bir hıncal uluç değildir. (bkz: rıdvan dilmen)
bir yazarın yazılarında hükümete hiç eleştiri yokken, her yazısında sadece muhalefet eleştirisi olması dünyanın her yerinde aynı tepkileri alır. yetki ve sorumluluk sahibi olanlarda hiç eleştiricek bir şey yoksa o zaman hiç derdimiz tasamız yok demektir. eleştir, muhalefeti de eleştir de medya da muhalefet sayılır hükümete dokunmamak, arayı bozmamak için bu kadar kasıyorsan herkese garip gelir. hıncalı sevmem ama adam aynı gazetede çalışıp hükümeti kayırmamayı başarıyor. yılmaz özdil sırf hükümeti eleştiriyorsa o da aynı kefede tartılmalı. ama kalkıp köşende yılmaz özdil eleştirisi yapıyorsan gerisindesin ve takip edensin demektir.
Bu arada 1. sınıftan itibaren herkes yazı yazabilmektedir. olay o değil yeğen.
cia ajanı olabilirmiş, hükümeti destekleyen yazılar yazdığına göre direkt olarak amerika'dan icazet alma olasılığı bile var. yalnız, bu adam muhafazakarları sevmezdi eskiden, şimdi destekliyor. biraz temkinli yaklaşmak gerek kendisine.
bugünkü sabah gazetesinde ki köşesinde, son günlerin en önemli olayını şu şekilde açıklayan yazar;
Mahkeme bizi tutukladığı zaman "ben size teslim olmam, Adalet Bakanı'nız gelsin" demeyiz. Böyle bir terbiyesizlik etmeyiz.
Bunu Mustafa Balbay da dememiştir, Tuncay Özkan da.
Ama onlar diyorlar...
Hakkında tutuklama kararı çıkan bir korgeneralin "yakınları" (onlar da tutuklu), duruşma salonunda "size onu teslim etmeyiz, buraya onu teslim almaya orgeneral gelecek" dediler.
Mahkeme, sivil mahkeme.
Bu asker, sivile teslim olmuyor. Bunu bir "teslim" olarak algılıyor, yenilmek, kılıcını kaptırmak... Ortada bir "suç iddiası" olduğunu kabul etmek istemiyor.
--spoiler--
yürüyen merdivene, yukarı çıkmak amacıyla tersten, yani aşağı inen tarafından binip sıkıntı yaşamasıyla da ünlüdür... "karadeniz fıkrası" diyeceğim ama kendisi oralı değil, horasanlı.
--spoiler--
gözüyle gördüğünü bile yanlış yazan bir yazar kendisi. dalga geçmeye çalıştığı olay anlık bir olay fakat yazı yazmak, olayları okuyucuya aktarmak kendisini mesleği ve o, bunu düzgün şekilde icra etmekten aciz gördüğünüz üzere. yazık lan.
son yazısında solculara olan kinini kusmuştur. ama biraz sıçmış üstüne sıvamıştır.
islami öğretinin -ataerkil- sonucudur bunlar diye bakıyorum. kadınları madde olarak görmek.
çirkinse ölsün mantığı. karısı manken falan herhalde. yada kendisi eski manken falan olsa gerek.
ayrıca çekinme engin'cim. ileri demokrasimizde eşcinsel ilişkiler artık özgürce yaşanıyor. al emre aköz'ü yazlık evinizde öpüşün.
ekmeği derdinde olan bir adam. bu ekmek derdi de bir çok insanın en genelinde satılmış olmak ile suçlanmasına sebep olur genelde.
öte yandan terbiyesizce bir yazısı var. bahsi geçen kadının solcusu sağcısından ziyade toplumun kadına bakışını erkek gözünden net ortaya koyması açısından da yeterli bir örnek. yazısı ile küçülmüştür. zaten nerede o eski göte göt diyen engin ardıç nerede bu garip şey.
hasan vasfi altay kendisi ve gropui kankası aköz le ilgili güzel bir yazı yazmış. o yazının final kısmından...
bal membası engin sözlerini keşke o kızı tutup şap diye öpseydin emre... belli ki kimse öpmemiş... belki de ossaat liberal kesilirdi! diyerek bitirmiş. enginim kuzucuğum, öpüşerek böyle bir dönüşüm söz konusu oluyorsa ben de seni ve kankan emreyi sevgiyle öpmek isterdim. belki sosyalist olursunuz umuduyla. ama böyle bir değişime öpmekkafi gelir mi bilemem.
Lemanın kapağına göre kalemiyle sıçan insandır. yazılarını (?) sabah gazetesinde okuyabilirsiniz. kara kuru kızlar diye tarif yapan biri olarak GS lisesinde lakabının " (bkz: hayvan engin)" olması düşündürücüdür.