canım şehrim. üniversite sebebiyle 6 yıl yaşadığım. ve artık korona ayağına istanbula döneli nerdeyse 1 yıl olacak olan ve zaten bu dönemde mezunu olacağım şehir. canım şehrim. her halini biliyorum. soğuk, sıcak, karlı, yağmurlu, rüzgarlı, gergin, neşeli... her halini biliyorum ve her halinin bir ruhu var. 6 yıl yaşadım ama bir 6 yıl daha yaşarım iki kere düşünmem bile. ne güzel günler yaşadım, ne güzel anılar biriktirdim. beni ben yapan şehir eskişehir. artık seninle maceramızın bitmiş olmasını kabul etmek zor ama kabul etmemek de salaklık tabi.. artık fethedilecek bir istanbul var ve bununla ilgileniyorum.
ama seni çok özlüyorum canım şehrim. her fırsatta kaçacağım. 2 ay oldu gitmeyeli. ama pandemi harbi büyük bitirdi eskişehiri ya.
çok fazla evde yaşadım bu güzel memlekette. sırasıyla: şirintepe mahallesi, eskibağlar mahallesi, hoşnudiye mahallesi (barlar sokagında), yine hoşnudiye mahallesi (odeabankın sokagı sanırım odea kapandı emin degilim), yeni bağlar mahallesi, güllük mahallesi ve tekrar yenibağlar mahallesi. çoğu mahallesini tattım. hepsi ayrı güzel.
youtubea eskişehir yazıp yazıp izlemekten yoruldum. bir iş bulup orda yaşayabilsem mutlu olurdum aslında.. kim bilir
öğrencilik için ülkemizdeki en güzel şehirdir. şehir içi ulaşım kolay, sosyal-kültürel açıdan çok gelişmiştir. ayrıca ankara, istanbul kadar pahalı değildir.
iç anadolu bölgesinin paris niteliğindeki öğrenci şehri. anadolu ve osmangazi üniversitesi sayesinde merkezi her daim genç nüfus ile dolup taşmaktadır. porsuk civarındaki kafe ve restaurantlar, barlar sokağında bulunan barlar ile renkli ve hareketli bir eğlence hayatına sahiptir. eskişehirspor da şehrin köklü ama eski günlerini arayan takımıdır.
Hasretle görmeyi umduğum güzel şehir... sizlerle bi anımı paylaşmak istiyorum... bir keresinde bir aile dostunun düğünü için Eskişehir'e gitmiştik akşama kadar gezdik tozduk... en son düğüne geldik... Çifteler adında sakin bir ilçeydi burası... salıncaktan birine oturup yine her zaman ki gibi gerçek aşkı beklemeye başlamıştım... Sonra benden birkaç yaş büyük iki çocuk geldi yanıma oturdu... sevgililermiş galiba... oturdular ve sohbet etmeye başladılar birbirlerine karşı gerçekten çok samimiydiler... sohbetlerine dahil olmayı çok istedim ama yine yapamadım... Sonra konuşmak için seçenek bulamazken bir anda burnuma bir damla yağmur düştü... bende tükürdü heralde diyip "tükürme yüzüme" dedim... Sonra yağmur olduğunu anlasam dahi pişman değilim zira hayatımda ilk defa aşkla alakalı bir sohbetin bizzat dibindeydim... O günden sonra gerçek aşka olan inancım arttı hala gerçek aşkı arıyorum...
şehrin içindekş stadyumu alıp, anasının amına taşınan şehir. eski yeri neydi öyle? bu arada yeni stadta maç seyretmiş biri olarak; tiplerini gondikleyim onların. taraftarı her zaman iyi. çok yendiker geçen senelerde bizi. neyse bu sene de biz yendik, oh olsun. evet.