fatih sultan mehmet e şiirler

entry34 galeri0
    9.
  1. O Eski Hücreye Benzer Ki

    Ziya-yı şemse kapanmış bütün deriçeleri
    Bir öyle hücreye benzer ki ömrümün kederi.

    Gubar-ı ye's ü fena sinmiş orda elvana
    Emel, heves bırakılmış sükut u nisyana.

    Bütün hadayık-ı histen o toplanan ezhar
    Uyur mekaabir-i minada bi-ümid-i bahar.

    Bu penbe gül, bu gül ağır ağır erimiş
    Üzerlerinde değiştikçe her mükedder kış.

    Ocak harab ü tehi, lamba kimsesiz, a'ma
    Bu samt-ı haste eder hüzn ü uzleti ima.

    Soluk cidara asılmış, durur garik-i melal
    O çehreler ki uyur gözlerinde eski hayal...

    O eski hücreye benzer ki ömrümün kederi
    Çekilmiş ufk-ı teselliye karşı perdeleri...

    Ahmet Haşim.
    4 ...
  2. 8.
  3. Parıltı

    Ateş gibi bir nehr akıyordu
    Ruhumla o ruhun arasından
    Bahsetti derinden ona halim
    Aşkın bu onulmaz yarasından.

    Vurdukça bu nehrin ona aksi
    Kaçtım o bakıştan, o dudaktan
    Baktım ona sesizce uzaktan
    Vurdukça bu aşkın ona aksi...

    Ahmet Haşim.
    2 ...
  4. 7.
  5. Akşam Yine Toplandı Derinde

    Canan gülüyor eski yerinde
    Canan ki gündüzleri gelmez
    Akşam görünür havuz üzerinde,

    Mehtab, kemer taze belinde
    Üstünde sema, gizli bir örtü
    Yıldızlar, onun gülüdür elinde...

    Ahmet Haşim.
    2 ...
  6. 6.
  7. Gelmeden Evvel, Geldin, Birlikte

    Kalbim
    Benim bir ormandı,
    isimsiz, asude,
    Bir büyük orman;
    Ve gölgelerinde revan
    Olan hafi suların aks-i şevk-i müttaridi
    Dağıtırken sükutu bihude,
    Düşünürdüm ki, hangi gün, ne zaman,
    Ne zaman
    Girecektin o kalb-i mes'ude?

    Etmeden zehr-bad-ı fasl-ı elem
    Reng-i eşcar ü abı fersude,
    Dolacak mıydı seslerin, bilmem
    O tehi saye zar-ı mesdude?

    Sanki hicrana bir teselliydi
    Şeceristan-ı kalb içinde revan
    Olan hafi suların musiki-i nevmidi.

    GELDiN

    Bir gün
    Akşamın ölgün
    Duran o namütenahi ziya denizlerine
    Gark olan eşcar,
    Gark olan ovalar
    Oluyorken sükut ü hüzne makar
    Geldin alam-ı kalbi teskine

    Ey şebabın hayal-ı cavidi,
    O melul akşamın havası kadar
    Gelişin bir sükun-ı saridi...

    BiRLiKTE

    Bütün bizimçündür
    Nukuş-ı encüm-i vahdetle işlenen bir tül
    Gibi üstünde titreyen bu sema;
    Gecenin dallarında şimdi açan
    Bu kamer,
    Bu altın gül...

    Bütün bizimçündür
    Ne varsa aşk ile bidar-ı ra'şe, ya naim,
    Ne varsa aid olan leyl-i hande-me'nusa,
    Sana aid lebimdeki buse,
    Lebinin surh-ı bizevali benim.

    Ahmet Haşim
    2 ...
  8. 5.
  9. hakikat-i sevda

    Bir şüphe-i hissiyye ile dalgalanır dil;
    Bir heykel-i gül-rû dikilir kalb üzerinde;
    insan bütün ahzân ü meserrâta muâdil
    Bir tatlı dönüş hisseder âvâre serinde

    Her cevf-i hayâtî, sevilen şeyden ibaret
    Bir lem'a-i nev, şa'şaasıyla eder ihfâ;
    Bir berk arkasından ederek ömrü temâşâ
    Bin müddet için göz kamaşır... işte muhabbet!

    Pek boştur o his, lakin o boşlukla dolar dil;
    Âfâk-ı hayatiyyedeki cevfi o örter;
    Herkes hep o boşlukta arar bir tutacak yer
    Pîrâmen-i ömründeki girdâbâ mukâbil

    Sevdâya mukabil duyulur rûhta her gâh
    Bir def-i pey-â-pey ile bir cezb-i pey-â-pey;
    Bir istiyor insan onu, bir istemiyor, âh
    Sevmek bile doğmak gibi, ölmek gibi bir şey!

    cenap şahabettin.
    2 ...
  10. 4.
  11. elhan-ı şita

    Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş,
    Eşini gaib eyleyen bir kuş
    gibi kar
    Geçen eyyâm-ı nev-bahârı arar.

    Ey kulûbun sürûd-ı şeydâsı,
    Ey kebûterlerin neşîdeleri,
    O bahârın bu işte ferdâsı:
    Kapladı bir derin sükûta yeri
    karlar
    Ki hamûşâne dem-be-dem ağlar.

    Ey uçarken düşüp ölen kelebek,
    Bir beyaz rîşe-i cenâh-ı melek
    gibi kar
    Seni solgun hadîkalarda arar.

    Sen açarken çiçekler üstünde
    Ufacık bir çiçekli yelpâze
    Na'şın üstünde şimdi ey mürde
    Başladı parça parça pervâze
    karlar
    Ki semâdan düşer düşer ağlar.

    Uçtunuz, gittiniz siz ey kuşlar;
    Küçücük, ser-sefîd baykuşlar
    gibi kar
    Sizi dallarda lânelerde arar.

    Gittiniz, gittiniz ey mürgan,
    Şimdi boş kaldı ser-te-ser yuvalar,
    Yuvalarda -yetîm-i bî-efgan:-
    Son kalan mâi tüyler kovalar
    karlar
    Ki havâda uçar uçar ağlar.

    cenap şahabettin.
    2 ...
  12. 3.
  13. senin için

    Sesin işler gibi bir şuh kanat gamlarıma
    Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş,
    Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş;
    Sarışınlık getirir gözlerin akşamlarıma.

    Doğuyor ömrüme bir yirmi sekiz yaş güneşi
    Bir kuş okşar gibi sen saçlarımı okşarken.
    Koklarım ellerini gülleri koklar gibi ben;
    Avucundan alırım kış günü bir yaz ateşi.

    Gönlüme avdet eder her unutulmuş nisan
    Ne zaman gençliğini yolda hıraman görsem.
    Eskiden pembe dudaklarda dağılmış busem
    Toplanır leblerime, bir gece dalgın dursan.

    Seni zambak gibi gördükçe açık pencerede
    Gül açar bahtımın evvelki hazanlık korusu
    Genç eder ufkumu hülyalarımın genç kokusu;
    Sorarım ak saçımın örttüğü yıllar nerde?

    Cebhemi varsın o solgun seneler soldursun
    Yeni yıldız gibi doğdukça güzel her akşam,
    Gençliğin böyle benimken kocaman, hiç kocamam
    Ruhum, ölsem bile ben, sen yaşayan ruhumsun..
    cenap şahabettin.
    2 ...
  14. 2.
  15. ey istanbul un fatihi
    bitiremedim şu kör talihi
    sen ey fatih, ilahi
    evlendir ece ile salihi.

    ey büyük insan atamız
    sözlükte budur bizim cefamız
    geldi geleli ne keyif kaldı ne tadımız
    al götür şunu düzelsin bahtımız

    mashadov um sen neylersin
    fatih atana dert söylersin
    ece kız sözlüğü kahretsin
    sen yine de sözlüğü seversin.
    6 ...
  16. 1.
  17. fatih sultan mehmet'e yazılabilecek şiirlerdir.

    şiir yazmaya korkuyorum,
    seni anlatabilecek kelimlerim yok,
    ve korkuyorum, ağlıyorum
    çünkü seni anlatamıyorum..
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük