yağmur yağacak, havalar soğuyacak, daha sıkı giyineceğiz diye heyecanlandığım fakat okulun başlayacağını ve yağmur yağınca elektiklerin zırt pırt gideceğini(yaşadığım ilçeden dolayı) hatırladığım zaman beni birazcık üzen ay.
Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı. Necip-suad-Süreyya aşk üçgeni içinde gelişen,hüzünle biten yasak aşkı anlatan,iç dünyayı ve durumu anlattığı için biraz sıkabilen,suad ın kadın,Süreyya nın erkek olduğu, Mehmet Rauf romanı.
hos geldin sonbahar, hos geldin eylul... toprak ve yagmur kokusunun harmanlanacagi serin bir aydir kendileri. okullarin baslangici tabiki. universiteye yeni baslayacak arkadaslar icin koca tertemiz bir deftere yazi yazacaklari gunler...
eylul hayallerimin gerceklesecegi mutlu vakitlerin gelecegine inandigim ay. bu sefer guldursen olmaz mi?
yeni yasima bir ay kala. vesselam...
en üzücü ay. hayatın gerçeklerinin yüze vurması gibi. sevinçten sonra hüzün gibi, güldükten sonra ağlamak gibi, bursu ilk günden yemek gibi. yaz biter, poyraz çarpar yüzüne.
Bol bol çiseleyen yağmurlar,
Yaprakları sürükleyen rüzgarlar,
Şemsiyenin özgürlük için çırpınışı,
Bere altında takılmış kulaklık ve fonda en sevdiğin müzik,
Uzun bir yol, kaldırımları ve kulaklığın tekini paylastigin bir insan...