bu haftaki yazısı "sen çok değiştin" son derece samimi bir yazı, kes çerçeve yap as, o derece yani. hepimizin kaygılarını son derece güzel bir şekilde dile getirmiş tebrik edilesi kişi.
sandık içi 1 ve 2 kitaplarını aldığım ve çok beğendiğim çizerdir. her hafta anlatacak başından geçen bir şeyler bulması muhteşem. en komik olmasa da en takdir ettiğim, en beğendiğim çizer. yaptıkları takdire şayandır.
artık zoraki çiziyormuş gibi hissettiren çizer. sıkıldıysan bırak git, ara ver yapmadığın şey değil. büyük ihtimalle gene manitadan ayrıldı psikotik özellikli depresif bir atak geçiriyor. git, dolan bir hava al gel yoksa depresyonun küntleşecek, bir daha da çıkamayacaksın, kamil.
sandık içi alınıp mutlaka okunmalıdır. kişiliği, yaşadıkları, çizimi her şeyiyle kendine hayran olunasıdır. uykusuz okumanın en baştaki sebeplerinden biri ve çizdiği bir olayda beni gördüğünüz de çekinmeden gelin sohbet edelim, buna çok sevinirim mesajları veren süper çizer.
en çok değer verdiğim çizerlerden biri. hatta geçen uykusuzun ikinci sayfası-gündemle ilgili olanlar- için bir karikatür çizmiş. o kadar beğendim ki, herkese gösterip beğendiğimi söylüyorum, çerçevelettirmeyi bile düşünüyorum. bir arkadaşım okumak için dergiyi istedi; geri aldığımda karikatürün üstüne bıyık çizmiş, kaşlarını birleştirmiş falan. nasıl sinirlendim anlatamam. resmen 20 dakika falan kendi kendime söylendim durdum. halbuki git bir dergi daha al değil mi? yok!
(bkz: çok sinirlendim be sözlük!)
"ehehehe ersin abi çok güzel karikatür çiziyorsun" tepkilerine karşı daha fazla dayanamayıp köşesinde aslında çizgi roman çizdiğini belirten çizerdir. tabii bunu baya uzun zamanlar önce belirtmiştir lakin hala "çok güzel karikatür çiziyor ehehehe" tepkileri devam etmektedir.
artık bazı haftalarda sanki çizmek zorunda olduğu için çiziyormuş gibi bi havası var sanki veya artık sandık içi'nden sıkılmış da olabilir. yine de dergiyi alınca ilk okuduğum çizerlerden biridir kendisi.
3 ekim 2007 günü çıkmış olan uykusuz dergisinde (1.cilt'te bulabilrsiniz) annesinin elinden tutmuş bir çocuk çizmiştir. çizdiği bu çocuk "bisküvi" kelimesini "pisküit" olarak telaffuz etmiştir. adam ta o günden devlet bahçeli'yi kafaya almayı başarmıştır. seviyoruz ersin seni.
uykusuz'DA, oto biyografik izleri yoğun, sıcak, hayatın içinden bir bölüm olan sandık içinin yazar ve çizeri. hem çizgileri ressam derecesinde iyi hem de espri kabileyeti oldukça yüksek olan bir sanatçıdır kendisi.
yere göğe sığdıramadığım karikatüristtir. Çizgileri müthiş. En ince ayrıntıları bile çiziyor. Köşesini okumaya doyamıyorsunuz. Ayrıca müthiş bir gözlem yeteneği olduğunu düşünüyorum. Uykusuzu sadece ersin karabulut ve yiğit özgür için alıyorum. umarım birgün tanışma fırsatı bulurum.
farklı bi tarzı olan bir arkadaştır fakat hayatından kesitler, anılar anlatmaktan ileri gidememektedir, biyografi yazsa daha başarılı olabileceğini düşündüğüm biridir.
Sonunda mezun olmuş kişilik..
Dergi alma sebeplerinden.. Ayrıca çok da sempatik..
Uzun zaman önce dergiyi okurken, 'bu adam gerçekten böyle mi ya?' diyerek araştırma yapmıştım.. insan kendisini bu kadar iyi çizebilir mi?!
Hatta insan bu kadar iyi çizebilir mi?! En ince ayrıntıları bile gözden kaçırmıyor..
Okurken hep bir tebessüm yüzde.. *
dergiye verdiği (bize uzun gelen)aradan sonra nihayet arz-ı endam eylemiş, bizleri mutlu etmiş, özlediğimiz bir dostumuza kavuşturmuş çizerdir. uykusuz almamın 3 sebebinden biridir ayrıca.
bu haftaki uykusuz da benimde çok güldüğüm kız tipini anlatmaya çalışan çizer. bir kızın erkeklik özelliği taşıyan küfürler ( burada yazmak istersem bende aynı aptal hemcinslerime dönücem diye yazmıyorum tabi) ettiğinde yaşanan ikilemle kızın dangalaklıkla mallık arasında gidip geldiği durum çok güldürdü beni.