her hafta sonu nişantaşı city in yemek içki bölümünde karşılaştığım gazeteci. elinde sürekli şarap bardağıyla ortalarda arkadaşlarıyla sohbet eder. ama başbakanının karşısında o bardak niyeyse götüne girdi birden, hoş götüne giren tek şey bardak değil ama mevzu sapmasın.
bugun fatih altaylı'ya cesur diyen genç arkadaşlar , onun 10 sene önce başbakan erdoğana ettiği küfürleri bilmezler. Hatta 2007 yılında sevilay yüksel'le
yaptığı programda Apdullah gül ve erdoğan'a atıp tutuyorlardı. Bugün tükürdüklerinin hepsini yaladı. Fatih altaylı ve onun gibilerin önceliği kişisel menfattir.
Yarin Erdoğan düşşün onuda anında satarlar ..
son yazısında haklıdır. taksim bilmem nesi bülent arınç'a talep listesi veriyor başlarda mantıklı
gezi parkı olduğu gibi kalsın kışla yapılmasın barışçı bir eyleme saldırı emri veren yetkilerle ilgili gereği yapılsın tamam normal istekler. ardından 3. köprü yapılmasın, 3. havalimanı yapılmasın kanal istanbul yapılmasın (ki 3 de yapılmasın lakin bunlar bu protestonuzun amacı değil)
şanssızlığı içinden çıktığı güruhun ön yargılı ve anlayışsız olması olan bu yüzden de ne isa'ya ne musa'ya yaranamayan gazeteci. objektif olmak istemektedir bu yüzden de kemalist güruhla sıkıntılıdır.
vay, vay neler dönmüş burada fatihciğim? ben rte'nin yerinde olsam, ilk olarak bunu okurum sonra çıktığım teke tek programını banttan izlerim, sonra sabaha kadar gülerim.