Müjgan'ın en sevdiği kitapların yazarıydı. Kendi okumaz, ilk kocası turgut okurken, dizlerine yatıp dinlerdi öyle. Manâsız bir huzur dolardı icine. Çok da anlamazdı aslında ama... belki de turgut'un, kendisi için okuyor olmasındandı bulduğu huzur.
Erken öldü turgut. Tamam, her ölüm erkendi ama, bu başkaydı. Yaşanmamışlıklarla dolu bir beraberlikti onlarınki...
Müjgan o'ndan sonra da okudu, okuttu niçe'yi. Ama hiç mutlu olmadı.
sarhoşken bile felsefeci olmayı bırakamıyorum. helal olsun bana.
nietzsche’nin ateist olup olmadığı konusuna açıklık getirmek istiyorum.
nietzsche , pek çok yorumcuya göre ateist ekolün en iyi savunucularından biridir. pek çok felsefe ve araştırma kitabında , hiç sorgulanmadan böyle kabul edilir.
“tanrı öldü” sloganının yanlış yorumlanması ve ateizm kavramının tanımı konusundaki çelişkiler , yorumcuları çoğu zaman nietzsche’nin ateist olduğu sonucuna ulaştırmıştır.halbuki nietzsche , hiç bir yerde ve hiçbir zaman ateist olduğunu bildirmemiştir.hatta ve hatta tanrı’nın varlığı ve yokluğu konusunda herhangi bir yorumda bulunmamıştır.
nietzsche , din konusunda ise teistik ve nihilist değerler taşıyan tüm dinleri reddeder ve onları küçümser. nietzsche , insan ve hayatın yüceleştirilmesi yolunda etkili olan dinlere ise saygılıdır ve onları erkekçe bulur.
insanı sürüleştiren , onları ehlileştiren dinler , nietzsche göre yokedilmelidir.öte dünya gibi safsatalarla insanların gerçek hayatı yadsımalarına sebep olan nihilistik düşünceler , nietzsche’nin savaş açtığı konuların en başında gelir.
kominizm düşmanı olduğu için sevmediğim filozoftur. solcu olupta entel olduklarını göstermek isteyen kişilerde nietzsche muhabbeti yaparlar buda onların mal ve cahil olduğunu gösterir. çoğu kavramı kendiyle çelişir nietzsche nin mesela vicdan kavramı resmen saçmalamıştır, bilim ve gelecek dergisinin 139. sayısını(vicdanizm üzerine olanın) okuyup anlayabilirsiniz. felsefe bölümünde ders veren hocalarımda ciddiye almaz pek nietzsche yi. bi boktan anlamayan edebiyatçılar el üstünde tutar genelde. max stirner okuyun schopenhauer okuyun nietzsche ile zaman kaybetmeyin.
"ikimizden de ne iyilik gelir ne de kötülük, iyinin ve kötünün ötesinde bulduk adacığımızı ve yeşil çayırımızı -sadece ikimiz! Sırf bu yüzden bile iyi geçinmeliyiz! Ve birbirimizi yürekten sevmesek bile, öfkelenmek mi gerekir yürekten sevmeyince? Biliyorsun sana karşı iyi olduğumu, hatta zaman zaman fazlasıyla iyi: ve bunun nedeninin de senin bilgeliğini kıskanışım olduğunu. Ah, bilgelik denen bu çılgın yaşlı kadını! Günün birinde bilgeliğin kaçıp giderse senden... benim sevgim de kaçıp gider senden.”
"...sonra birbirimize baktık, yeşil çayırı seyrettik, serin akşam çökmek üzereydi üstüne ve ağladık birlikte. -Ama o sırada yaşamı, tüm bilgeliğimi sevdiğimden daha çok seviyordum."
Beceriksiz kumarcı Nietzsche (Hölderlin'in bir keresinde kendinden istediği gibi), "gerçekliğin yıkıcı gücüne bütün ruhunu oynar" ve her türlü başlangıçtan beri onda, deneyimler ve izlenimlerin bu ani, şiddetli ve tamamen yanardağ misali patlamalar biçimi söz konusudur. Genç bir üniversiteliyken Leipzig'de Schopenhauer'in istenç ve Tasarım Olarak Dünya'sını okuduğunda gözüne on gün uyku girmez, bütün varlığı bir fırtınayla altüst olur, kendini adadığı inanç, çatırdayarak yıkılır; ve kamaşmış zihin, yavaş yavaş bu sarhoşluktan ayılınca, tamamıyla değişmiş bir dünya görüşü bulur, yeni bir hayat anlayışı. Keza Richard Wagner'le karşılaşması da, duygusunun esnekliğini sonsuza doğru genişleten tutkusal bir aşk yaşantısı olur. Triebdchen'den Basel'e döndüğünde hayatının yeni bir anlamı vardır; içindeki filolog bir gecede yok olmuştur; geçmiş, tarih perspektifi geleceğe itilmiştir. Ve bu düşünsel aşk ateşiyle bütün ruhu kavrulduğu içindir ki, sonra Wagner'den kopuş, bir daha kapanmayan, kabuk tutmayan, neredeyse ölümcül kanayan bir yara açar. Her seferinde, sanki büyük bir deprem olmuş gibi, bütün inançları yıkılıp harabeye döner, Nietzsche hep kendini temelden yeniden inşa etmek zorunda kalır.
zamanında bildiğimiz bir at yüzünden aklını kaybetmiş olan büyük filozof. o gün friedrich penceresinden dışarısını izlerken yoldan bir at arabası geçiyordur. tam o sırada atın sürücüsü atı kırbaçlıyor ve friedrich bu manzarayı gördüğünde akıl sağlını yitiriyor. yani her şey bir at ile başladı.
insanı her türlü onları bağlayan ideoloji görüş ..vb gibi şeylerden kurtulmasını kastetmiştir ''putları yıkmak'' derken. insanların çoğu ise tanrı kavramını yıkmakla putlarını yıktığını zannetmiştir. oysa hayatınızı şekillendiren sizin siz olmanızı engelleyen her görüşü eleştirmiştir nietzsche.
türkiyede bir dram yaratmış insan. özellikle gençler arasında. nietzche mi, nietchze mi, nasıl yazılıyor bu, google'a bak falan. o yüzden ben niçe olarak yazıyorum ismini.