hayatımı siken adam. o olmasaydı aciz, aşağılık, hastalıklı bir insan olduğumu bilmeden bön bir avanaklıkla mutlu mesut yaşayacaktım. bu yüzden ona teşekkür mü etmeliyim yoksa lanet mi bilemiyorum.
Cocuklugu huzunlu geçmiş, küçük yaşta bir çok şeyi omuzlamak zorunda kalmış, bir zamanlar muhim bir askerken bundan nefret ettifini anlayarak ilk yazarlık dönemine adım atmış bilge kişiliktir. Bir kaç kitabına her ne kadar gogol vari densede bence kendine has bir uslubu bulunmaktadır Cenaze töreni büyük bir ses getirdiği söylenmektedir.
leyla ile mecnun sever biri olarak benim de adını orada duymaktan hoşlanmadığım yazar. dostoyevski lan bu, 40 kere düşünüp adını öyle zikretmek gerekir. komedi dizisine meze edilmemeli.
kumar borçları yüzünden kitap yazmak zorunda kalan, rus yazar.
ulan nasıl bir yetenektir bu. ilham filan beklemiyor adam. sırf para lazım diye oturup yazıyor. üstelik yazdıkları klasikler sınıfında yer alıyor. ondaki de dna bendeki de amk. adam yazıyor dünya okuyor, biz yazıyoruz dünya sövüyor.
tolstoy, ''onun kalemini tanrı kullanır'' sözüyle nasıl bir yazar olduğunu anlatmıştır zaten dostoyevski' nin. kanımca toltsoy bu sözü basit bir övgü için söylememiştir. bu sözle ifade etmek istediği; dostoyevski' nin tıpkı bir tanrı gibi insanın iç dünyasını, pişmanlıklarını, ruh halini bildiğidir.
Çoktandır kafamı kurcalayan bir şey var. Niçin insanlar birbirilerine karşı açık yürekli davranmıyorlar. Neden en iyi insan bile karşısındakinden bir şeyler gizliyor, bütün düşündüklerini açıklamıyor. Sözlerimizin yabana atılmadığını bildiğimiz zamanlar bile neden içimizden geçenleri olduğu gibi söylemiyoruz. Nedense herkes olduğundan sert görünmek istiyor. Duygularını hemen açığa vurursa altta kalacakmış, küçük düşürülecekmiş gibi bir korkuya kapılıyor.