meğer içimizde derin devlette yer almış ne kadar çok kişi varmış diyorum zaman zaman. türk milletinin tipik özelliği değil midir zaten? anlasın/anlamasın, her konu üstüne uzmanmışçasına yorum yaparlar...
bir kısım diyor ki "örgüt var, siz bir boktan anlamıyorsunuz, bu silahlar ne o zaman?". eh güzel kardeşim sen bu operasyonda yer aldın mı ki? silahları yerin altına kimin yerleştirdiğini gördün mü? peki o silahların kimlere ait olduğunu falan nereden biliyorsun? devletin bu kadar üst düzey organlarıyla bağlantılı gerçekleşen bir operasyon* hakkında o silahları kendi elleriyle koymuşçasına emin bir şekilde yorum yapanlar yok mu işte. her duyduğuna inanan insan modeline de "koyun" denir, aynı "bazı"* partilerin seçmenlerine "koyun" dendiği gibi. internette iki linke tıklayıp, iki de haber bülteni izledi mi tamam bu tiplerin işi. artık her yerde ahkam kesebilirler.
sonuç: devletin üst noktalarında değilseniz ya da bir şekilde burada dönen dolapların sırlarını bilmiyorsanız yorum yapmayın gözünüzü seveyim. hiçbir şey klavye başından okuduğunuz gibi değil ve yorum yapanların da hiçbirisi bu konu hakkında bilgi sahibi değil ama işin uzmanıymışçasına "siz salaksınız, o aslında böyle" tadında yorumlamakta. bekleyeceğiz ve sonuçlarını göreceğiz bu operasyonun(!); çünkü birileri bize çok fena yalan söylüyor, işte onlar o zaman ortaya çıkacaktır.
Soruşturmayı başlatıp yürüten savcının değil de , hükumetin topa tutulduğu operasyon. Başörtüsünü sokakta bile yasaklayan da bu ülkenin yargısı , başörtüsünü üniversitelerde yasaklayan da bu ülkenin yargısı , hükumet partisi aleyhine kapatma davası açan da bu ülkenin yargısı. Tüm bunlar olurken hükumete hukuk yoluyla savaş açıldı demeyen zihniyet , nedense mevzu bahis ergenekon operasyonu olunca yargıyı siyasallaşmakla suçluyor anlamış değilim. Onu yapan da bu ülkenin bağımsız yargı kuruluşu , bunu yapan da. Kaldıki iddialar * çok ciddi ve üzerine gidilmesi gerek. Kaldıki her gözaltına alınan şahıs tutuklanmadı. Tutuklama kararlarını da soruşturmayı yürüten savcı değil hakimler veriyor. Bırakın yargı işini yapsın. Yargılama süreci devam eden bir dava hakkında , hiç bir siyasetçinin , hiç bir askerin , hiç bir emniyetçinin , eğer davada müdahil değilse hiç bir hukukçunun yorum yapmaya ve kendince yargılar çıkarmaya hakkı yoktur. Anayasal açıdan da yoktur. Aksi suç teşkil eder. Sadece ve sadece bizim gibi sıradan vatandaşlar ancak yorum yapabilir. Yapmalıdır da. Saygı çerçevesi içerisinde tartıştığımız sürece ancak birşeyler kazanabiliriz. Sonuçta bu topraklarda yaşayan insanlar olarak hepimiz bu ülkenin daha demokratik , daha müreffeh ve daha saygın olmasını isteyip o yönde çalışmıyormuyuz?
saçma salak temeli belli olmayan üç beş eski suçluyla suçlu olduğu ispatlanmadan terörist ilan edilen birbiriyle alakasız bir ton insanın içeri alınıp yargılandığı operasyon. bu işin yargılama ve soruşturma kısmı resmen trajikomik hale dönüştü. yargı bağımsızşığı hakkında insanlarda şüphe oluştu. halk iki kampa bölündü ülkenin huzuru bozuldu. eğer ortada suç varsa bu hukuk adamlarının işidir onları serbest bırakmak gerek ama artık yargıya siyasiler müdahale etmeye başladı.bazı savcılar siyasilerin silahı gibi davranmaya başladı. gazeteler tv kanalları insanların yargılandığı mahkeme salonlarına döndü. bir çok kişinin suçlu olduğu kanıtlanmadan ismi karalandı. herkese dokunulacak diyenler kendi dokunulmazlıklarını kaldırmaya cesaret edemiyor bu da işin ayrı bir yönü.
birilerinin bize bir şeyler anlatmak istediği operasyon.. bakalım neler çıkarıyoruz bundan..
- hükümet emekli ve hali hazırda görevine devam eden askerleri gözaltına alarak "biz ordudan bile daha güçlüyüz bakın maymuna çevirdik hepsini" imajı veriyor ya da "o çok güvendiğiniz ordu bile bakın sizin hayatınızı ve ülkenizi bok etmek için neler yapıyor" demek istiyor..
- sabih kanadoğlu'nun evinin aranması ile "biz hukuktan bile üstünüz, hukuk bizim avucumuzun içinde" ya da "o çok güvendiğiniz yargı organları bile sizin değil kendi güvenlik ve egolarını dokunulmaz kılmak için çalışıyor" imajını vermekte..
- istihbarat ve görevli polisleri içeri alarak "biz sizi koruyanları bile yönetebiliyoruz" ya da "bakın sizi koruduğunu zannettiğiniz insanlar tüm faili meçhullerin sorumlusu" diye lanse ediyor..
- köşe yazarlarını gözaltına alarak "biz onların düşüncelerini ve halkı yönlendirmesini istemioruz" ya da "bakın sizin her sabah okuduğunuz o çok aydın kişiler nelerle uğraşıyor aslında" demeye getirliyor..
- sendika başkanı ve iş adamlarını gözaltına alarak "biz en büyük patronuz ve sizi(işçileri) biz koruruz" ya da "bakın size ekmek verdiğini sandığınız ve sizi işveren önünde koruduğunu düşündükleriniz aslında size düşman" diyor..
- hukukun üstünlüğünü savun beyanatlar vererek aslında kendi güç gösterilerini yapıyorlar..
son olarak da, korku filmlerinde bile birkaç saniyelik de olsa esprili kareler vardır ya işte bu filmin o karesindeki başrol oyuncusu da "tuncay güney"dir..
büyük bir kafa karıştırma operasyonudur ergenekon.. savcıları bile belli bir süre sonra "fatal error" vermektedirler..
medya cemaat amerika üçgeni tarafından şekillenen, uzun süreli tv dizisi tadında zulüm operasyonu. medyada yıllarca şerefi ile hizmet vermiş bürokrat ve askeri, manşetten dev puntolarla zanlı olarak haber yaparak, atatürkçü düşünenlerin tamamını aynı kefeye koymak sureti ile, suçluyu parmakla göstererek ipi halka çektirmek amacı taşıyan, patenti amerikaya ait sistemdir. kafesin içinde pazar yerinden geçirilen suçlu masum olduğu için tekrar pazar yerinden geçirilmez. arka kapıdan usulca çıkar. bu dava da aynı amaçı taşımaktadır. eskinin televoleci, kaynanacı, şimdinin dizici yemekteyizci kitlesi, reklam arasında batığı haberlerde geçen, sanki yıllardır aranan suçlu yakalanmışçasına spikerin heycanla, üzerine basa basa anons ettiği yakalama haberleri ile beynine kazınmaya çalışılan, atatürkçü teröristler fetocu vatanseverler denklemi, bu operasyonu tamamen anlatmaktadır.
sevgili başbakan '' askerlik yan gelip yatma yeri degildir'' dediği zaman kendisine 1 ytl'lik tazminat davası açmış ve kazanmış olan yarbay'inda suçlandığı ve gözaltına alındığı iddaanemsei , suç dosyası olmayan hükümete karşı mualif olanların suçlandığı cumhuriyet düşmanı oyundur...
mustafa balbay ile artık tamamen koca bir tertip olduğunu, akp'nin maşası bir operasyon olduğunu kanıtlayan masal ve hurafedir.
zira mustafa balbay daha önce bu operasyon kapsamında dürtüldü, uyarıldı; sus dendi kabaca.
ama mustafa balbay ankara rüzgarı adlı programa devam etti, hükümeti eleştirdi ve muhalefet etti.
sonuç; tutuklandı.
bu ülkeye polisin askerden hiçbir eksiği olmadığını polis darbesini yaparak kanıtlayacakmış gibi bi izlenim bırakan operasyon. korku yaratmak iktidar sahibi insanların halkı daha kolay yönetmek için çok eski tarihlerden beri kullandığı bi yöntem. ancak bu korkununda yaratılmasında sadece iktidar rol almaz bu korkunun yaratılması için bi gerçek payı olmalıdır ki kafalarda soru işaretini muhafaza eden bu realitenin olmasıdır.yakın tarihimizden söz ediyorum 3ü taşşaklı biri postmodern biri emuhtura olmak üzere belli bir yakın tarih hatta hala üzerinde dumanı tüten bir geçmiş var.daha sonunu görmeden şu an için konuşmak anlamsız sonu çok sikindirik yerlere varsa bile bu toplumun değişmez yönetilme şeklini adeta suratımıza vuran bir güncelliktir bu operasyon. ha bu operasyon gelir geçer alakalı insanlar içeri atılır alakasız insanlar eğer iktidarın tavuğuna kış dediyse bu operasyon gerekçe gösterilip susturulur ancak değişmeyecek olan şey insanların devamlı olarak mimlenerek susturulacak korkutulacak olmasıdır. esas üzücü olan şeyse insanların örgütlü olarak hareket edememesidir baş kaldırmaması ve her zaman olarak iktidara domalmasıdır. bu şekilde bana dokunmayan yılan tepkisizliğini kendine adet edinen bi güruh her zaman düzülmeye mahkumdur.askerde olsa mollada olsa bu halk kendini düzüdürecektir.hele ki bazı yurttaşların bu operasyona neden ordu tepki göstermiyor çığırışı vardır ki bu davranış yazıktır acınasıdır kendini düzdürmeden keyif almaktır.
şener eruygur'un yaşar büyükanıt'ı zehirleme planları yaptığı darbe girişimleri de bu dava içine eklendi. yazıklar olsun düştüğünüz şu duruma.
--spoiler--
Komutanların 2004-2006 arasındaki darbe hazırlıklarını anlatan savcı, iddianamede, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in günlüklerine de atıfta bulundu. Dönemin Jandarma Genel Komutanı Mehmet Şener Eruygur'un darbeyi daha sağlıklı gerçekleştirebilmek amacıyla Kara Kuvvetleri Komutanı olmak istediği, normal hiyerarşi içerisinde Kara Kuvvetleri Komutanlığına gelecek olan Yaşar Büyükanıt'ın önünü kesmek için yıpratmaya ve sindirmeye yönelik ciddi çalışmalar yaptırdığı ileri sürüldü. iddianamede, Özden Örnek'e ait günlüklerde '10 Ekim 2004' tarihli yazıda 'Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur'un bir şeyler karıştırıp durduğunu anlatan Aytaç Paşa'nın neler söylemek istediğini şimdi daha iyi anladım. Yaşar'ı zehirlemeye kadar varan planlar hazırlanmış' ifadelerinin bulunduğu bildirildi. iddianamade, yine Örnek'in günlüklerinden kuvvet komutanlarının sık sık açıklamalar yapmaları ve özellikle harp Okullarının açılış törenlerinde mesajlar verilmesinin planladığının görüldüğü kaydedildi.
--spoiler--
şener eruygur ve hurşit tolon'un etö'nün üst düzey yöneticileri olarak yargılandığı ve haklarında üçer müebbet hapis istenen asrın davası. danıştay saldırısı'nın emrini de şener eruygur ve hurşit tolon vermiş. neden şaşırmadım acaba? tekbir getirmişti di mi, hı hı evek.
--spoiler--
Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci iddianamede emekli orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılması eylemlerinden de sorumlu tutuldu. istanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca 56 sanık hakkında hazırlanan 1913 sayfalık yeni iddianamede, Tolon ve Eruygur "örgütün üst düzey yöneticileri olmak"la suçlandı.
3'ER KEZ MÜEBBET
Zekeriya Öz'ün de aralarında bulunduğu 6 cumhuriyet savcısı tarafından hazırlanan iddianamede, 'Eldiven' darbesini organize eden tutuksuz sanıklar emekli orgeneralleler Eruygur ve Tolon direkt olarak kanlı Danıştay baskını ve Cumhuriyet Gazetesi'ne el bombası atılması eylemlerinden sorumlu tutuldu.
iddianamede, "Cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek", "Cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" ve "Tasarlayarak, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.
iddianamede ayrıca, sanıkların işledikleri diğer suçlar için 142 yıldan 246'şar yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
--spoiler--
%62'yi göz altına almak istiyorlar da nereye sığacak milyonlarca insan. o zaman soyut tutuklama da yapmaları gerekir. bunu da insanlar üzerinde yarattıkları telefonların, yazışmaların takip edilmesi algısıyla başarmaya çalışıyorlar.
içeride hiç mi suçsuz yok? elbet vardır, bağımsız yargı karar verir. ama içeri alınan onlarca insanın büyük kısmı suçsuz ve tamamiyle %62 içerisinde olmalarından ötürü bu durumu yaşıyorlar. sıra bizlere de gelebilir. ama biliyoruz bunun bir kahpe oyun olduğunu. batının kuklalarının türk topraklarına ihaneti olduğunu.
arap evladını, mandacı evladını memnun eden operasyondur.
bazılarının oyuncağı operasyon. aklı olan adam algılayabilir de akılsızlara bu lafım. bunca içeri alınan adam bunca aranan yer... gerçekten darbe yapacak olsalardı nasıl ve neyle yapacaklardı acaba? kameralarla, mikrofonlarla mı?
akp denen amerikan partisi tüm yurtsever medyayı tehdit etmekte. yarın sıra sana geldiğinde sarı öküz hikayesine dönmesin bu iş!
daha önceki operasyonlar gibi önemli bir olayın ardından ya da başka bir olayı gizlmek için sinsice yapılan operasyonlardan biridir şu son yaptıkları. maçın hezeyanı içindeyken halkım takır takır geçirmişlerdir.
(bkz: 3f)
suçlu olarak içeri alınan onlarca vatandaşın suçları sabitse hemen yargılanıp nihayetinde neticeye bağlanmasını istediğimiz operasyon. yok hayır bir suçları yoksa bu vatandaşları içeri alıp bunca zamandır bekleten şahısların insan haklarına tecavüz ettikleri gerekçesiyle yargı önüne çıkartılmasını ve yargılanmasını istediğimiz operasyon. operasyon bağlamında ergenekon'un kasası denilen kuddusi okkır isimli vatandaşımız biliyoruz ki hayatının son günlerinde yattığı hastaneye dönemin parasıyla 600 ytl * borçlu çıktı. üstelik hayatını kaybetti. meğerse suçsuzmuş. işte böyle bir operasyon.
yurtkuran'ın şu saatlerde istanbul'a götürülüyor olmasıyla zirve yapan operasyondur...
düzeltme:burdaki zirve; abukluk, saçmalık ve kendini bilmezlik alanlarında peyda olmuştur...
arz ederim...
hiç birşey çıkmayacak operasyondur. eğer doğru ise böyle bir organizasyon bu adamların muvazzaf generallerin onayını almadan böyle bir işe girişmeleri imkansız. muvazzaf generallere dokunabilecek sivil yargı maalesef bu ülke de yoktur. emeklilerden sadece veli küçüğün üzerine yıkılacak bir girişim. Bu kadar çetrefilli olacağını başlarken kimse tahmin etmiyordu galiba.
geçen sene mart ayında ilhan selçuk'un gözaltına alınmasından sonra yazdıklarımla beni haklı çıkaran operasyon. lan yoksa ben de mi ergenekoncuyum?
(#3171515)
