Edirne fatihi. Sarıkamış'ta başarısız olmamıştır yanılmıyorsam 11.kolordu gerekli desteği vermemiştir. Trablusgarp'ta halk kendisini kayıp 12. Imam sanmıştır. Öyle sanmalarında gerçi kuşçubaşı eşrefin yaydığı söylenti etkilidir. Ruhu şad mekanı cennet olsun şehid Enver paşanın. Murat bardakçı hakkında ciddi çalışmalar yapıyor bekliyoruz sabırsızlıkla açıklayacağı kitabını çıkaracağı gunü.
--spoiler--
Hainle kahraman arasındaki farkı mahkemeler değil,tarih belirler... Tarihe nerden bakıcaz.. 1907'den tarihe bakarsak Enver Paşa eşkiyadır... 1908'de Hürriyet kahramanı... 1914'te başkomutan vekili... 1918'de sürgün bir mağlup komutanı... 1923'te vatan haini...
--spoiler--
hitler'in bize saldırmayışı ile bir alakası olmayan paşa. kendisinden son zamanlarda nedense alman-osmanlı ilişkilerini başlatan kişi gibi bahsediliyor ki bu tarih bilmemezliktir, enver ilişkileri yoğunlaştırdı ama çaresiz osmanlı enver olmasa bile zaten ittifak safında savaş girmeye mecburdu.
türkçü, islamcı ve turancı milliyetçi bir vatan evladıydı. henüz 30 yaşında çok hızlı bir yükselişle devlet yönetiminde söz sahibi oldu. saraydan gelin aldığı naciye hanım ile tutkulu bir aşk yaşadı. anlatılara göre vatan için ölmeyi henüz gençlik yıllarında göze almış biriydi. enver paşa hakkında birinci dünya savaşı tarihi hakkında bilgi sahibi olmayanlar atıp tutar ve her şeyin müsebbibi olarak onu görürler. islamcısı sevmez, kemalisti sevmez. onu sevmek türk milliyetçilerinin boyun borcudur. ölümünden sonra mustafa kemal "enver bir güneş gibi doğmuş, bir gurûb ihtişamıyla batmıştır; arasını tarihe bırakalım." demiştir.
geçenlerde tarihin arka odasına çıkan ve türkçülük turancılık davasından dolayı gözaltına alınanlardan bir amcamız çok yakın olduğu 1. harp dönemi paşalarından birinin enver paşa ve hatta mustafa kemal için 10 tane soğanın bile başına geçmek isterler dediğini iletmiş lakin sonra murat bardakçı tarafından mustafa kemal kısmı yaygaraya getirilmiştir.
--spoiler--
herkes ölüyor
ama herkes Enver gibi ölemiyor.
herkes bir şeyler yaşıyor,
hayaller kuruyor
ama Enver gibi hayalleyemiyor.
Enver sana 90 değil
900 bin Türk kurban olsun.
Enver, sen hayaller kur
biz dökeriz kanımızı.
milli olamayan ittihatçı osmanlı paşası. ne kadar dinle alakadar gözükse de pek ümmeti düşündüğü söylenemez. abdülhamid hanla münasebeti dolayısıyla bu çıkarım yapılır.
bazı yobazların "abdülhamit hanla münasebeti" dolayısıyla boktan çıkarımlar yaptıkları paşamızdır. milli olmak abdülhamit hanla olumsuz münasebete bağlıysa milli şairimiz mehmet akif ersoy da milli değildir. abdülhamit için yazdığı şiirlerde demediğini bırakmamış bir an önce ölmesini dilemiştir.
şimdilerde birileri mehmet akif'in sonradan pişman olduğunu söylüyor ama yalandır (bkz: yobazlar ve yalan). kanıt diye suna suna hem abdülhamit'i, hem de ittihatçıları eşeğe palan yapan usta konumunda gösterdiği bir şiirini sunarlar. ne ki abdülhamit daha ehil bir palan ustasıdır... öyle geri zekalıdırlar ki sonuçta mehmet akif'in hem abdülhamit'i, hem de ittihatçıları halkı eşek yerine koymakla suçladığını bile anlayamazlar.
bir ingiliz hayvanı olan ve çirkin karısı naciye'den darlanan, şişirilmeyi, pohpohlanmayı çok seven enver paşa, türk askerini muzafferiyetten alıp, sarıkamış sırtlarına sürmüştür... sözde büyükler tarihimize kapkara lekedir o günler.
Cok akilli ama aceleci davranmasi adinin anilmasini engelledi hatta kotulendi bile..Ama Atatürk gibi ileri goruslu cesur birisiydi..Allah ruhunu sad etsin..
Osmanlı devletinin ve ordusunun başına ( çanakkale savaşlarında osmanlı devleti genelkurmay başkanı bir alman'dı, gerisini siz düşünün) bileğinin hakkı ile değil, padişah damadı olarak gelen ( bir insanın koca osmanlı ordusunun,hükümetinin başına sadece 34 yaşında bileğinin hakkı ile gelmesi ne kadar mümkün?), Sarıkamış'ta koca bir ordunun (90 bin kişi) biz her ne kadar şehit oldular desek bile gerçek anlamda ''niyazi'' olmasına neden olan, Ermeni tehciri, soykırımı, trajedisi vs... ne derseniz deyin yüzbinlerce insanın ölümüne neden olan, birinci dünya savaşına dangalakça girip yüzbinlerce kayıp ve hezimetle çıkmamıza neden olan, osmanlı'nın amına koyması yetmeyince gidip orta asyada devlet kurup başına geçmeye çalışan, kısacası ben komutan, başkan, reis, paşa olayım , kararları ben vereyim diye diye milyondan fazla insanın ölümüne neden olan kifayetsiz muhteristir. Bu çok büyük paşa'nın ömrü hayatında kazandığı tek bir savaş, muharebe duyan oldu mu?.
--spoiler--
Anayasayı yıkıyorsan iktidarı ele geçiriyorsan kahramansın. iktidarı ele geçiremiyorsan hainsin. Hain ile kahraman arasındaki farkı mahkemeler değil tarih belirler. Tarihe nereden bakacağız ? 1907den tarihe bakarsak Enver paşa eşkıyadır, 1908de hürriyet kahramanı, 1914de baş komutan vekili, 1918de sürgün mağlup bir komutan, 1923de vatan haini.
--spoiler--
cumhuriyet hükümetleri enver paşa'yı hiçbir zaman vatan haini ilan etmemişlerdir. evet, atatürk hesapsızlığını, hayalciliğini, siyasi tutumunu en baştan beri -haklı olarak- eleştirmiştir ama hiçbir zaman hain dememiştir. dolayısıyla 1923'te hain ilan edildiği doğru değildir.
enver paşa'ya hain diyenler, abdülhamit'i alaşağı etmesini sindiremeyen yobaz takımıdır. oysa söz konusu takımın zihniyeti, hainin önde gideni olan, korkak, teslimiyetçi, işbirlikçi, yobaz hürriyet ve itilaf fırkası zihniyetidir.
o ve iki arkadaşı (cemal ve talat paşalar) ile birlikte 600 yıllık osmanlı imp. unu hayalleri yüzünden yerle bir etmişlerdir. canla ve kanla kurduğumuz yüzyıllık devletimizin başına ise yine üçlü bir hayalperest tebelleş oldu.(recep-abdullah-ahmet)sözde osmanlıcılığı yeniden dirilteceklermiş. bunun için de hilafeti geri getireceklermiş, bütün arapları kendilerine bağlayacak islam birliğini oluşturacaklarmış. sanki osmanlı imp.unu ingilizin aklına uyarak arkadan hançerleyen onlar değilmiş gibi...bizim küçük enver paşa bir kitap yazmış.-stratejik derinlik-.bu kitaba bakılırsa görülür ki stratejisinin derinliği cia ajanı huntington'dan aşırmadır.bu ajan türkiye için hazırladığı raporda atatürk'ün ve milli devletin miadının dolduğunu türkiye'nin yönünü çağdaş medeniyete ve türk dünyasına değil orta doğuya arap dünyasına çevirmesi gerektiğini ve onlarla bütünleşmesi gerektiğini söylüyor. yani enver paşa gibi bir hayal peşinde koşmasını söylüyor. davutoğlu'nun kitabı da aynı şeyleri söylüyor.
türk düşmanı batılı ağızların dediğine kanıp alakası olmayan, tırnağı olamayacak insanlarla bir tutulan "kara şövalye".
2001 krizinin sadece anayasa kitapçığının fırlatılmasıyla ortaya çıktığını sanacak kadar saf akıllar varken, balkanlar ve ortadoğu denilen bataklıkları üç yüzyıl boyunca avrupa'ya taşımak istemeyen "büyük devletler"in insafıyla yaşamış osmanlı'nın da her şey bittikten sonra bir umut ortaya çıkan jön türkler/ittihatçılar tarafından hayalperestlikle çökertildiğini sanmak iyiniyetli dahi olsa absürttür. çünkü osmanlıcılar'ın ittihat terakki'yi sevmemesinin altında enver'in istibdatçı yönetimi tasfiye etmesi ve ittihatçılar'ın cumhuriyet kadrolarının çekirdeğini oluşturması yatmakta.
sarıkamış anlatılır durur da donarak ölenlerin 90 bin değil 10-12 bin civarında olduğu, askerlerin yarısının askerden kaçtığı, ruslarla savaşıldığı ve birkaç binin de esir düştüğü pek anlatılmaz. çünkü böylesi daha romantiktir, daha hamasidir. sarıkamış destanı'nın hikmeti zor şartlarda düşmanla çarpışmaktan ileri gelir. emir veren komutandır ama bunun adı da savaştır, bu ihanet değildir.
enver'in eleştirilen "hayalperestliği" ise, osmanlı'nın başında olduğu dönemden çok, basmacılar'ı teşkilatlayıp türkistan hanlıkları'nı birleştirerek turan'ı kurmaya çalıştığı dönemde saklıdır. ruslara yenilse dahi sovyet moskova üzerinden türkiye'deki milli orduya gönderilen destek yine bu hanlıkların, bir kısmı enver döneminde, elde ettiği servetten gelmektedir.
batı'ya dönecek olursak, osmanlıcılar ile batı'nın 1900'lerden günümüze nasıl da iyi anlaştığı herkesçe malum. enver paşa'nın aşağılanması ve birkaç gündür davutoğlu üzerinden dolaylandırılması da batı için bir diaspora propagandasından farksız.
--spoiler--
Vardar Kapısından çıkarken nişanlarımı söktüm. Ufak bir teessür hissettim. Artık belki eski hayallerim gibi, iyi bir asker olamayacaktım ve ben bu andan itibaren bir hiçtim. Kim bilir hangi kurşunla ve nerede vurularak bir yerlerde kalacaktım. Bir asi diye cesedim bir köşeye atılacaktı. Ama bir gün gelecek, beni elbette rahmetle ananlar da bulunacaktı. Artık hayatla irtibatım kalmamış gibiydi...
--spoiler--
zamanın askeri silsilesinden bihaber cahil, yobaz, abdülhamit götü yalayan ingiliz döllerinin çıkıp hakkında osmanlı askeri sisteminden bahsetmesine sebep olan şanlı ama mağlup komutandır. osmanlı devletinde genel kurmay başkanlığı ve harbiye nazırlığı tek şahıs üzerinde toplanmıştır. enver bey hem harbiye nazırı hem de gk başkanıdır. liman von sanders bugünkü tabirle gk 2. başkanıdır.
''insan ölümlerine'' değil milletin ülke müdafasında şehitlik mertebesine ulaşmasına sebep olmuştur. lakin abdülhamit yobazlığından günümüz neo osmanlıcılığına hasret çekenler bilmez.