bugün

çocukluğa ait bir resmin, göze çarpan kısımlarından biridir. misafirliğe gelen ve çok konuşan kilolu teyzenin, yine kendisi gibi şişman ve gereksiz konuşan çocuğu, küçüklüğüme ait bir korku olarak kalmış bende. ne zaman ki hoş geldiniz faslı biter ve biz oynamak için odamıza gönderiliz; işte o zaman benim için işkence başlar.

eve girdiği anda melek gibi görünen, ilk 5 dakika ''hi hihhi'' den başka ses çıkarmayan bu çocuk, odada yalnız kalınca bir canavara dönüşür deyim yerindeyse ağzınıza sıçar. hayvansı koşuşturmacalar, abartılı kahkahalar, sormadan açılan dolaplar, hor kullanılan oyuncaklar vs..

bir çocuğun meleklikten şeytanlığa geçiş aşamasına gözlerinizle şahit olmanız hiç de hoş bir durum değildir.

odaya anne gelince de bir anda durulurdu bu gavat.
tüm kurabiyeleri börekleri yer...
bilgisayara göz diker ve salya sümük ağlayarak * o bilgisayarı ele geçirir velet.
anne tarafından ''bak teyzenin çocuğuna hiç yemek ayırıyor mu ama ben sana ne yedireceğimi şaşırdım.'' tarzı yakarışlara maruz bıraktıran gerizekalı.
şimdiden yargılanmaması gereken çocuktur. ileride afet bir şey olabilir.
muhtemelen ortamdaki bütün lezzetli şeyleri mideye indirmeden durmayacak olan bir terminatördür.