hangi koşulda nasıl davranması gerektiğini, nabza ne zaman şerbet vermesi gerektiğini bilen bu yüzden bazı dönekliklere imza atan kalemi kuvvetli köşe yazarı.
özal zamanında sabah gazetesi'nde yazıyordu, turgut özal'ı yere göğe sığdıramıyordu. özal gitti, engin ardıç cem uzan'ın yanında buldu kendini. cem uzan o'nu yanından ayırmıyordu. uzan, bugün paris'in en gizli lezzetlerinin sunulduğu cafe'leri iyi biliyorsa, bunda engin ardıç'ın payı olduğuna eminim. gün oldu devran döndü, recep tayyip erdoğan cem uzan'ın elindeki her şeyi aldı. engin ardıç safını yine tuttu, sabah gazetesi'ne geçti. kendisini yeni tanıyanlar, ateşli bir ak parti taraftarı olduğunu düşünebilir. ben buna inanmıyorum. ancak engin ardıç, chp'ye karşı öyle sert bir muhalefet yürütmektedir ki, "benim" diyen ak partili bile yazdıklarını şaşkınlıkla ama zevkle okumaktadır. şu anda ak parti tarafında, daha doğrusu chp karşısında durduğu için, yazılarında objektif olmasını kimse beklememelidir.
bu kadar eleştirinin ardından, hakkını teslim edelim.
engin ardıç, ortalıkta "gazeteciyim" diye dolanan pek çok şavalaktan, meclis'te bütün gün çay kahve içip, türkiye'de olan bitenden bîhaber pek çok siyasetçiden daha birikimlidir; olayları çok daha iyi analiz eder. zaman zaman anlamsız çıkışları olsa da, sarkastik üslûbunun satır aralarında, pek çok ülke gerçeği yatmaktadır. bunun en iyi örneği, ergenekon denen bilmeceyi bundan uzun süre önce çözüp, köşesine sığdırdığı şu yazısı oldu.
türk halkının çoğunluğu, ergenekon soruşturmasını ak parti'nin bir demokrasi zaferi olarak algılıyor. ak parti de aslında iktidarını bile aşan bu durumu, kendi siyasi dehâsı ve demokrasi aşkının göstergesi olarak lanse ediyor. bunu, hâlâ ne olup bittiğini tam olarak algılayamayan muhalifi chp'ye ve dolaylı olarak orduya karşı kullanarak halkın gözünde prim topluyor.
bugün engin ardıç, ergenekon sayesinde yakaladığı chp'yle dalga geçme fırsatını sonuna kadar kullanmaktadır. tıpkı ak parti gibi. tek farkı, aslında neler olup bittiğini, çoğu ak partili'den daha iyi bilmesidir.
her yazısı birbirinin aynı, tek derdi cumhuriyetçiler olan, düne kadar uzanın kalemiliğini yapan her daim her dem bu ülkede bir koltuğunu bulun yazılarını yazacak olanlardan biri.
artık yazı yazmayı düşünmedigim kişi. her yazdıgım silindi hukuki açıdan zor durumda bırakacagı düşüncesiyle. artık siz anlayın ona olan sevgimi.
seni çok seviyoruz engin ardıç.*
yazısı dikkatli okunduğunda aslında atatürkçü kadınları değil sokakta çarşaf filan yırtan, umut sarıkaya'nın da tiye aldığı "çağdaş yobaz" kadınları hedef aldığı anlaşılabilir.
bu yazısında çağdaş türk kadınlarını tanıtmış, beyni yettiğince. fakat söylemeyi unutmuş onlar hiçbir zaman üç beş kuruş alıp patronlarına yaranmak için köpek gibi kendilerini satmamışlardır bazıları gibi.
ayrıca bu yazısında bize atatürkçü kadınların kocaların cinsel organını eline almaktan bile çekindiğini söylemişler. bu adama göre demekki islamcılar her gece köpek gibi sikişiyor.
kendisinden başka kimseye tahammülü yoktur. bazen, kendisine bile tahammül edemediği olur. kelimenin tam anlamıyla bir entelektueldir. alaycı üslubu ile okunması zevk veren, sıkı makaleler yazar.
nihat genç'in bir zamanlar skytürk'teki "ne var ne yok" adlı programda serdar akinan'a ve kameralara elindeki vesikalık fotoğrafını göstererek "bu surata şans tanımıyorum, riya akıyor, nefret akıyor çünkü, şu surata iyi bakın" diyerek tarihin ayarını verdiği hede.
devamlı "hep iktidar savunuculuğu yapıyor" eleştirisine maruz kalan yazar. elbet bu eleştiri doğru değildir. sanırım bu eleştiriyi yapanlar aslında engin ardıç'ın yazılarını zevkle okuyanlar. bu arkadaşlar hiçbir zaman beğenilerini açıkça dile getiremeyecekleri için ancak bu tip eleştirlerinden yola çıkarak kendilerini deşifre edebiliyoruz. kusura bakmasınlar.
Bugün (16 Ağustos 2010) tarihinde emekli maaşlarının postacılar tarafından eve getirilecek olmasıyla ilgili bir köşe yazısı yazmış ve bazılarına göre bu yazısıyla "asker düşmanı olduğu artık açıkça ortaya çıkmış"tır. Ne yazar ama.