Tam akabeye yakışacak karaktersizlikte, iğrenç bir tür.
Bünyemde yarattığı hissiyat hani konserve kutusu diye açtığın kutunun içinden bir kutu dolusu kıvranan solucan çıkar ya, işte bünyemde uyandırdığı his tam olarak bu.
ağzının lastiği bolardığından don lastiğine pek düşkündür, lafı ısırgan otu gibidir, çat yüzüne vurur. komünist zihniyeti hiç sevmez; devletin yakasını bi bırakın abiler edasıyla devletin fabrika işletmesine karşı çıkar. en vurucu cümlesi de "devletin işi don lastiği üretmek değil" cümlesidir, taktı bu lastiğe. tanzim satışlar başlayınca gördük ki göz kapaklarının lastiği de bolarmış gözleri kapanmış. halbuki ulan bu defa kesin eleştirir demiştik ama yine tık yok bizimkinde. devlet manavlık yapabiliyormuş ama hıyarı bu kadar ucuza vermesin abiler.
Şöyle bir başlığın altında yazılanlara baktım da, hadi bizim muhafazakar çomların taşak kadar beyni yok, bilgi birikimleri sınırlı, algıları kapalı, zekaları düşük. Fakat muhalefet nasıl oluyor da bu adamı ciddiye alıp sinirlenir amk. Bu adamın sözlük karşılığı trolldur çok net; hbbia gibi, eskilerden kernel amadeus gibi bluevelve yahut cool adam gibi.
insanları nereden kışkırtacağıni çok iyi bilen zeki bir troll.
"Merve kavakçinin ayaklarını düşünüp kaç sakalli o akşam 31 çekmiştir" gibi bir yazısı var bu adamın, "hadi cihadini yap da medeniyet füzeleri nasil götüne giriyor" minvalinde kitap satırları var bu adamın. Vaktiyle siyasal islamcılari nasil kudurtmuştur bu sözler düşünsenize.
Hökömet olsam yandaşım olmasını ben de isterim tabi.
yarbay ali tatar ugradıgı haksızlıga dayanamayarak intihar ettiginde bu muptezel -mermiye kafa atmıstır- diyerek aklınca dalga geciyordu. fetoculerle isbirligi yapıp vatanseverleri, masumları iceri doldurduklarında sinsi sinsi guluyordu bu tipler.
türkiye'nin en önemli entellektüel köşe yazarlarından biridir.
taş kafalıların korkulu rüyasıdır. defalarca yılmaz özdil denen adamı rezil pespaye etmiştir köşesinde. ama bu taş kafalılarda onu anlayacak kapasite yoktur.
--spoiler--
Ankara'dan istanbul'a gitse gitse Atatürk gider, akşam trene biner, düdükler öter, lokomotif çufff diye dumanlar salar, sabah da Haydarpaşa'da iner! Gidilse gidilse böyle gidilir.
Beraberinde de "zevat-ı mutade"... Hani şu Armstrong'un "desperados" dediği kişiler...
Herifçioğlu hayatında hiçbir havaalanının kapısından içeri girmemiş ki,
--spoiler--
-ülkenin işgal altındaki 1920 li yıllarını kastederek 2018 yılıyla kıyaslama çalışması kadar dangalakça bir şey olamaz. eller gezegenler arası cirit atarken kıçı kırık havaalanıyla övünmesi cabası..
Sözlüğün çoğunun yaşı yetmese de, benim eski zamanını bildiğim muhalif sayılabilecek bir yazardı.sonradan ne oldu böyle göt yalayan kervanda başa geçti anlamadım.