ismini yavuz turgul'un da çok sevdiği üstad neşet ertaş'ın aynı adlı türküsünden alan en güzel türk filmlerinden.yine aynı filmde üstad neşet ertaş dünya'nın halil'le esenler otogarından memleketine geri dönecekken nazım'ın(şener şen) eline bir karanfil bıraktığı sahnede karlı dağlar adlı türküsünü live performance ile bir söylemiştir ki filmin bence insanı kendinden geçiren kısmıdır.
hasret düştü gönlüme
yürekten yaralıyım
tabipler derman vermez
bir bahtı karalıyım
gönül alanım nerde
gönül bilenim nerde
bu devasız derdime
derman olanım nerde
gönül derdi yar derdi
hasret yaman zor derdi
onu çekmeyen bilmez
çekenlere sor derdi
garibim gönül arar
gönül bilene sorar
bu gönül yarasını
gönülü bilen sarar
gerçekten kaliteli güzel bir türk filmidir.özellikle sonunda söylenen malatya türküsünü meltem cumbulun sesinden dinlemek lazımdır...bide sunu anlıyosun filmde bazı ınsanların mutsuzlugu bazılarına mutluluk getirmistir...
spoiler
meltem cumbul "etek sarı sen etekten sarısan" türküsünü söylerken, timuçi esen tetiği çektiği anda bitmiş olsa, sinemada koltuktan kalkamayacağıma emin olduğum film. insan yüreğini böylesine sığ sularda yüzdürürken birden bire patlayan silah gerçekten dumura uğratıyor. spoiler
fasıl mekanında calınan kurtce olması muhtemel cok guzel bir turku barındıran ve yurek daglayan filmdir. oscar adayı olamamasının verdıgı uzuntu seneye babam ve oglum ıle kapatılır ınancındayız.
Gönül Yarası
Olmadık yerde kanar durur. Anıların ruhu dolanır.
Anlatmaya kelimeler yetmez.
Her şey bitmiş, anlamını yitirmiş.
Hayat kare kare geçiyor gözlerimden.
Doyamadım nasıl geçti bunca zaman.
Islanır kirpiklerim yüzüme bulaşır yaşlarım.
Ateş topu düşer yüreğime harıl harıl yanar içimde.
Alır başımı yollara düşerim, kara kara düşünürüm.
Üzülürüm kızarım, koşarım son sürat, yorulunca yığılıp kaldığım yerde adını sayıklarım gündüz gece.
Nereye baksam izlerin var silinmiyor.
Gönül yarası bu geçmek bilmiyor.
Şimdi gönül yaralı, kırık kolu kanadı
Bende kaldı yarısı, varsın dursun acısı, Gönül Yarası, Gönül Yarası
aynur DOĞAN'ın müthiş sesiyle bütünleşen harika bir sanatsal yapıt.şener ŞEN gibi müthiş bir oyuncunun yanında timuçin ESEN'in bu kadar iyi rol almasıda filme ayrı bir güzellik katmaktadır.
bazen bir kitap, bazen bir şarkı, bazen de bir film sonunda hani öylece kalakalır insan. işte öyle bir film. alışık olduğumuz iyi kötü hikayelerine hiç benzemiyor. sonunda kime üzülse insan, kime kızsa, kimin hakkında ne yorum ne getirse bilemiyor. tıpkı hayat gibi kim haklı, kim haksız, bunun bir önemi varmı bilinmiyor..
türk sinemasının son döneminin yüz aklarından bir tanesi.filmden çıktıktan sonra bana aşırı idealizm uğruna zaten kısa olan hayatı ıskalamanın ne kadar kötü olacağını düşündürdü.nazım (ismi bile buram buram idealizm kokuyor) da zaten bunu çocuklarından, arkadaşlarından ve kendisinden bunu acı bir şekilde duyuyor.film hakkında en güzel yorumlardan birini de (sembollere vurgu yaparak) sadık yalsızuçanlaryapmış.linkini de vereyim ilgililere
sana aşık olamasını çok istediğin ama olamamış, deli gibi aşık olduğun kadını ateşe attacağını bile bile iğrenç bir adama teslim etmenin burukluğunu yaşatan, ağlasam mı, "ulen sevmenin sonu bu mudur" diye isyan edip en yakındaki parada hafif, kiloda ağır eşyaları etrafa fırlatsam mı ikilemini ben de uyandıran ama erkekliğe büyük abdest sürdürmemek için dişlerimi gıcırdatmakla yetindiğim film, ömür törpüsü.
Bi Türk filmi olarak Gönül Yarası, lan kesin mutlu biter, gibisinden ön yargıları dehşet sonuyla yıkmıştır ama onun öncesinde öncesinde zaten çekim kalitesi,fotoğraf diye çeksen güzel olabilecek film kareleri, replikleri ile hakkaten özel bir film olmayı başarmıştır. Meltem Cumbul'un Yılan Hikayesi'ndeki Zeynep karakterini çağrıştırmış bu filmdeki halleri ama olsun.Timuçin Esen için bile izlenebilir Gönül Yarası.Film boyunca adamın gözlerinden kendinizi alamayabilirsiniz.izleyin .
kelimelerin uğradığı anlam kaymaları hesaba katılmaksızın çok güzel duran bir film adı. kazın ayağının öyle olmadığını şuradan anlıyorum ki; birçok insan sırf filmin isminden dolayı edindikleri önyargı sebebiyle filmin oynadığı sinema salonları yakınlarında görülmediler. evlerinde, trenlerde ve otobüslerdeydiler.
filmde herkes cocuk ruhlu,kimse tam olarak mantıklı değil,diledikleri gibi davranıyorlar,dolayısıyle devamlı takip durumundasınız,dünyanın nasıl bir kurulu düzeni olduğunu herkes az çok bilir ama filmi izleyip biraz baş dönmesi biraz iç kabarması,biraz küfür ve lanet okuma gibi duyguları memnuniyetle yaşamalıdır.
acı çekmeye gönüllü olmak... ve gariptir ki dünyaya bir daha gelinirse de yine aynı yolu takip edeceğini bilmek...
benim gibi başkaları da varmış dememe neden olan enfes bir film
