Çoğu insanın "Enee bana benziyo lan bu" "Aa aynı ben ha" "Valla tanışsak deli kaynaşırız" dediği, çizgileri güzel olan çizer. Bildiğim kadarıyla Lombak ve Penguen'de çizdi şu anda Uykusuz'da çiziyor.
daha önceleri penguen'de çizen fakat sonradan uykusuz'a gecen *, harika çizimler yapan, bu çizimleri günlük yasamdaki veyahut yasantısındaki olaylardan cıkaran yaratıcı kişiliktir. komik bir anlatımı ve ilginç bakıs acısına da sahiptir.
http://i30.photobucket.co...elg555/KOOLPICS/gitme.jpg
bu karikatürün sahibidir. bununla ilgili bir köşe çizmişti, bu karikatürü foça'ya giden sevgilisine yapmış, sonra bir gün internet cafe'de bir bilgisayara kaydedip orda unutunca bu karikatür yayılmış internette herkes sahiplenmiş, "ben çizdim ben çizdim" diye falan.
sandık içi'nde kendini karşı cinse tanıtma havasıyla yazan ve çizen karikatürist. sırf denemek için facebook ta 1 kız 1 erkek olmak üzere 2* fake hesap aldım ve ekledim bu adamı. kız olan anında kabul edildi erkek olan bekliyo şu anda.
"insan ruhunun derinliklerine" indiğini sanan, aslında alakası olmayan, "manita yapmaya" pek meraklı yeni nesil türk mizahının önemli isimlerinden biri.
bu "önemli isimler"in yaptıkları şey alabildiğine "alelade" bir şekilde her insanın günlük yaşantısını, herkesin başına gelebilecek oldukça "normal" olayları yazıp çizmekten öteye gitmeyen "günlük hayat" fotoğraflamasıdır.
her okuyanın karikatürlerinde-yazılarında "kendinden birşeyler" bulmasının nedeni budur..
fotoğraf makineleri ise oldukça geniş bir kesişim kümesine yönelmiştir: yaşadıkları günlük olaylara.
bu nedenlerle yazdıklarıyla insan ruhunu fotoğraflayan sanatçılarla sadece günlük hayatı yazan fotoğrafçıları birbirinden ayırmak; herkese hakettiği değeri vermek açısından elzem görünmektedir.
özellikle efektlerine ya da durumlara bulduğu ifadelere ziyadesiyle hasta olunan çizer; "üzülsle", "kıyaksle" misal. bir de filleri "sıçızlamak", "takızlamak" babında uzatarak trakyalılaştırması da * ayrı bir gülümseme sebebi.
gecen hafta,kösesinde sık sık rastladıgımız uzun düz saçlı kızla istiklalde elele***** gezerken gördüğüm çizer.cok seviyor olsa gerek yolun ortasında durmuş sarılıyordu kıza.o diil de kız süperdi lan kestim bi süre uzaktan.***
klasik bir tipi olduğundan(kıvırcık saç, göbek, orta boy) sıkça başka insanlarla karıştırılan çizer. misal, ersin sanırsın, yetişmek için arkasından yahut hizasından koşturursun, yetiştiğinde ve yüzyüze durduğunda hayatında hiç görmediğin fakat ona deli gibi benzeyen başka bir adamla gözgöze kalakalırsın. "ben bi çıkıp ersin'i göreyim" niyeti kafi, demek istediğim.
penguen dergisinden ayrılıp uykusuz u kuran ekip başlarından olan ersin karabulut uykusuz dersinde de sandık içi'ni çizmeye devam etmektedir.insanlara "aaa aynısı benim de başıma geldi, aynı benim gibi..." tarzı cümleleri sık sık kurdurmayı başaran bir çizerdir.uykusuz alındığında okunmak için acele edilen bir mizah anlayışı vardır.
bir hafta rezilliklerini anlattıysa diğer hafta pişman olduğundan olsa gerek ortamlarda ne kadar 'halk dışı', 'cool çocuk' göründüğünü, bir diğer hafta ise genelleyerek 'aslında hepimiz kendimizi olduğumuzdan üstün göstermeye çalışıyoruz' şeklindeki konu bağlamalarıyla okuduğumuz yazar/çizer. yıllardır okuyorum ezik mi cool mu yoksa ukala mı olduğuna karar veremedim.
(bkz: umut sarıkaya rules)
bu haftaki sandık içi'nde anlaşılamayan derecede melankolik bir yazı yazan çizer.. anlamadım kendine mi kızdı, hayata mı kızdı? neye kızdıysan salla be ersinim, takıl umut'un yazılarına..
sinematografik çizimi ve anlatımıyla tanınan,nedense insanda "aa aynı ben" hissi uyandıran herkes gibi olup sıradanlığını anlatmadaki yeteneği sayesinde şaşırtıcı bir kitleye sahip olmuş muthiş çizer.
tüyap kitap fuarında karşılaşmak için bir buçuk saat beklediğim bütün günümün güzel geçmesini sağlayan dışıyla değil yeteneğiyle kalbimde yer etmiş insan. fuardan sonra karar verip çizimlerimi uykusuz dergisine göndereceğimi herkese anlatmamı sağlayan nadide kişilik.
çizimlerini çok çok ince uçlu bir kalemle ancak bir karikatüriste göre fazlasıyla ayrıntılı ve güzel çizen,taksim nevizadede biranızı içerken her an önünüzden geçebilecek, çizimlerinde olduğu gibi üzerinde her zaman çizgili bi kazak veyahut sweet giyen(en azından ben ne zaman görsem çizgili kardeşim) ekstra kıvırcık uykusuzun sandık içi bölümünün çizeri..
yapıyor be abi.. her hafta sil baştan ispat ediyor kendini.. hem süper yazıyor hem süper çiziyor belki çok iddialı olucak ama bence türkiyede -bütün mizah dergilerini takip ediyorum- en güzelköşeyi çizen kişi.. olmasaydı gerçekten uykusuz bu kadar güzel, çarşamba günleri bu kadar tatlı olmazdı..
söyleşilerin sonunda kızlar etrafını sarar zat-ı muhteremin. keza adam kendini sandıkiçinde olduğundan daha çirkin çizdikçe kızlar delirir. heyecandan yanakları kızarır, elleri titrediğinden imzalamakta zorlanır uzatılan kitapları, kalemi yere düşürür. sesi titrer çok randımanlı konuşamaz teketekte. ama iyi çizer, düzgün, sade, eğlenceli bir adam. severim.
kendi ezikliklerini anlatıp, popüler olmaya çalışan adam. ülkemizdeki mizah çizimleri yerlerde olduğundan, az taramalı, gölgesiz, ilkokul seviyesinde olduğundan, ersin en güzel çizen mizahçılarımızdan biridir. ancak yıllardır çizdiği 'içimizden biri, ezik liseli' portresinden vazgeçmesi lazım.