toplardim ellerimle
ekvator damlarindan buzlar sarkitirdim
gitmek istedin
ne gonlunun iklimi
ne ruhundaki mevsimler
hepsi bahane gitmek istedin
bekleyeni olan rahat gider
benim de bekleyenim olsaydi rahat giderdim
nereye
senin ulkene
hic donmesen de bekleyecegim
guvertelerde ucusan nice el var
bir gun bana da bir siyah mendil sallayan olacak yanlislikla
ben ben
gozlerim beklemekten kor olmus
hasret sarkilari soyleyecegim iskelelerde.
Gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki
Çok sevdiğim başına yemin ediyorum ben
Koyu bir çiçek gibi gözlerin kapanırken
Bir dakika göğsünün üstünde olsa yerim
Ömrümü bir yudumda ellerinden içerim
Gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
insan bu yaşa gelince anlarmış.
sevgileri yarınlara bıraktınız.
çekingen, tutuk, saygılı.
bütün yakınlarınız,
sizi yanlış tanıdı.
bitmeyen işler yüzünden
(siz böyle olsun istemezdiniz.)
bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi,
kalbinizi dolduran duygular,
kalbinizde kaldı.
siz geniş zamanlar umuyordunuz.
çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
yılların telaşlarda bu kadar çabuk,
geçeceği aklınıza gelmezdi.
gizli bahçenizde
açan çiçekler vardı,
gecelerde ve yalnız.
vermeye az buldunuz.
yahut vakit olmadı.
seni vapurun üst katında unutmuş olmalıyım Julia
martılarla aynı paralelde olan katta,
birlikte yediğimiz son şey bir martı gagasında
birlikte içtiğimiz son sigara bir şehrin havasında
birlikte öpüştüğümüz son yer ayaklarımızın henüz altında
iken!
seni orada unutmuş olmamalıyım Julia.
Yalnızlığın bilmem kaçıncı gecesi
Mum ışığıyla aydınlandı perdesi
Yatakta doğrulan bir gölge göründü
Sanki dünya tam oradan ikiye bölündü
Bir şairin kaleme dokundu parmakları
Alnını çizip durdu diğer elinin tırnakları
"Karşımdadır bu yalnız gecede hayalin"
"Sanki omuzlarımda gezinen elin"
"Bir gül bahçesine çevirdi dünyayı"
"Bin büyücü yoramadı bu rüyayı"
Düşündü sonra başını dayayıp masaya
Kalemi dönüştü elinde garip bir asaya
"Sen olsan" yazdı "şimdi yanımda"
"Başka eksiğim yok hayatımda"
"Halimi şimdi bir sen anlasan ki"
"Boynuma sarılıp bir ağlasan ki"
"Yanaklarından süzülen yaşlar"
"Benim içimde doğranan başlar"
Gevelemeye çalıştı bir şeyler ağzında
"Sanki iyi bir şeyler yazdım da"
"Senle vuslat dilerim" diye hayıflandı
Bırakıp kalemi yatağa uzandı
"Ben bir yolcuyum yari gözlerim" dedi
Gözlerini çevirip mumu izledi
Kıvrılan alevde bile onun belini gördü
Çünkü bu gözler ondan başkasına kördü
"Senin için ölmeye razıyım, sana" dedi
"Ve gözyaşlarım aksın yoluna" dedi
Sarılıp sonra bir hayale
Dalmak için uykuya yorgun gözleriyle
"Sözlerimin bittiği yerde beni sen bulmalısın"
"Sen" dedi "sadece benim olmalısın"
Şubat 2013te yazılmış bir zirdelisair şiiridir.
söyleşir
evvelce biz bu tenhalarda
ziyade gülüşürdük
pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
ne meseller söylenirdi mercan koz nargileler
zamanlar değişti
ayrılık girdi araya
hicrana düştük bugün
ah nerde gençliğimiz
sahilde savruluşları başıboş dalgaların
yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
elde var hüzün
o şehrayin fakat çıkar mı akıldan
çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
sırılsıklam aşık incesaz
kadehlerin mehtaba kaldırılması
adeta düğün
hayat zamanda iz bırakmaz
bir boşluğa düşersin bir boşluktan
birikip yeniden sıçramak için
elde var hüzün...
ben senin en çok gözlerini sevdim
kah çocukça mavi, kah inadına yeşil
aydınlıklar esenlikler mutluluklar
hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
ümit yaşar OĞUZCAN .