univercity, evrensel kent; evrensel bilimin üretildiği kent anlamını taşır.
rahmetli o. sinanoğlu, boşuna evrenket demezdi üniversiteye.
bugün adı üniversite olan hangi yerde, evrensel nitelikte bilim üretiliyor, bir bakın bakalım.
biliyorum, bu ülkede üniversitede okuduğunu söyleyen, üniversite bitirdiğini söyleyen on bin (rakamla 10.000.) kişiden biri bilir bunu. ne yazık ki, gerçeklik bu.
üniversite; bir bilim dalını uygulamayı, ilgilendiğiniz bilim dalı ile ilgili araştırma yaparken kaynağa ulaşma yöntemini ve o bilim dalının temel ilkelerini öğretir.
üniversite bilim insanı yetiştirir, meslek adamı değil. tam bu noktada meslek yüksekokulu olmadığı ortaya çıkar.
bu ülkenin en aydınlık beyinlerinden çetin altan,
"..rahat ve imrenilecek bir hayat sürmenin asansörü değil; çalışmayı sevdiğin bir alanda, görkemli bahçeler yaratmış altın beyinli insanlar dünyasının tadına varabilme sofrasıdır." derdi üniversite için.
hadi sorun şimdi kendinize, "ben üniversitede okudum mu?" diye...
ve iyi düşünün... yanıtlamadan önce...
21 Temmuz 1905 günü Ermeni teröristler sultan II. abdülhamit'e karşı bir suikast girişiminde bulunmuştur. Bir cami çıkışında bomba dolu aracın infılakıyla gerçekleşen olayda abdülhamit'in camiden çıkıp arabaya yürüme süresi gibi en küçük detaylar bile hesaplanmıştır. Eylemin başarısız olması için ortada hiçbir sebep yokken namaz çıkışı şeyhülislam sultan'a bir soru sorarak camiden çıkışının "bir anlık gecikme"sine sebep olur. böylece bombalar patladığında abdülhamit bu bir anlık gecikme sayesinde yara almadan kurtulur. abdülhamit kurtulur ancak patlamada 26 kişi hayatını kaybeder. bu başarısız eylem üzerine tevfik fikret de bir anlık gecikme anlamına gelen meşhur bir lahza i teahhur isimli şiirini yazar. şiirinde ermeni teröristlerden şanlı avcı şeklinde bahseder, ne yazık.
başta nescafe 3'ü bir arada olmak üzere bu ve buna benzer paketli toz içeceklerin içinde silikon dioksit adında katkı maddesi bulunur. bu ürünlerin içindekiler kısmında genellikle topaklanma önleyici olarak belirtilen bu katkı maddesi, çimento imalatında, çimentonun paketlenmesinden sonra nemden etkilenmesin diye topaklanmasını önlemek için kullanılır.
ben zaten nescafe gibi ürünleri pek tüketen birisi değildim fakat bunu öğrendikten sonra bir daha hiç içmedim. bu gibi ürünlerin tiryakileri var. fazla tüketilmesi akciğer ve solunum rahatsızlıklarına sebebiyet veriyor imiş. ne yediğimiz kadar ne içtiğimize de dikkat etmek lazım.
ellerinizi omuz hizanızda tutup portakal tutarmış gibi yapıp bileklerinizi aşırı hızlı sağa sola çevirirseniz 5-10 saniye sonra elinizde meme hissedersiniz.
Bira sümerliler tarafindan bulunmustur.
tabi günümüzdeki gibi degildir.
kitlik ve yoksulluk sebebiyle kuri ekmekler bir kaba konuluyormus, yemek icin de islatilarmis. Artan ekmekler tekrar o kaba konuluyor. Bir zaman sonra mayalanan bu ekmekler birayi olusturuluyormis.
eski misir döneminde herkese 8 litre bira gündelik olarak veriliyormus.
romalilar birayi avrupa'ya getiriyorlar ve burada islemeye basliyorlar. Isa'dan sonra kiliselerde islenmeye basliyor. Halk kendisi de yapmaya basliyor fakat cesitli baharat ve bitkiler kullandiklari icin de bir cogu zehirleniyor ve hatta ölüyor. Bunun üzerine almanya krallarindan birisi vergilendirerek biranin icine girmesi gereken maddeleri siraliyor.
Genelde bira üretimleri ekmek firinlarinda yapildigindan biraya maya katilmasi da gerektigi ögreniliyor.
Umarim bira icerken bu bilgiye sahip olundugu icin bilinclice icilir.