Huzurluyum.
Kimse ile özel hayatımı, siyasi görüşlerimi ve günlük işlerimi paylaşmıyorum.
Böyle bir ihtiyaç hissetmiyorum.
Aynı şekilde hayatımdaki insanların hayatlarına dair bir şeyler takip etmek gibi bir merakım da yok. Beni ilgilendirecek bir durum söz konusu olduğunda bir şekilde ulaşıyorlar zaten.
uludağ sözlük ve niloya youtube kanalı haricinde internetle pek alakam olmadığı için bizzat benim o insan. bir de netten film izliyorum. başka bişey yapmıyorum.
üçünü de kullanan ama arada bir alayından sıkılan bir insan olarak bir web sitesi, blogu falan olmadığını düşündüğüm insandır. geliştirmek istediğin bir web sayfan varsa kullanmak gerekiyor çünkü ve aslında gayet de güzel bir imkan oluyor. kendi hesabıma kullansam günlerce yüzlerine bakmayabilirmişim gibi geliyor. en azından şimdi ayırdığımdan daha az zaman ayırırdım.
Feysbuk son 8 yıldır kullanmıyorum. Twitter ve instagram hesabım ise hiç olmadı. Çünkü merak ettiğimi açıp soruyorum, uzaktan izlemiyorum. Ha mesele stalksa, merak etmiyorum.
Sosyalliği instagram ve facebookla tanımlamak da ayrı bir mallık doğrusu.
Hayatta yaptığı her şeyi beğeni beklentisi ile paylaşan yurdum insanına bir baksanız, paylaşımlarının selfiden ibaret olduğunu görürsünüz. Hayatta boş yere megabayt kaplar.
insanların aslında olmak istedikleri insana büründükleri yerlerdir.istisnalar tabi vardır.Ya olayları ve bu sosyal mecralardaki tipleri biliyorsunuz, cahil yuvası yalan yanlış bilgiler ve gözümüze kadar soktukları silikonlar. Hepsi bir nevi serap gibi gördüklerimizin,hep bir yansıma gerçek ise koca bir hiç hepsi yalan. Bende kapatıyorum hepsini çok yordu, kapatmadan kaçış yok.
kendimizi kandırmıyor oluşumuz güzel bir şey. uzaktan gülücük atıp yüz yüze konuşurken karşımızdaki bir yabancıymış gibi davranmıyoruz. iki yüzlülüğümüz yok mesela.