"Dış politika, iç teşkilât ve iç politikaya, dayandırılmak mecburiyetindedir, yani iç teşkilâtın tahammül edemeyeceği genişlikte olmamalıdır Yoksa hayâlî dış politikalar peşinde dolaşanlar, dayanak noktalarını kaybederler."
ülkemizin hiçbir şekilde net tepki veremeyeceği olaydır. Şimdi alınan gazla sağa sola fırçalar atılır, "restler" çekilir, küstüm konuşmuyorumlar yapılır, mallar boykot edilecek falan denir. Ama sonra ne olur biliyor musunuz, isviçre'nin 2005'de aynı yasayı kabul etmesinden sonra ne yaşandıysa aynı şey olur. Kısacası hiçbirşey.
fransa bundan sonra eski fransa olmayacaktır. kendi elleriyle, ülkelerinde ifade özürlüğü krizi yarattılar. 150 bin türk'ün yaşadığı bir ülke. merak etmeyin kendi içlerinde çözünecekler zaten. avrupa birliği bu yasaya ses çıkarmazsa insan hakları evrensel bildirgesinin 19. maddesi götlerine girsin.
Madde 19
Herkesin kanaat ve ifade özgürlüğüne hakkı vardır; bu hak, müdahale olmaksızın kanaat taşıma ve herhangi bir yoldan ve ülke sınırlarını gözetmeksizin bilgi ve fikirlere ulaşmaya çalışma, onları edinme ve yayma serbestliğini de kapsar.
2001'de olan şey.
bugün olan, tam bir kepazelik, ahlaksızlık ve haysiyetsizlik örneği: kabul edilen soykırımı reddetmek suç kabul ediliyor hapis ve para cezası öngörülüyor.
aşağılık sarkozy ve ekibi, allah belanızı versin utanmaz, arlanmazlar.
sadece sarkozy penceresinden değil de, fransa'nın kendi ülke dinamikleri ve yasaları çerçevesinde kabul ettiği (kafasına göre takıldığı) bunu yaparken de akademik bilgileri, tarihsel olguları hiçe saydığı ve ondan da önemlisi türkiye'yi çokta iplemediğini gözümüze sokan karar. tabi bu karar tüm fransız halkını ne derece bağlar orası tartışılır. hayli önemsediğim halil inalcık ve onun öğrencisi ilber ortaylı gibi tarihçiler bildiğim kadarıyla ermeni olaylarıyla ilgili tehcir kavramını kullanıyorlar.zorunlu göçle yer değiştirme manasında.hani soy kırmak, soyu yok etmek gibi kavramlar zamanında hitlerle mussolini'yle ifadelenmişse ermeni tehcirine soykırım diyemeyiz.
şu mevzuda da ülkelerin güçlerine, dünya arenasındaki konjonkturlarına geliyoruz ki bu somut/ real arenadaki farklılıklar söz sahibi olmayı kafaya göre takılmayı sağlayabiliyor. ekonomik güçlülük söz hakkı doğuruyor.
fransa'daki bir yığın tarihçinin tehcir kavramını kullandığını da es geçmeyeyim bu tarihsel belgelere dayandırılması gereken konuya binaen. belge lazım belge! fransız entelektüellerini objektif olmaya göt gibi davranmamaya çağırıyorum...
1915'de yapıldığı düşünülen bir olayın kabul eden fransa'nın tüm dünyanın gözü önünde 1994 yılında 800.000 tutsinin öldürülmesinden sorumluluğunu kabul etmemesiyle ne kadar da insancıl olduğunu gösteren tutumu.
bunların hepsini not alacağız ve günü geldiğinde ona göre davranacağız.
söylenmiş ama tekrar söyleyelim, bu kabul edilen inkar yasasıdır. soykırım olmadı diyene 45 bin euro para cezası verip bir yıl hapis verecekler. soykırım yasasını daha önceden kabul etmişlerdi. o ilk saçmalıklarıydı bu tasarı da ikinci saçmalıkları oldu. yani düşünün ki bir tarihçi bu meseleyi araştırıp "soykırım yok" dese adamı yargılayıp hapse atacaklar. bu bir siyasi karardır zaten zorda kalan bütün batılı yöneticiler bu meseleyi bir şekilde siyasi ayak oyunları için kullanıyorlar bu yasa da aynı zihniyetin devamıdır. fransa ile ilişkileri nihat doğan seviyesine indirmek de yetmez artık bence bir üçüncü dünya savaşına kadar bu tip şantajları görmeye devam edeceğiz. türkiye'nin hala avrupa kapılarında neden beklediği sorgulanmalı bizi soykırım yapmakla itham eden ülkelerin arasında işimiz ne? bunun cevabını samimi bir şekilde vermek gerekiyor.
an itibariyle gerçekleşen durum değildir. Fransa ermeni soykırımının var olduğunu kabul eden yasayı daha önceleri çıkarmıştır. yeni çıkan yasa bu olayı yok sayanların cezalandırılmasıdır.
(bkz: uludağ uyandırma servisi)
2005 yılında işviçre soykırımı kabul etti, türk vatandaşları ceza bile alındı ne yapıldı hiçbir şey,
bizim siyasiler biraz eser biraz gürler 3 ay geçmeden unutulur,
acı ama gerçek!
bu inkar yasasında dikkate değer altı koyu kalemle çizilmesi gereken nokta, kendisini insan hakları ve demokrasinin odağı olarak yansıtmış fransa'nın düşünceyi suç sayan tutumudur.daha da özele indirgersek gelişmiş ülke, modern ülke, demokratik ülke tasvirleri altında farklı düşünceyi yok etmeyi amaçlamış bir tavır vardır. çünkü sosyal bilimler pozitif bilimler gibi kesinlik- katilik içermez. hani 2+2 her koşulda 4 etmiyor yani. bu kadar basit bir mantıkla dahi objektiflikten ırak, düşünce karşıtı bir karar alındığı görülebilir. her ne kadar sadece fransa'nın kendince aldığı bir karar olsa da misal olarak; dünya üzerinde sosyal bilimler icabı, 1 milyar insan buna soykırım yoktur diyorsa herkesin hapse girmesi söz konusu edilecek bu hazin ve acınası mantığa göre. var diyenlerle mutlu mesut yaşanılacak diğer insanlara yaşam hakkı tanınmayacak/ düşünceye ambargo koyulacak.
yakın zamanda bir fransız tarihçi tehcir diyordu konuşamayacak hapse atılacak yoksa. yani fransız halkının ağzına bant yapıştırıldı sadece susma ve kabul etme haklarını kullanabilecekler.
ağızlar bantlı! seçim, geliyor! modern ülke, insanının geçmişi içeren bir konuda farklı düşünmesini kabullenemiyor! yakın ilişki içinde oldukları ermenilerle göt tokuşturuyorlar büyük bir hazla!
38 oyla yasa mı kabul edilirmiş?meclisin yüzde 10undan bile az amk.bu nasıl demokrasi?peki o hayır diyen 7 yiğidi hapse atmaları gerelmez mi?sonuçta hayır demişler inkar var yani
mavi marmara olayında olduğu gibi, şimdi de günlerce konuşur tartışırlar akepe ve yandaş medya hadiseyi. büyük laflar ederler, asar keserler, sonra gündem değişir unutulur gider. adam telefonlarına bile çıkmıyor, sallamıyor yani. chp ve mhp'nin meclise verdikleri kanun teklifi var, fransa'nın cezayir ve ruanda katliamlarının "soykırım" olarak kabulü için. akepe o tasarıyı görmez bile. zamanında çuval olayında nota çekin diyenlerle alay ettikleri gibi alay bile ederler. yaşasın büyük akepenin büyük dış politikası.
sonun başlangıcıdır.
buraya yazıyorum, çok şeyler değişecek önümüzdeki yıllarda.
burada son dan kastım 37 yıldır barış politikası izleyen ülkemizin bu politikayı mecburen bırakmasıdır.
büyük olaylar olacaktır yakında. allah yardımcımız olsun ne diyelim.
yetersiz bir başlıktır. zira fransa zaten soykırımı kabul etmiş, ülkesinde soykırım anıtı olan bir ülkedir.
şuanki durum çok farklıdır. fransa ülkesinde ermeni soykırımı yapılmamıştır diyenler yargılanacaktır bu kanunla.
soykırım vardır demelerine birşey diyemem ancak demokrasinin yerşeltiğini sandığım bir ülkede bu kanun zulümdür.