Böylesine büyük bir müzik adamının bu düşünce yapısında olmasına derinden üzülmeme sebebiyet vermiş olaydır. Bu kadar bariz ve açık bir şekilde , islamcılar-kemalistler adı altında oynanan bu oyunun piyonlarından biri olmak yakışmadı ona.
hande ataizi'yle birlikte olana kadar makul, mantıklı bir insan olduğunu düşündüğüm değerli bir müzisyene, başka bir yeni jenerasyonun müzisyenin "git gideceksen bekleme..." sözleriyle veda edilesi bir durumdur... "Makbul olan kalıp sonuna kadar savaşmak mıdır, yoksa "ben yapamıyorum" deyip bulunduğun safı terk etmek midir?" Sorusunu aklıma çakan bir durumdur. Yolu açık olsundur...
adım adım yaklaşan tehlikeye * dur diyemiyor olmanın verdiği rahatsızlık, tatsızlık ve dışlanmışlık hissinin ne olduğunu anlatan davranış biçimi..
fazıl say'ın ait olmadığımız, sevmediğimiz, hele hele hiç mi hiç türk olamayacağımız bir değişime zoraki şekilde dahil ediliyor olmamızın sonucunda, eminim hiç istemeyerek yapmayı düşündüğü davranış.
bazı yurdum filozoflarının, kendisine 's.ktirsin gitsin' gibilerinden tuhaf * yaklaşımlarda bulunduğu dünyaca ünlü bestekarımızın, ülke sevgisini bestelediği tek cümlelik sanat..
kızı sorar: babacığım sanat ne demek?
baba cevaplar: s.ktirsin gitsin
hanımına döner: bu kızı artık kapatalım hanım..ülkeden kovana kadar neler çektik,buda sanat manat demeye başladı.
kor olur badem gozlu olur davasi. arkadan aglayanlara zerre kadar inancim yok. ulan tek bir bestesini soyleyin sag ustten ikinci disimi kiracam. arkasindan su dokmeye gittim, gelecem.
kendi seçimidir. değerli bir piyanisttir. ülkeyi terk edecek olması, türklüğünden feragat ettiği anlamına da gelmez. kendince sebepleri vardır, yargısız infaz yapılmamalıdır. o, başarılı bir türk müzisyendir. dünya onu türk müzisyeni olarak tanımıştır. nokta.
Gerekçe olarak saçma sapan bir bahane belirterek ,kendisine saygı duyulmaması gerektiğini bir kez daha kanıtlamıs olan sadece allah vergisi olan yeteneğinin arkasına sığındığını bu olayla lanse etmiştir.
Düşünceside kendiside yanlış olsa bile adam ben gidebiliyorum diyince gidebiliyor ; hani kapital sistemi dövecektik abi ne oldu abi ne oldu sende mi ? * ayrıcada *
"...Demokrasinin korunması, seçim sonuçlarına saygıyı da gerektirir. Herkesin, bu arada Fazıl Say'ın, hayatını kişisel tercihlerine göre yeniden yönlendirmek istemesini de saygıyla karşılamak gerektiği düşüncesindeyiz. Birey ve insan haklarına olan saygı, anayasal çerçeveye tüm şeffaflığı ile oturtulduğu zaman, toplum dengelerinin değişen hükümetlerle sarsılamayacak bir ortama kavuşacağına inanıyoruz..."
hala yasayan, böyyük devlet adamları görmüştür bu ülke, karısının ismi, ayakkabıcılarla anılınca, ayakkabıcıdan ses seda kalmamıstır, sahi akibeti nedir ne degildir onu bilemem ama kadın o günden beri konusmamaktadır, halktan sesini duyabilen tek kişi yoktur, sarhoş bir görüntüdedir, anlayacagınız modern bir ailedir.
fazıl say gibiler, işte, kendisininde ifade ettigi, bence sayılarını abarttıgı, o % 30 kesim, azınlıgın çogunluga tahakkümü altında bu ülkeyi, bir tek fazıl say gibilerin ilerleyecegi dar kapılarda tuttular.
artık cidden gidin, rahat bırakın yeni, siyasetcilerimizi, bilim adamlarımızı, sanatcılarımızı.
prangalarını bir bir söken ülkemde, halkı ile beraber aydın istiyoruz, halkını küçük gören degil.sacmalayan degil, sen halktan utanamassın, ancak bu halk senden utanır..
sanatla uğraşan! hatta bu amaçla ellerini bile sigortalatan bir insandan beklenmeyen davranış.gerçi bu vesileyle sadece sanatla uğraşmadığını da görmüş olduk. halbuki biz onu dinlerken, ülkenin önemli bir sanatçısı derken, düşüncesini hiç dikkate almamış sadece piyanist kimliğine değer vermiştik. doğru olanda buydu.ama o bu şekilde davranma olgunluğunu ne yazık ki gösterememiş.sanatçı olmuş ama adam olamamış.
kimseyi ilgilendirmeyecek olaydır.. fazıl say bu kararı ne hayvan olduğu için vermiştir, ne vatan haini bir ibne olduğundan. isteyen istediği ülkeyi sevmekte ya da terkedip gitmekte serbesttir. bizim duygusal yaklaştığımız değerleri herkes savunacak değildir.
her laik türkiye cumhuriyeti vatandaşının aklındaki düşünceyi dile getirmiştir. 6 yıldır hükümetten diyalog beklediğini söylemiş ve buna karşılık olarak hükümet,fazıl say'ın sivas katliamında ölen yazar metin altıok için hazırladığı ağıtı sansürlemiştir.
hükümet kanadınca kabinede fazıl say'dan sorumlu devlet bakanlığı kadrosunun ivedilikle ihdas edilerek gitme kararından vaz geçirilmelidir. yoksa mazallah bizim halimiz nice olur?
büyük bir sanatçı oldugunu kimse inkar edemez fazıl say'ın ama türkiye cumhuriyeti vatandaşlarını 70'e 30 şeklinde nitelendirip, ezmeye yeltenmesi hiç şık durmamış. hele hele biz-siz nitelendirmesi bir sanatçı için çok tehlikeli bir davranış. bu talihsiz sözleri söyledikten sonra artık buralarda durması hem kendine hem de bize pek bir fayda kazandırmaz. eğer reklam amaçlı değil ise gitsin kendisi dünya vatandaşı olsun ! olmadı zaten avrupa onu sağlam bir mevikiye getirip paşalar gibi ödüllendirir. bir kaç hafta sonunda ermeni soykırımı hakkında nacizane görüşlerini bildirir, ohh suyundan da koy!
fazıl sayın açıklamasından ziyade daha sonrasında hükümetten gelen "çok da üzülmeyiz" açıklaması daha gariptir. dünyaca ünlü türkleri kaybetmedeki üstün başarımızı bir kez daha ortaya koymuştur. helal olsun bizlere.