üyelerinden çoğunun bilgi, duygu, zeka ve insanlık bakımından kendini kadınlardan üstün gördüğü grup. Nasıl bir sosyal altyapıyla büyümüşlerse artık, bir kadına kötülük yapıldığında ya benim hayatımdaki kadınlara yapılsaydı şeklinde düşünmeden içleri sızlamıyor, ya bana yapılsaydı demiyorlar. Kendi ilgi alanları olan bazı konularda * kadınların bilgi sahibi olmamasını aşağılayabiliyorken, benzer bir durumda yani kendilerinin kadınların ilgi alanı olan bir konu hakkında daha az bilgiye sahip olduğu ortaya çıktığında, biraz önce kadının ofsaytı anlamadığı için mal olduğunu söylediği halde kendisi için ehe mehe bunlar beni ilgilendirmiyor niye bileyim ki şeklinde pişkinlik yapabiliyorlar. bu durumu farkeden bazıları ise adeta ruhlarına işlemiş kadının efendisi, sahibi konumundan iğrendikleri için bunu sözlüklerde orada burada dile getirip, hemcinsleri tarafından dışlanıyorlar.
ilginç yaratıklardır evlenirken kız olan kız isterler lakin elalemin karısına, kızana, kardeşine her türlü elle gözle buna benzer şekillerde taciz, tecavüzde bulunmaktan çekinmezler. evdeki karılarını kapatırlar dışarda başkalarının karılarına salyaları akar. dışarda centilmen evde ayıdırlar. namus bekçisi gibi görünürler namussuzluklarını ishal gibi agızlarından fırlar. lakin her şey bir yana adam gibi adam olanlarıda vardır uğruna canınızı hiç çekinmeden vereceğiniz sevdiğiniz her şeyiniz olanlar.
çok acayip canlılardır. o kadar ki ,bir erkek olarak, bu yaşıma geldim hala çözemedim bazılarını. sözlükte sevgilisi olduğunu bildiği bir bayan yazara asılabilirler. kuzeninin baldızına kendisinden* 10 yaş büyük olduğu ve sevgilisi olduğunu bildiği halde evlenme teklif edebilirler hatta "sevgilinin daha okulu ve askerliği var ben bu yaz evlenmeyi düşünüyorum, gel benimle evlen" diyebilirler. tabii ki hepsi bu davranışları sergilemez ben birkaç örnek vereyim dedim. yukarda verilen örnektekileri anlayabilen olursa mesaj atsın.
garip canlı türleridir. biri birini tutmuyor, bi söyledikleri diğerlerine uymuyor. bazısı vardır akşam olunca dışarı çıkan kızın namussuzluğundan dem vurur. bazısı bikinili resimden tahrik olur. bilmez ki bütün bu çelişkilerden sonra yine kendi türünü aşağıladığını. toplumsal değer yargılarımızdan bahseder, her sevgilisiyle ilişkiye girmek ister, sonra * eline erkek eli değmemiş kız arayışına girer. işine gelince muhafazakar oluverir, işine gelmediğinde tam tersi. şaşkınlık içindeyiz.
kadınlardan nefret ediyormuş izlenimi verip yanlarından da ayrılmayan cins çeşidi. hepsi yapmıyor bunu haklarını yememek lazım ama çoğunluğu maalesef öyle. hepsini tanımışlık anlamına gelmiyor bu sadece bir gözlem. ellerine geçen her fırsatta bayanlar şöyle bayanlar böyle cık cık cık. "madem bu kadar nefret ediyorsun bi git o zaman" denilesi laflardan insan alamıyor kendini bazen.
*8 hafta süren bas ağrıları baş ağrısı olamaz,bir doktora gidin.
*Alışveriş yapmak zevkli değildir ve asla da olmayacaktır.
*"Beni seviyor musun?" diye sormayın. Emin olun ki sevmesek yanınızda bir saniye bile durmayız...
*Bizden sizinle aynı üzüntüyü çekmemizi beklemeyin, o sizin kız arkadaşlarınızın işidir.
*Bir yere gittiğimizde, hangi kıyafeti giyerseniz giyin, size çok yakışıyor, yemin ederiz. O yüzden bir daha sormayın.
*Biz erkekler basitizdir. Mesela sizden ekmeği getirmenizi istiyorsak,aslında ekmeği getirmenizi istiyoruzdur. Bundan "ekmek Masada değil" diye bir iğneleme yaptığımız sonucunu çıkarmayın...
*Eğer 2 değişik şekilde anlayabileceğiniz birşey söylemişsek ve bunlardan biri kötü ve sizi üzecekse, kesinlikle öbür anlamında söylemişizdir, boşuna bizi sıkıntıya sokmayın...
*Eğer birşey istiyorsanız sormanız yeterli. Birşeyi açıklığa kavuşturalım. Biz erkekler öyle farklı anlamlar taşıyan dolaylı soruları anlamayız. Ne istiyorsanız doğrudan söyleyin...
*Eğer şişmanladığınızı düşünüyorsanız büyük ihtimalle şişmanlamışsınızdır zaten. Bize sormayın, cevap vermeyi reddediyoruzdur.
*En karmaşıik durumda bile bizim için temel kural şudur: "En kolayını seç". Bizden komplike şeyler beklemeyin.
*Erkekler en fazla 16 renk görürler. Mesela, şampanya bir renk değil, bir içkidir.
*Erkeklerin çoğunun en fazla 3 çift ayakkabısı vardır.
*Biz basitizdir. O yüzden 30 çift ayakkabınızdan hangisinin kıyafetinize
uyacağını sormayın, bilmiyoruzdur. Sormayınız.
*Cuma + Cumartesi + Pazar = Bol yemek ve mutfak gerçekliğinin icrasıdır...
Bizi anlamaya çalışın lütfen, fazla abartmayın ama...
*Evi temizleyip yorulduktan sonra, yüzünüze bakılmayacak haldeyseniz, yaptığınız temizliğin bizim için bir anlamı yoktur, takdir beklemeyin.Temiz bir evden önce güzel en azından bakımlı görünen bir kadınla bir evi paylaşmak daha anlamlıdır...
*Ev işlerinden sonra yattığınız yerde sızıp kalıyor ve her türlü kur çabasına yorgunum diyorsanız bu bizi bozar... Bir erkeğe temiz evden önce temiz bir eş ve hatta sadece bir eş lazımdır. Temizlik bir temizlikçi tarafindan da yapılabilir ama bazı şeyler temizlikçi ile yapılmaz...yapılmamalı da.
*Size "neyiniz var" diye sorduğumuzda, "hiç bir şeyim yok" derseniz size inanırız, bizim için olay bitmiştir. O yüzden bir şeyiniz varsa doğrudan söyleyin sonra bizi anlayışsız durumuna düşürmeyin...
*Yeteri kadar ayakkabınız ve elbiseniz varken bizi iflas ettirmek bir sevgi gösterisi değildir.
erkekler şanslıdır çünkü erkek oldukları için baştan şanslı doğarlar ve bu bütün hayatları boyunca böyle devam eder hayattaki en büyük sıkıntıları para olur o da bir şekilde halledilebilir bir sorundur. oysa kadınlar türlü sıkıntılarla başa çıkmak zorundadır. önce zaten kız olduğu için şanssız doğmuştur sürekli özgürlüğünü elde etmek için uğraşmak zorundadır, bütün hayatı bununla geçer, sonra anne olur annelik bu dünyadaki en büyük sorumluluktur oysa erkeklerde baba olmalarına rağmen bu sorumluluk onlara verilmemiştir onlar gelişigüzel bir ilgiyle devam ederler babalık hayatlarına bu arada kendi hayatlarını yaşamaya devam ederler. kadınlar hep şanssızdır çünkü erkeklerin bakış açısı bu yöndedir..
öncelikle belirtmek isterim ki, söylediklerimde istisnalar elbette vardır.
şimdiye kadar bahsedilmeyen bir özellik olarak, erkekler daha doğduğunda sırtında bir ton yük ile doğarlar. hayatında kazandıklarıyla bu yükü zamanla üzerinden atacaklardır. eğer hayatında kazanamıyorsa ya delirir ya da alkolik olur.
kadınlar da hayatını kazanmak için belli uğraşlar verir ancak erkek bu uğraşı vermek zorundadır. toplumun getirdiği bir zorunluluk mudur yoksa genetiğinden mi gelir bu bilemem ama bi siktir git demeden önce biraz düşünmek gerekir.
bir erkek ailesini geçindirmekle yükümlüdür. bu yük her bayan tahmin etmese de sürekli bir sorumluluktur. en gezip tozacağı zamanda bile aklının bir köşesinde sorumluluğu vardır. belki de bir yaştan sonra parayı bulan erkeklerin coşması bu yüzdendir. yani yıllardır sorumlulukları yüzünden hep bir sıkıntısı olan erkek ihtiyacı olan parayı bulunca böyle azıtabilmektedir.
kadınların da aynı sorumluluğu olduğunu düşünenlere selam ediyorum. biliyorum nice ailesini ayakta tutmaya çalışan kadınları. ne kadar kutsal olduğunu da biliyorum. yuvayı onların kurduğunu da. ama bu kurulan yuvanın geçinmesini sağlamak erkeğin görevidir(erkek geçindirir demiyorum, erkeğin görevidir diyorum). evini geçindirmeyen erkek kendinden şüphe etmeye başlar. o aralar bir psikoloji bozukluğu yaşar ki sormayın (istisnaları kaale almadığımızı hatırlatırım).
bundandır ki erkek karısının kendisinden daha çok kazancı olmasını istemez. söylemese de istemez.
nereden uydurulduysa ''erkekler ağlamaz'' diye bir söz de vardır. elbette erkek de ağlayacaktır ama en azından kadınların yaptığı gibi rahat rahat uluorta değil gizli gizli ağlayacaktır.
içe at at nereye kadardır? bir süre sonra geceleri uyuyamamak vardır bunun sonunda.
kadınlar ise (bundan tam olarak emin değilim. malüm; kadınları tam olarak tanıyamayız) erkeğin güçlü olmasını isterler. çok da mantıklı bir istemdir ki zaten erkeklerde yapısı gereği güçlü olmak için çabalar.
konunun özü erkeğin üstündeki külfeti bilerek ''topu parayla kişiliğini oluşturan bireyler'' demeden önce bir kez de hak vererek belki ufaktan bir empati yaptıktan sonra değerlendirmek gerekir.
belki de diyorum sanıldıkları kadar salak değildirler.