geceleyin taksim'den arkadaşımla eve dönüyorduk. hafif alkollüydük ve arkadaşım o gece bizde kalacaktı. eve geldik direkt yattık ve bilirsiniz işte, fix yatak muhabbetleri başladı gecenin köründe.. konu nereden nereye geldiyse cinlerden ve şahit olduğumuz ürpertici olaylardan bahsetmeye başladık. ben bir tane anlatıyorum ardından arkadaşım bir tane patlatıyor. ama nasıl göreceksiniz, hem tırsıyoruz hem de soluksuz anlatıyoruz. sonrasında malum uyuya kalmışız yattığımız yerlerde.
o sabah arkadaşım evine kaçtı, benimde dışarıda işlerim vardı hazırlanıp çıkacaktım. çıkmadan camları kontrol etme adetim vardır açıksa kapatır çıkarım. her neyse, salona girdim cam kapalı ama perde deli oynuyor! hızlıca arkamı döndüm, mutfağa gittim ve acaba cam mı açıktı diye tereddütte kaldım. tırsarak yine salona gittim baktım bir şey yok. cam kapalı, perdeler normal. hiç bir şey yokmuş gibi döndüm arkamı. aptal aptal düşünerek tam çıkmaya hazırlanırken pat diye ses duydum. yok yok, kesin üst kattan gelmiştir diyerek kendimi teselli ettim, kapıyı açtım tam çıkacaktım ama içime kurt düştü. illa salondaki perdeye tekrardan bakacağım, oynamadığını göreceğim ve gönül rahatlığı ile evden çıkacağım işte. inadımı sikeyim, döndüm salona kapının kenarından bir baktım perde yine oynuyor ama hızlıca oynuyor. hay sikeyim böyle işi deyip koştura koştura dışarıya çıktım kapıyı da üstüme kapattım o korkuyla.
aksilik ya, anahtarı da kapıda unuttum, dışarıda kaldım. o akşam eve gitmeyip, arkadaşımda kaldım göt korkusundan. ertesi gün gittim çilingirci ile kapıyı açtırdım eve girdim. ilk işim salona bakmaktı. gittim baktım bir şey yok. yıllar geçti bu olayın üstünden ve hala o yaşanan olayın ne olduğuna dair hiçbir fikrimde yok.
çocukluğumda çılgın ötesi bir olay yaşamıştım ve uzun süre zihnimin bir köşesinde durup rahatsız etmişti. olayı anlatmaya niyetlenmişken şimdi bi tırsma geldi töbe töbe. neyse gündüz olsun öyle anlatayım.
seneler önce abim bir arkadaşı ve kuzenim cafede oturuyoruz sohbet muhabbet falan. bu abimin arkadaşı komando mu neymiş izne gelmiş galiba. bi süredir karabasan falan görüyormuş daha öncesinde bi tane hoca ayarlamışlar okuyup üflemesi için. her neyse arabaya bindik kurtköye geldik ormanlık bir alanda bi tane villa haliyle şaşırdım hocanın ne işi var böyle bir villada.
Dış kapıdan içeriye girdik evin kapısında bi tane kısa boylu beyaz başörtülü bi kadın dikilmiş bizi bekliyor. bende o an bi tedirginlik başladı zaten. kadının yanına yaklaştıkça kıllanmaya başladım kadın öyle bir değişik şekilde başörtüsü bağlamış ki tarif edemiyorum amk.
Kadın eline yeşil kurana benzeyen bi kitap aldı ama kuranmıydı hala emin değilim. yaklaş dedi bu adama adam yaklaştı. Kadın aynen şunları söyledi "az sonra okumaya başlıycam eğer bir şey olursa şurda en alt çekmecede bir makas var o makası alın herhangi bir yerime saplayın" kadın bunları söyledikten sonra hepimiz altımıza sıçma derecesine geldik ben hemen kapıya gittim kapı kolunu tutuyorum bir şey olursa hemen kaçalım diye. bu arada kadın kitabı açtı okumaya başladı 15 saniye ya geçti ya geçmedi kadının elindeki kitap kendiliğinden kapandı yere düştü. kadın sadece şunu söyledi "geldiler yukarıdalar" yukarı kata bakıyorum tavana bakıyorum kimse yok amk. tabi bunlar olurken herkes hatim indirdi korkudan. kadının başörtüsü gözlerinin önüne indi gözlerini kapattı kadının. kadının çenesi bir sağa gidiyor bir sola gidiyor normal şartlarda bi insanın çenesini o şekle sokması imkansız. abim hemen çekmeceye gitti makası almaya makas yok çekmecede. ben kapıyı açmaya çalışıyorum kapı açılmıyor gözlerimden yaşlar geliyor. abimin arkadaşı belinden silahını çıkardı bahçeye bakan büyük camı kırdı hepimiz canhavliyle arabaya koşuyoruz. arabaya bindik tabi biraz rahatladık araba en az 90 kilometre hıza ulaştı kadın pencerenin yanında arabayla aynı hızda koşuyor. en son koşmayı bıraktı arabanın arkasından taş falan atıyor.
işte böyle insanın psikolojisini bozan cinsten bir olaydı. 2 hafta kadar korkudan annemle uyudum. Aradan çok yıllar geçmesine rağmen hatırladığımda hala tedirgin olurum.
Her gece sabaha karşı saat 5 6 olunca kuş sesleri duyuyorum. Bende huzur buluyorum kuş sesleri falan ama artık anormal olmaya başladı. Birgün araştırayım dedim ne oluyor diye meğerse annem namaz için alarm kurmuş.
koyduğum hiçbir eşyamı aynı yerinde bulamıyordum. sürekli yerleri değişiyordu. dışarı çıkıcam; akşam ayırdığım kıyafetimi sabah bulamıyordum hayat çekilmez bir hal almıştı- ki bir sabah kapı aralığından o'nu gördüm. (bkz: anne)
Bu gece yattigimda cam acikti. Kapiyi da aralik birakmisim. Guya hastayim ya. Kusarsam falan banyoya yetisicem. Abartmiyorum bir sure sonra biri geldi kapiyi kapatti. Yataklara baktim herkes yatagindaydi. Sonra baktim mutfak kapisi da kapali... Amma herkes yataginda. Ya acaba evdekilerden biri miydi? (bkz: noluyo lan bu evde) (bkz: tey allaam)
Bi gun bi kalktim normal bi gun la in cin bile girmez bizim eve hirsiz girse acir para birakir.evet eve onem gostermiyorum. Gece yatmadan yatmaya geliyoruz ev arkadasimla bi laptoplarim var bi de motosiklet malzemelerim bu
Gerisi cok da calinacak seyler degil bazayi gotune sokmicak buz dolabiyla fantezi yapmayacaksa. Sakinmadigimiz icin copte batmiyor. Bir sey olursa Allah korur zaten korkmuyoruz. Lan 3 5 nobetinde issiz yerde firtinada tek kaldim gram korkmadim cinden periden mi korkacaz. Esas korku istanbulda trafik valla bak.
not: trollük, atmasyon veya hayali bir hikaye değildir. tamamen gerçektir.
yatak odası ve salonun arasındaki duvarın salon kısmının tam ortasında ilk önce hafif bir delik belirdi.
daha sonra o deliğin etrafı hafif nemlendi.
şu an 20 cm çapında nemlilik genişledi.
geçen ay orayı boyadım ancak sonraki gece yeniden belirdi.
gece olduğu zaman kedim ve yavrusu duvarın tam önüne geçip oradaki nemliliğe dakikalarca bakıyor.
bu beni fena halde korkutmaya başladı artık.
dün gece kalktım ışığı yaktığımda anne ve yavrusu yine duvara bakıyordu.
karanlıkta neden oraya baktıklarını anlamıyorum.
ev sahibine sordum oradan herhangi bir tesisat geçmediğini söyledi, duvarın hemen arkası ise yatak odasına bakıyor.
salondan bakıyorum nem gittikçe büyüyor, yatak odası tarafında hiçbir nemlilik yok.
dün akşam sözlük yazarlarının itirafları başlığına da yazdım.
kedilerimin duvara baktığını.
anne ve yavrusu oturup duvara baktığı sırada yavruyu yanıma aldım. ancak hiç durmuyor çok huzursuz bırak beni diyor.
bırakır bırakmaz koşup annesinin hemen yanına duruyor ve duvara bakmaya devam ediyor.
en sonunda onları başka odaya kapattım.
sabah kalktığımda kedilerin bulunduğu odanın kapısını açtım ikisi de koşarak salona gitti.
peşlerinden koştum ve ikisi de duvara baktı.
duvarda hiçbir ıslaklık yoktu.
daha sonra koşarak koltuğun arkasına geçtiler, daha sonra öteki koltuğun arkasına, daha sonra masanın altına.
sanki bir şey arıyorlardı.
o an koşarak evden çıktım.
şu an iş yerindeyim ve akşam eve nasıl gideceğimi düşünüyorum.
birkaç arkadaşımı aradım onları evime davet ettim.
bu kediler beni öldürecek.
benim görmediğim bir şey görüyorlar o evde.
daha önce bu kadar sık sık bir yerlere bakmayan angut bir kedim vardı. sessiz sakin ve uysal bir kediydi.
ancak uzun zamandır çok huzursuz.
genelde gece yanıma giren kedi, uzun zamandır ayakucuma yatıyor ve ara ara benim de duyduğum sesler duyup aniden yerinden fırlayıp gidiyor.
yavrusu ise ara ara geceleri pusetin içine giriyor ve yerinden çıkartamıyorum.
evde tek olduğum bir gün tam ışıkları söndürmüş, yatağıma yatmış, uyumak üzereyken kendiliğinden televizyonun açılması. hani oda sorun değilde televizyon açılınca ne yaparsan yap, otomatik kanala bağlanıyor. o ansa öyle karıncalı bir ekran vardı. yusuf yusuf ettirmişti, ne yalan söyleyeyim.