2003 yılında abd-ırak savaşında tayyip saddamı devirmeye çok istekliydi. abd ordusunun doğu anadoluya yerleşmesi için çok çabaladı ama tbmm tezkereyi reddetmişti.
2011'den itibaren ise suriyede esadı devirmeye çok istekli bir tayyip görüyoruz. diyelim ki saddam sonrası ırak'ta bir kürdistan kurulacağını bilemediler. peki suriye'yi şiddetli bir kaosa sokmanın suriye'de bir kürdistana sebep olacağını hesaplayamamak nasıl bir duygu?
velhasıl komşuları parçalama konusunda akp'nin gösterdiği hırs ve istek üzerinde düşünmeye değer bir konu.
hayirli bir sekilde artik sonlanmasi gereken operasyondur. insanlarin evlatlari esleri babalari orada. Baska bir ulkedeler tanimadiklari bilmefikleri bir terde ve karsilarinda insandan baska her seye benzeyen vahsiler var.
zamaninda bizim ulkemize rahatca girip cikan hatta yaraliyken tedavi edilmis olan vahsiler. oyle veya boyle zamaninda destek gordukleri bir ulkenin evlatlarina kursun atan vahsiler. soyluyoruz birileri kiziyor ancak mevzunun biyle oldugunu kendileride biliyor. o ulkenin insanlari burada denize girip tavsan gibi uremeye devam ederken bizim evlatlarimiz orada onlarin topraklari icin savasiyor..
Belki en başta stratejik hatalar yapmasaydık bu operasyona hiç gerek kalmayabilirdi.
Ancak son safhada bu operasyon artık son trendi ve buda kaçsaydı büyük birleşik kürdistan'a giden yolda ikinci safhada tamamlanmış olacaktı.
Tsk buraya girmeseydi bugün el bab abd tarafından iki bombalanıp, doğrudüzgün ekipmanı olmayan ypg tarafından ele geçirilecekti. Bugün bize karşı ölümüne direnen ışid, senaryo gereği pekala çoktan çekilmiş olacaktı.
Hani kürdistan isteyen bazı bu saçma operasyon diyen kimseler mutluluk gözyaşları dökecekti belki ama vatan sevdalısı olup saçma operasyon diyenler bu defa "suriye'de kürdistan kurulurken neredeydiniz?" diyeceklerdi.
Ki el bab öyle veya böyle düşecek lakin tehlike bitmeyecek. Gerek tsk, gerek suriye rejimi müdahale edemesin diye ypg kontrolündeki bölgelere abd askeri yığılmakta, yabancı lejyonerler görevine devam etmekte, üs üzerine üs kurulmakta.
Velhasıl rusya zafer kazanmış gibi görünse de batı suriye defterini kapatmaya istekli görünmüyor ve tehlike halen mevcut.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1321450/+
trumpın bahsettiği güvenli bölgeler aşağı yuları bu şekilde olacakmış, bize az alan bırakmışlar, zamaninda girseymişiz belkide fıratın dogusu da bizim olabilirmiş.
yapılan hazırlıklardan anladığım kadarıyla hava muhalefeti olmazsa 2017 şubatında ışid'e öldürücü hamleyi vurarak el bab'ın temizlenmesine vesile olmasını dilediğim harekattır.
yüzde yüz yerli olduğunu iddia edilen taaruz helikopterinin tam da ihtiyaç duyulduğu bir operasyonda hiç bir şekilde görünmemesi. ve hava desteğinden mahrum tanklarımızın ve içinde ki gariban çocuklarının düşürüldükleri durumun özeti bu fotoğraftır. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1313625/+
son yıllarda iyice yıpratılan tsk'nın cumhuriyet tarihinde en güçsüz, en karışık olduğu zaman yapılan operasyon. operasyona itiraz eden paşalar darbeci/fetöcü diye görevlerinden alındı. darbeci yada fetöcu oldukları ne kadar doğru bilemiyorum.
darbeden sonra arar acele türk tankları suriye'ye sokuldu, piyade gitmeyecek dendi. şimdi ise sekiz bin askerimiz suriye'ye gidiyor. türkiye'nin suriye topraklarında ilerlemesine bütün dünya karşı. ilerlememizin sebebi sınır güvenliği denilip geçiliyor. sen yıllarca işid ile sınır komşuluğu yaptın, hali hazırda 730km pkk/pyd sınırın var. bu terör sınırının nasıl oluştuğu hepimizin malumu. işid sınırına mayın döşediği zaman bir şey yapmadı, peşmergenin türk topraklarını kullanıp ayn el-arap'a geçmesine izin verdin. şimdi o örgütler senin toprak bütünlüğü tehdit ediyor, ülkende bombalar patlatıyor, halkı tarıyor. bu hatalar yüzünden suriye topraklarına girmek durumunda kaldık. 136 günün sonunda işid, türkiye sınırından silindi ve türk ordusu al bab'a kadar girdi. bu iş daha nereye kadar gider, ne gibi sonuçlar/sorunlar doğurur kim bilir. böyle bir operasyonun olması için ellerinden geleni yaptılar ve istediklerini başardılar.
Ya burada ya ekşisözlükte önceden verilmişti galiba ama operasyonu yeni takip etmeye başlayanlar için aşağıdaki linkten harekatın gün gün harita gelişimi incelenebilir.
Operasyonun ileri bölgesinde çarpışan bir askerimizin paylaşımı.
"bu olayın üstüne bildiklerimi yazacağım ki azıcık da olsa dezenformasyonun engellenmesine katkım olsun.
* bahsedilen yer batıda konuşlanmış özel görev kuvvetlerimizden birisinin üs bölgesi yani taarruz ve ya ileri harekat esnasında değil kendi tuttuğumuz bir bölgede meydana gelen olay. olay 29 aralık perşembe günü 17:00 civarı başlayıp saat 20:00e kadar sürüyor.
* bahsedilen gün bölgede sisin yoğun olduğu bir gündü; ancak bölgede sis denildi mi aklınıza şöyle bir sis gelsin bizim m60tlerin termal görüntüleme biriminin bile 200 metreyi göremediği zamanlar oluyor ki bu tankın termali 3üncü nesildir ve inanılmaz net ve başarılıdır.
* anlatılanlara gelirsek o günün konuşmalarını, verilen emirleri sıcağı sıcağına takip ettim. bölgede iki adet reaktif zırha sahip m60t vardı. birinin tank komutanı teğmen diğerininki asb.çvş. idi.
* teğmenin tankı üç sefer vuruldu. ancak tow ile değil zaten o siste adam baskına tow getirmez. rpg ve bmp ile vuruldu. m60tde önden ve ya yandan rpg ile vurulursan, vurulduk mu lan dersin o kadar. bizim tanka kornet haricinde de hiç bir şeyin bi etkisi olmuyor, emin olun hepsini(tow, milan, konkurs, havan, rpg) yedik çünkü.
* teğmenin mürettebatı üçüncü isabetten sonra tankı tahliye ediyor o tanktan da nişancı ve doldurucu hafif yaralı çıkıyor; ancak atış kontrol sistemi işlevini yitiriyor. asb. ise bölük komutanı tarafından geri çekilmesi için verilen emri eğer ben buradan geri çekilirsem çok fazla kayıp verilir diyerek geri çeviriyor ve devam ediyor.
* asb.ın tankı da tam o an farketmemişler ne olduğunu ama sağdan bir isabet alıyor çünkü nişancı elinden hafif yaralanıyor. o yaralanma için roket geldi galiba komutanım ondan oldu dedi.
* asb.ın tankından 20 civarında tank topu 3000-3500 civarında a4 makineli tüfeği, (çok bilenler için söyleyeyim yedek namluyu da kullanarak atılıyor), 200 civarında da uçaksavar mermisi atılıyor. yanındaki zma da sonrasında ateş desteği veriyor tanka o da en azından 250 civarında 25 mm.lik top mermisi ateşliyor.
* bu arada desteğe gelen tankın tank komutanı uzm.çvş.umuz da iki adet bombalı aracı imha ediyor. birisini desteğe gelinebilecek istikamette onlara doğru gelirken, birisini de o üs bölgesine doğru yaklaşırken patlatıyor ve takviye için bölgeye varıyor.
* bu arada tam bahsi geçmeyen bir diğer durum da diğer bir özel görev kuvveti üs bölgesine daha eş zamanlı baskın düzenlemeye çalışılıyor; ancak orası nispeten tali durumda kaldığı için hiç bir gelişme olmadan o bölgedeki terörist unsurlar imha ediliyor.
sonuç olarak ortada o adamların mükemmel bir direnişi ve bombalı araçları, zırhlı araçları, ağır makineli tüfekleri ile gelen bir grubun başarıyla püskürtülmesi ve 50 civarında alınan leş var. cesetlerin bir bölümü sütre ve mevzilerin yakınında iken ki bunların bir kısmının fotoları var. üs bölgesinin 500-1000 metre civarında da kimsenin gidip kontrol etmediği cesetler de var.
yazılanlardan abartı olanları da, bahsedilmemiş olanları da okuyan bulabilir. gerçi bunlara da inanıp inanmamak tamamen sizin bileceğiniz iş.
bunların hepsini de henüz rütbelerinin en başındaki iki genç askerin emir komuta ettiği bir grup başarısı bunu da gözardı etmemek gerek."
bu da askerlerimizin koşulları ile ilgili paylaşım.
"bu başlıkta ve medyada da ara ara dönen kumanya, ikmal, lojistik konusuna açıklık getirmek istiyorum.
* ilk olarak bu harekatın ilk iki ayında devlet konserve ve kalitesiz bir iki bisküvi ve gofretten başka hiç bir şey göndermedi. gönderilen konserveden de genelde yenen et kavurma, tavuk, balıktır. gerisi yenmez boşa gider, kimse de kusura bakmasın o yenmeyen konserler yakılır. milletin parasını boşa atıyorsunuz diyeni de en başta o rezalet konservelerin alımını yapana yönlendiririm çünkü ben yemeyeceğim şeyi muharebe sahasında taşımam. o dönemde gönderilen su da kişi başı günlük 9 litreydi bir de kişi başı günlük bir adet powerade vardı
* iki aydan sonra konservelere ek olarak salam, sucuk, sosis, yumurta, çikolata, patates, soğan, dil peyniri, kaşar peynir ve meyve eklendi. ancak bundaki problem de şuydu örneğin 12 kişiye üç günlüğüne 20 yumurta, 1,5 baton sucuk, 0.75 baton salam, 8 patates, 6 soğan, 10 muz falan gibi komik sayılar düşüyordu. gönderilen domates, salatalık ezilmiş ve yenilmez halde geliyordu ve bunlar kişi kişi ayrılmış bi şekilde gelmiyor, toptan önümüze konuyor ve biz tek tek hesaplamasını yaparak dağıtımını yapmakla uğraşıyorduk bir de.
* iki aydan sonra su istihkakı kişi başına günlük 4 litre civarına, powerade de kişi başı üç günlüğüne 1 adete düşmüştü. bir de en önemli ikmal maddesi olan ıslak mendiller tamamen kesildi, gönderilmemeye başlandı. onu da paramızla aldırmaya başladık ikinci aydan itibaren.
* duş konusunda 25 gün duş almadığım zamanlar oldu. 25 günün sonunda aldığım duş da sobanın üzerinde ısıttığımız 10-15 litre civarındaki suyu pet şişeyle kafadan aşağı dökerek aldığımız duş. yazın da güneşin önüne koyduğumuz pet şişeleri kafadan aşağı dökmek usulüyle.
* ısınma konusunda soğuklar başladıktan yaklaşık 20 gün sonra normalde gaz yağı ile çalışan ancak elimizde gaz yağı olmadığı için bizim mazotla kullandığımız ısıtıcılar gelmeye başladı.
* o anadolu ajansının yayınladığı videodaki kahvaltıyı, börekleri, kurabiyeleri, çörekleri, içli köfteleri, sahra banyolarını, ranzalı çadırları, doktoru, çamaşır makinelerini belki de ben hep ön hatta, ileri harekat bölgesinde olduğum için hiç görmedim. bunlar türkiye'de sınırdaki karakolda ve ya en fazla ileri hattın en az 10 km. gerisindeki sabit üs bölgelerinde olan şeyler. buradaki sıkıntı benim görmemem değil, sanki hepimiz bunlara sahipmişiz sanki hepimiz o kahvaltıyı yaparak, o banyo ünitelerini kullanarak yaşıyormuşumuz gibi lanse edilmesi. yoksa yok deyin de millet de bilsin önemli olan bu.
* bir de şunu ekleyeyim her şey gösterildiği gibi olsa haftada bir, iki haftada bir dışarıdan 100-200 liralık malzeme, erzak aldıran insanlar olur mu acaba? bu adamlar salak mı ki acaba kendi ceplerinden bu kadar paraya kıyıyorlar?
* ayrıca çelik yelek aldım( devlet veriyor yanlış olmasın ama sanırım devlet verdiği çelik yelekle tanka, zmaya, kobraya ve ya kirpiye girilemediğini, harekat kabiliyetini inanılmaz kısıtladığını bilmiyor olsa gerek o yüzden mecbur alıyoruz), çadır aldım(aynı devlet umke personeline north face çadır verirken, biz kendi paramızla paramızın yettiğince bir çadır aldık), polar aldım, cep sobaları aldım. bunları da ayrıca belirtme gereği duydum çünkü uygun çelik yeleği, çadırı, üşümememiz için gerekli teçhizatı devletimizin tahakkuk etmesi gerektiğine inanıyorum.
* bir de bir khk ile kararlaştırılan bize verilecek olan bir tazminat var o da harekatın dördüncü ayı bitti, khk çıkalı 2 ayı geçti daha yatacak. tazminatı beklediğimden değil ama acaba khknın çıktığı tarihten itibaren mi versek, yoksa harekatın başladığı günden itibaren mi versek diye yapılan bir tartışma var ortada asıl acı olan bu. her yere para saçan devlet burada verilecek üç kuruş üzerinden tasarruf yapmayı planlıyor sanırım.
el bab operasyonuna 8 bin türk askeri katılacakmış, öso destek verecekmiş. nasıl başladık, nasıl devam ediyoruz operasyona. elin teröristiyle iş birliği yaparsan olacağı buydu.