yaya toure'yi satış listesine koyan takım. gerekçesi ise onun bölgesinde artık sergio busquets'in oynayacak olmasıymış. demek ki barcelona'da ilginç kararlar verebiliyormuş...
maçlarını izlerken zevkten dört köşe olduğum takım. uzun zamandır futboldan uzak kalıp tamamen nba e yöneldiğim 2-3 yılın ardından bir gece tesadüfen maçlarına denk geldim. ve o an küçüklük yıllarında hayalini kurduğum, rakibe top göstermeyen, 90 dakika boyunca her an her pozisyonda en doğru paslaşmaları, yardımlaşmaları yapabilen ütopik takımın onlar olduğunu gördüm. o geceden itibaren barcalıyım. maçlarını kaçırmamaya özen gösteririm ve onlara teşekkür borçluyum,bana futbolu yeniden sevdirdikleri için.
dünya kupası maçlarında anladık ki, bütün olay guardiola'da bitiyormuş.
tamam futbolcular da kaliteli ama ispanya milli takımına baktığımız zaman, 7 futbolcu barcelona'lı ama oynadığı futbol barcelona'nın yanına bile yaklaşamaz.
bir de messi var tabi arjantin'de kalitesini belli ediyor, fakat düne kadar ronaldinho'yu yere göğe sığdıramadığımızı unutmayalım.
1899'da isveç'li Joan Gamper önderliğinde 11 kişinin kurduğu futbol takımı. Özellikle altyapısından çıkardığı meyvelerle beslenir. Kurucularından birinin ismiyle takımın şimdiki kaptanının isminin aynı olması sadece bir tesadüfle açıklanabilir mi?
david villa, lionel messi ve pedro'dan oluşacak forvet hattı ile gelecek sene altıda altı yapma ihtimali şimdiden oluştu. çok büyük ümitlerle alınan ve attığı 15 gole rağmen takımın olağanüstü hızlı oyununu yavaşlattığı açık olan ibra'nın durumu takımın da gidişatını etkileyecek gibi. bu düzeyde, bu kariyerde bir adamı kulübede bekletsen olmaz, onu oynatıp villa'yı sola alsan hem olmaz hem de böylesine çıkış yakalamış bir pedro'ya yazık. pep hoca muhakkak bulacak bir formül; gönül ister ki hepsini aynı anda sahada görelim ama bu kadarı barça için bile bir hayal sanki.
ne kadar büyük bir takım ve ne kadar zeki bir yönetici kadrosuna sahip olduğu sadece şu son david villa transferi ile bile anlaşılabilecek takım.
şöyle ki henüz liglerin bittiği ilk haftada olmalarına rağmen çok büyük bir transferi bitiriyorlar. futbolcunun kafası rahatlıyor,
futbolcu dünya kupasına rahat gidiyor,
onun önünde bir belirsizlik olmuyor,
takım ona göre oyun düzenini belirliyor.
hoca kafasındakileri artık onun varlığına göre şekillendiriyor.
tüm bunlar, zaten müthiş bir kadrosu bulunan, oyun düzeni makine gibi işleyen bir takımda gerçekleşiyor.
mesela koca bir seneyi 10 numarasız geçiren beşiktaş tek ofansif orta saha transferini ( tabata ) transfer döneminin son gününde, ligler başlayınca eylül ayında yapıyor.
onlarla bizim aramızdaki fark mayıs ile eylül arasındaki fark kadar.
reklamda forma giyen tüm oyuncularının şu an barça'nın alt takımlarında forma giyen oyuncuları olmasının yanı sıra, reklamın sonunda yer alan günümüz futbolcuları ise barça'nın alt yapıdan çıkardığı dünya yıldızları.
ispanya'nın çemişkezekspor'udur. zira diyarbakırspor'la karşılatırılmayacak kadar açık sözlü ve yürekli bir yönetime/taraftara sahiptir. polise yalakalık edip arkadan vurmaya kalktıkları görülmemiştir...
oyunu ya da oyuncuları ne kadar iyi olursa olsun dünkü maçtan önce yaptıkları açıklamalar ve maç sonrası final biletini kutlayan inter'li oyunculara yaptıkları tamamen ezikce yönetildiklerini göstermektedir, büyüklük kaybetsen dahi kabullenmektir, mahalle maçında yenilirken taştan kaleyi küçülten pezevenk bülent gibilerdi dün...