"yeryüzünün anlamı olacak üst insan(übermensch)! yalvarırım size, kardeşlerim, yeryüzüne bağlı kalın, inanmayın size dünya ötesi umutlardan söz edenler"
Kitapları sanıldığı kadar karmaşık olmayan, zekiler zekisi. hatta şöyle, kafayı kırdığını düşündüğüm, türklerin 'allahsııızzzz' diye okumadığı kıymetli düşünür, yazar. annesinin kuzusuuuuu...
acıma duygusu insanın en aciz noktasıdır. üstinsan profiline bürünmek için acıma duygumuzdan arınmalıyız. insanın kafa yapısını değiştirmeli, devrimci nitelikte yeniliklerle insanı baştan yaratmalıyız. her konuda anarşiyi savunmalı ve devleti yadsımalıyız. cinsel devrim gerçekleşmeli artık. isteyen istediğini yapabilmeli. ya arkadaşlar aslında sabahtan beri söyleyeceğim yolunu yapıyorum, ben dibimi dövdürmek istiyorum lan.
friedrich nietzsche'nin bir konferanstaki konuşmasından... **
Gidene kal demeyeceksin. ..
Gidene kal demek zavallılara,
Kalana git demek terbiyesizlere,
Dönmeyene dön demek acizlere,
Hak edene git demek asillere yakışır
Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme,
yoksa değersiz olan hep sen olursun...
Düşün...
Kim üzebilir seni senden başka?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu,
sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni,
sen hazır değilsen?
Kim yıkar, yıpratır sen izin vermezsen?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
Her şey sende başlar, sende biter...
Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme,
ya çare sizsiniz yada çaresizsiniz. ..
Öyle bir hayat Tükettirme içindeki yaşama sevgisini...
Öyle bir hayat yaşadım ki, cenneti de gördüm cehennemi de.
Öyle bir aşk yaşadım ki tutkuyu da gördüm pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayatı en önden, kendimi bir sahnede buldum
Oynadım ;Öyle bir rol vermişlerdi ki okudum, okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde,
hem kızdım hem güldüm halime.
Sonra dedim ki söz ver kendine
Denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin,
Sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin,
Uçmayı biliyorsan düşmeyi de bileceksin,
Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredeceksin.
Öyle hayat yaşadım ki son yolculukları erken tanıdım.
Öyle değerliymiş ki zaman hep acele etmem bundan anladım
insan benliğinin içe dönük kendisi ile yaptığı savaşı-kavgayı anlatarak, var olan kişilik(.) gerçeğini, (,) ile değiştirme-başka anlam yükleme gayretlerinin boşluğunu insanlara anlatır.
yani; göt'e popo da desek, göt olma gerçeğini değiştiremediğimizi söyler. akıllı insanların göt'e popo diyerek harcadığı enerjiyi, estetik ve beğeni kriteri olarak uygun göt aramasını öğütler.
aforizmaları depresyona giren her ergenin diline pelesenk olan ve sırf bu yüzden bir gün "olm vallahi ben öyle bir şey söylemedim ! kim uyduruyorsa ağzını burnunu kırıcam haa !!!" nidalarıyla mezarından fırlamasından korktuğum alman filozof.
üniversitede yalan yanlış bilgilerle bize filozof olarak sunulan kişi,
facebookta yazdığı şiirleri görüyoruz meğersem arabesk fantezi şiirler yazan bi abimizmiş bu niçe.
amına kodumun popüler kültürü sayesinde feysbuklarda orda burda ergenlerin parmak uçlarında değeri (bilinçsizce) düşürülmeye çalışılan bin yılın adamlarındandır. ama popülarizmin unutmaması gereken bir şey vardır ki o da "büyüklük kalıcıdır". işte bu yüzden nietzsche yani daha yirmili yaşlarında alman felsefe kürsüsünün başında olan bu adam bu kadar basit bir dejenerasyon mezbahasının kurbanı olmayacaktır.
gelmiş geçmiş çoğu düşünürün hakkında kafa patlattığı ve her "modern" felsefede adının illa ki zikredildiği bu uçların insanı bizim gibi saçma sapan ülkelerde yeni yetmelerin her ne kadar alay konusu da olsa hala ve hala üzerine araştırmalar yapılan düşüncelerin mümessili olarak günümüze ışık tutmaya devam edecektir.
gelelim popüler kültürün nietzsche ve muadili düşünürleri ne kadar alaşağı edebilecekleri mevzusuna.
iki kelimeyi dahi bir araya getirmekten aciz, hayatı gittiği okul ve yaşadığı dört sokaklık çevreden ibaret olan bir yaşam formunun, hasbelkader ordan burdan duyduğu, yarım yamalak sözlerle tanımaya giriştiği nietzsche hakkında atıp tutması komik olduğu kadar trajiktir de. ama ülkemizin sosyo-kültürel durumu ve okuma oranı düşünüldüğünde buna mukabil ülkemizin her köşe başında hayatı çözmüş "feylezoflara" sahip olması da bu duruma eklendiğinde (ergenlerimizin hayat açılımları da katılabilir) aslında bu adamın sevilmemesinin-anlanmamasının hattası alay konusu olmasının hiç de şaşırtıcı olmayacağı anlaşılacaktır. hadi anlamama mevzusu çok daha mahrem bir mesele olması nedeniyle elenebilir. malumunuz herkes aynı algı eşiğine haiz olmamakla birlikte illa anlaşılması gerekecek diye bir durum da söz konusu değil. ancak burada eleştirdiğim; sanki nietzsche'nin bütün kitaplarını okumuş gibi, üzerine düşünmüş gibi, çeşitli felsefelerle karşılaştırmış gibi ve üzerine de kendi düşünce biçimini inşa etmiş gibi sağda solda ahkam kesen "sözde okuyan" kesimdir (ergenleri ciddiye dahi almamak en doğrusu). işte bu kesim popülarite doğrultusunda (kimi zaman sırf muhalif tavır sergilemek adına) nietzsche'nin bizlere aktardığı düşüncelerin (değerlerin) de içini boşaltma girişiminden eksik kalmamaktadır.
ancak yukarıda da belirttiğim gibi popülarite sağlam olmayan her şeyi yerle bir edebilir evet ancak temelleri insanın zihnine, duygularına ve değerlerine sapasağlam yerleşmiş olan büyüklükleri asla yerinden dahi oynatamaz popülarizm kendi bokunda boğulmaya ve kendini bayağılaştırmaya mahkum geçici hevesler bütünüdür sadece budur.
popülarizmin ve içi boş değer yoksunu "modern zamanların" kurbanı iki isim daha var merak edenler için: