bugün

séance-seans.
(bkz: adisyon)
(bkz: pantalon)
(bkz: atraksiyon) fr: attraction
(bkz: randevu)

(bkz: rendez vous)
kor a kor mücadele...

bunu duyunca, "o korsa bu da kor" anlamında zannediyosunuz ama diil... corps a corps: vücud vücuda deyiminden gelmiştir.

ayrıca türkçe'deki "kor amiral", "kor diplomat" gibi kelimelerin de koymakla, geçirmekle ilgisi yoktur. hep bu "corps" deyyusundan çıkmışlardır...
(bkz: pasaj)
(bkz: bravo)
mersi bokum diye dalga geçilen kelimelerdir.
(bkz: yabancı dillere giren türkçe kelimeler)
cafe.
türkçe karşılığını unuttuğumuz fransızcasına vurulduğumuz mekanlar.
cafe muhabbetlerine bulanmış aşklarımızla 90 ların cafe çocukları değilmiyiz hepimiz.
arabesque (arabesk)
kamyondur.
yanlışta olabilir ama (bkz: robe de chambre).

edit: düzeltmem için uyaran sevgili la paz ve harvie ye teşekkürler.
(bkz: konjonktür)
(bkz: nosyon)
(bkz: g te giren şemsiyeler)
(bkz: gardolap)
(bkz: abajur)
sanıldığından daha çok olan kelimelerdir. fransızca arapça'dan sonra dilimize en çok kelime sokan dildir. bunda 19 ve 20. yüzyılın başında fransızca'nın en popüler dil olmasının ve fonetiğinin dilimizi yakın olmasının çok etkisi vardır. bu kelimelerden bazılarının fransızca olduğu çok belli olur. bazıları fransızca'dan ingilizce'ye de geçmiş kelimelerdir, bu yüzden ingilizce'den dilimize geçmiş sanırız. ama bazıları dilimize okunuşları ile birlikte o kadar yerleşmiştir ki, bu kelimeleri türkçe kökenli bile sanırız.
birkaç örnek vermek gerekirse:

kamyon (fr. le camion- fransızca'da okunuşu: lö kamyon)
karikatür (fr. la caricature- fransızca'da okunuşu: la karikatür)
bisküvi (fr. le biscuit- fransızca'da okunuşu: lö bisküvi)
kanalizasyon (fr. la canalisation- fransızca'da okunuşu: la kanalizasyon)
vantilatör (fr. le vantilateur- fransızca'da okunuşu: lö vantilatör)
televizyon (fr. la television- fransızca'da okunuşu: la televizyon)
parfüm (fr. le parfum- fransızca'da okunuşu: lö parfüm)
grev (fr. la grève- fransızca'da okunuşu: la grev)
pantalon (fr. le pantalon- fransızca'da okunuşu: lö pantalon)

vb...
Osmanlıca Türkçe(!) Fransızca

A-
Ahenk harmoni harmonie
Amil faktör facteur
Aksi müddea yantitöz antithese
Alelade (tabi anlamına) normal normal
Alemşümul (kainat) evrensel üniversel
Ameli pratik pratique
Asri modern modern
Atikiyat arkeoloji archeolojie
Aynı identik identique

B-
Belde site cite
Birinci ferik orgeneral general
Bitaraf/tarafsız nötür nötr

C-
Ceddani atayık atavique
Cemiyet sosyete societe

D-
Destan epope epope
Düstur formül formule

E-
Eda ton ton
Encümen komisyon commission
Encümeni daniş akademi academie

F-
Felsefe filozofi philosophie
Fırka parti parti

G-
Günlük kronik cronik

H-
Had terim terme
Hayatiyat biyoloji biologie
Hendese geometri geometrie
Heyet delege delegate

I-
Içtimai sosyal social
Ilahiyat teoloji theologie
Ilmüarz jeoloji geologie
Ilmi nücum astroloji astrologie
Iktisad ekonomi economie
Iktisadi ekonomik economique
Ilmi hesap aritmetik aritmetique
Irade (kudret anlamına) enerji energie
Iradeli enerjik energique
Izzeti nefis (haysiyet) onur honneur (fransızcada okunuş: “onur”dur)

K-
Kaabiliyet kapasite capacite
Kısım, bap parti partie

L-
Lehçe diyelek dialecte

M-
Maarif kültür culture
Mabud/put idol idole
Mali finansal financiel
Mantık lojik logique
Mektep okula ecole
Mesele problem probleme
Müdür direktör directeur
Müsbet pozitif positif
Müfettiş ispektör ispekteur

N-
Nahiye kamun commune
Nazari teorik theorique
Nazariye teori theori
Nihayet vermek terminlemek terminer

S-
Sanayi endüstri indüstrie
Sermaye kapital capital
Silsile seri serie
Sigorta akçası prim prime
Sınai endüstriyel indüstriel

Ş-
Şehadetname diploma diplome

T-
Takvim almanak almanack
Tekamül evrim evolution
Terazi balans balance
Teşkilat örgüt organisation
Teşrifat protokol protokol
Timsal sembol symbol

U-
Umumi genel general
Usul metod methode
Parfüm'ü görmeyip şaşırdığım liste.
mersi cnm.
oraya bir adet abajur yazmanızı rica ederim.
çok fazladır. fransızca öğrenirken az da olsa kolaylık sağlar.
Arapça ile birlikte Türkçede en fazla kendine yer bulmuş sözcüklerdir.
Gazete ve külot kelimeleri de türkceye fransizcadan girmistir.
(Basliktaki bütün entryleri tek tek okudim bunlara denk gelmedim).
Bisiklet kelimesinin ingilizceden mi yoksa fransizcadan mi (velo) girdigine emin olamadim.